Bazı kimseler, Allah’ın rahmetine güvenerek günah işlemeye devam eder. Oysa günahta ısrar edenler affedileceklerini sanarken, kalpleri ve amelleri hesaba alınır ve çetin ilahi cezaya çarptırılabilir.
Günah İşleyerek Cüretkar Davrananı Allah’ın Çetin Cezaya Çarptırması: Cahillerin çoğu, Allah’ın rahmetine, affına ve cömertliğine güvenerek emir ve yasaklarına uymamakta, cezasının çetin olduğunu, başlarına gelecek zorlu azabı, mücrim / günahkar topluluğun başından savamayacağını göz ardı etmektedirler. Günahta ısrar etseler de affedileceklerine güvenerek dikkafalı / inatçı bir tutum sergilemektedirler.
Ma’ruf şöyle demiştir: Sana iyilik yapmayacak olan kimsenin merhametini ümit etmen, zilletin ve ahmaklığın bir sonucudur
Alimlerden biri de şöyle demiştir: Üç dirhemlik hırsızlık karşılığında -dünyadayken- bir uzvunu kesen kimsenin ahirette ki cezasının bu şekilde olacağına güvenmemelisin!
Hasan-ı Basri’ye:
Hasan-ı Basri şöyle derdi: Bağışlanacaklarına yönelik ham hayalleri bir topluluğu oyalamış, en nihayetinde dünyadan tövbe etmeden ayrılmışlardır. İçlerinden biri Ben Rabbim konusunda hüsnü zan besliyorum diyordu. Ama yalan söylüyordu, çünkü hüsnü zan sahibi olsaydı, aynı zamanda hüsnü amel sahibi de olurdu
Bir adam Hasan-ı Basri’ye: Ey Ebu Sa’id! Kalplerimizi yerinden fırlatacakmışcasına bizleri korkutan toplulukların meclislerinde bulunduğumuzda nasıl davranalım? diye sordu.
Hasan-ı Basri cevaben şöyle dedi: En sonunda emniyete kavuşacağın bir korkuyu sende uyandıran topluluklarla birlikte olman, türlü korkuları sana iliştirecek olup güven hissini veren topluluklarla beraber olmandan daha hayırlıdır
Kaynak: İbnu’l Kayyım el-Cevziyye / ed-Dua ve’d Deva (Kalbin İlacı) / bkz: 73-74