DOLAR
27,1418
EURO
28,9323
ALTIN
1.681,16
BIST
8.039,18
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
31°C
İstanbul
31°C
Açık
Pazar Az Bulutlu
26°C
Pazartesi Az Bulutlu
26°C
Salı Az Bulutlu
25°C
Çarşamba Çok Bulutlu
24°C

Zekat Vermenin Önemi ve Faydaları

21 Nisan 2021 19:42
763
Zekat Vermenin Önemi ve Faydaları

Zekat temizlik anlamındadır. Bu temizlik, hem zekatı verene ve hem mala aittir. Zekatı verilen malın bereketi artar, çoğalır

Zekatı Verene Aittir: Mal sahibinin günahtan temizlenmesine, cimrilikten kurtulmasını sağlar.

Mala Aittir: Malın kirini giderir, zira zekat malın kiridir. Bu bakımdandır ki Peygamberimiz (s.a.v) zekat almamışlardır. Zekatı verilen malın bereketi artar, çoğalır. Şeytan o malın israfını veya fena yerlere sarfı için iğvasını veser.

Cenab-ı Hakk’ın her emrinde hikmet vardır.

Zekatın farz olmasında de iki hikmet gözetilmiştir.

Birinci Hikmet: Mal sahibini imtihandır. Ne yazık bu imtihanı kapatana. Allah’ı seven bir kimse, parayı da çok severse, bu sevgi dolayısıyla, malından zekatını ayırmazsa, akıbeti azap olur. Kalbinde Allah korkusu söner

İkinci Hikmet: Zenginin malından fakirlerin tamahını, hasedini kesmektir. Bunun içindir ki, zekatı bulunduğu yerin dışına göndermek mekruhtur. Meğer ki bir akraba düşkünü olsun. O vakit bu kerahat kalmaz. Zira zekatta kerahatin, yakınlığın hakkı vardır. Bunu yerli fakirler hoş görür. Maldan kendileri almış gibi tamahlarını keserler. Elhasıl zenginin malının 40 / 1 (kırkta bri) fakirlerin hakkıdır

Ne ulvi bir dinimiz var ki, sırf yoksullara bir yardım olmak için zekatı farz kılmıştır. İslam olarak yaratıldığımıza hamd ve şükürler edelim. Zengin kazancının kırkta birini fakirlere verdikçe, fakirlerin mala tamahı, hasedi kalmaz. Kısmetim buymuş der, dünyanın düzeni bozulmaz.

Zekat emri Kur’an-ı Kerim’in bir çok yerinde tekrarlanmıştır. Bunlardan biri de okuduğumuz ayet-i kerimedir:

Ey kullarım ! Namazınızı kılınız. Zekatınızı veriniz. Nefsiniz için yaptığınız hayırların mükafatını Allah indinde bulursunuz. Zira Cenab-ı Hak, işlediğiniz her şeyi görür

Zekat borcunu ödemeyenler hakkında, diğer bir ayet-i kerime de yine yüce Allah şöyle buyuruyor:

Altın ve gümüş kazanıp bunu bir yere istif edip de Allah yolunda onun hakkını vermeyenlerin bu paraları ateşte kızdırılır. Alınları, başları, arkaları dağlanır, damgalanır.

Bu ayet-i celilenin manayı münifini duyup da yine zekat vermeye kıyamayan kimseye ne diyelim !

Karun büyük bir servet toplamış, fakat zekatını vermeye elli varmamıştı. Akıbeti ne oldu? Helak olup gitti

Halbuki o zaman, zekat olarak malın dörtte biri verilirdi. bizim şeriatımızda ise kırkta birdir. Bu kadar kolaylık gösterilen Allah borcunda, direnme veya ihmalciliğin çok ağır bir azap göreceğinden şüphe edilebilir mi? Zira bu, fakirlerin hakkıdır, davacı olurlar.

Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur: Cenab-ı Hak kendisine mal verip de, o malın zekatını vermeyen kimsenin malı, kıyamet gününde yılana çevrilir. O yılan kulaklarının yumuşak yerlerinden tutar, ben senin sakladığın malınım der.

Zekat ayetlerinde, verilecek miktar, gösterilmemiş, kırkta birinin verileceği Peygamber Efendimiz tarafından tespit edilmiştir

Cimri olan kimselere yüzde biri bile olsa ağır gelir. Ama parasız ibadet için üşenmezler. Halbuki namaz kadar zekat da İslam’ın en önemli rüknüdür. Kur’an-ı Kerim de daima namazla birlikte zikrolunmuştur

Zekat Müslüman fakirlere verilir. Sadakalarda Müslüman olmak şart değildir. Kim olursa olsun verilmesi caizdir. Ecir ve sevabı umulur.

Ey Cemaat-i Müslimin !

Ahirete Allah borcu ile, fakitlerin borcu ile girmeyiniz. Malın azabı size, sefası varislerinize olmasın. Hatta bu nimetin kadirini, şükrünü ödemek için başkaca hayrat yapmakta da kusur etmeyiniz.

Kaynak: Mehmet Şakir Çörüş / Bustan’ül Hutaba / bkz: 61-64

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.