Bilinçaltı mesaj nedir? sorusunu bilinç ve bilinçaltı kavramlarını açıklayarak cevaplamak daha doğru olur sanırım. Bilinç için, kısaca ve anlaşılır bir şekilde insanoğlunun ilk uyarımları almaya başlaması ile işlerlik kazanan ve ömrünün sonuna kadar devam eden farkında olma faaliyetleridir diyebiliriz.
Bilinçaltı kavramı ise çevremizdeki görüntü, ses ve mesaj gibi uyarımların farkında olmadan insan zihnine yerleşmesidir. Bilinçaltı zihin, bir nevi beynimizin kara kutusudur. Doğumdan ölüme kadar tüm yaşananları, çevremizde gördüğümüz, duyduğumuz bütün her şeyi kayıt eder.
Halbuki bir kişiye kırk gün deli dersen, deli olur atasözümüzde de geçtiği üzere bir kimseye bir şeyi empoze etmeye çalışırsanız, o kişiye sürekli olarak o şeyi söylerseniz, gösterirsiniz bir şekilde akılda kalmasını sağlarsınız.
Dolayısı ile bir bireyi, bir grubu hatta bir toplumu istenilen yönde etkilemek, değiştirmek çok da zor değil. İnsanlar belli bir süre içerisinde öyle bir değişime uğrarlar ki, kendileri bile bu değişimin farkına varamazlar.
Bu teknikler Yenidünya Düzeninin gizli silahı olarak görülmektedir. Bu yazımızda teknik bilgilere girmeden, ekranlarda geleceğimizin teminatı çocuklarımızı, gençlerimizi olumsuz yönde nasıl etkilediklerini, bu olumsuz etkilerden “geleceğimizi” nasıl koruyabileceğimizi ortaya koymaya çalışacağız.
Ekran denilince eski bir alışkanlık olsa gerek, hep aklımıza televizyon geliyor. Ancak günümüzde ekran tabirini; televizyonun yanı sıra bilgisayar, tablet ve telefonlar için de kullanabiliriz.
Bilinçaltı mesajlar konusunu incelemeye başladığımda, işin gerçeği bu kadar ciddi ve korkunç durumlarla karşılaşacağımı hiç düşünmemiştim. Genç beyinlere bu kadarı yapılamazdı. Bu konudaki çalışmalarımı derinleştirdikçe, aklımızın ucundan bile geçmeyen yerlerde bilinçaltı mesajların çocuklarımızın saf ve temiz beyinlerine yerleştirildiğini görüyorum.
Öncelikli olarak evimizin başköşesinde yer alan ve üstünü çeyiz dantelleri ile süslediğimiz televizyon, kimilerine göre çağımızın en büyük buluşu, kimilerine göre aptal kutusu.
Kullanım amacına göre her iki yaklaşım da doğru. Ancak uyanık olmazsak aklımızı kullanmazsak çağımızın bu büyük buluşu öyle bir bombaya dönüşebiliyor ki; milli manevi tüm değerlerimizi yok edebiliyor.
Örneğin;
I. Süleyman, Osmanlı İmparatorluğu’nun onuncu padişahı ve 89. İslam halifesidir. Batıda Muhteşem Süleyman, doğuda ise adaletli yönetimine atfen Kanuni Sultan Süleyman olarak bilinmektedir. Osmanlının hem en uzun süre görev yapan hem de en çok sefere çıkan padişahıdır.
Ancak televizyonda yayınlanan dizilerde ömrü sanki hep haremde geçmiş gibi verilmekte, ecdadımız genç zihinlere farklı şekilde yerleştirilmektedir. Bir başka dizide ise dayısının karısı ile ensest ilişki yaşayan yeğeninin gayriahlaki sahneleri normalmiş gibi verilmekte, maalesef halkımız tarafından da;
1980’li yıllarda öpüşme sahnesinde televizyon kapatılırken, geçen zaman içerisinde oluşturulan algı operasyonları sayesinde millet olarak bilinçaltımız bu sahneleri bile normal algılar hale geldi.
Diğer taraftan;
Bu konuda o kadar çok olumsuz örnek var ki, rahatlıkla gayr-i ahlaki davranan kahramanları, cinselliği ile ön plana çıkartılmış karakterler, tek gözlü yaratıklar, satanizmin simgeleri ile donatılmış sahneler…
Anneler ve babalar, hani siz bize hocam bu konuda size çok iş düşüyor diyorsunuz ya. Ben de size soruyorum;
Bir diğer ekran ise;
Havada uçan tavukların vurulduğu oyunda, sahne arkasında bulunan kilise vurulduğunda eksi 25 puan düşülürken, cami vurulduğunda artı 25 puan alınıyor. Bu şekilde insanların bilinçaltlarında dini inanışları konusunda ayrımcılık ve şiddet ön plana taşınıyor.
Genel itibari ile hep suç işlemeye yönelik olan ve şiddet içeren bir başka bilgisayar oyununda ise oyuncu sürekli olarak polis öldürüyor ve kendisine verilen görevleri yerine getiriyor. Bu görevlerden birisi de kadın tüccarlığı.
İlkokullarda ders kitaplarına destek olunması amacıyla okutulan test kitabının bir sorusunda yer alan resme göre; yanında domuz ve at olan bir kişinin mesleği sorulmaktadır. Gelecek nesillerin bilinçaltlarına domuz eti yemenin normal olduğu verilmektedir.
Reklamlarda sürekli olarak; Kadınların cinsel bir nesneymiş gibi kullanılması insanların bilinçaltlarına bu şekilde yerleştirilmeye çalışılması da yine milli ve manevi değerlerimiz ile örtüşmemektedir.
Düzensizlikten düzen kurmaya ve bundan rant elde etmeye çalışan, bu amaçlarına araç olarak Yenidünya Düzeninin Gizli Silahı:
Her ne kadar kanunlarla sağlanmaya çalışılsa da asıl görev her zaman olduğu gibi bizlere yani bireylerin her birine ve dolayısı ile topluma düşüyor. Bu konuları sunduğumuz zaman;
▬ Hocam, siz öyle diyorsunuz ama bilinçaltı mesajlar göndermek üzere yapılan dizi, film, reklam, bilgisayar oyunlarına milyon dolarlar harcıyorlar, biz nasıl mücadele edebiliriz ki? gibi serzenişlerle karşılaşıyorum.
▬ Cevabım çok açık, net ve kesin; Bilinçaltı mesaj gönderen kimseler milyon değil milyar dolar da harcasalar, öncelikli olarak korunma yolu çok basit; düğmeye basıp TV, bilgisayar veya tablet her ne ise kapatıyorsunuz.
O halde yapmamız gerekenleri şöyle sıralayabiliriz:
Kaynak: Yrd Doç Dr: Yağmur Küçükbezirci (Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi) / Diyanet Aile Dergisi / Şubat 2015 / bkz: 22-25