DOLAR
27,3824
EURO
29,0085
ALTIN
1.630,05
BIST
8.334,94
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
22°C
İstanbul
22°C
Yağmurlu
Pazartesi Az Bulutlu
23°C
Salı Az Bulutlu
23°C
Çarşamba Az Bulutlu
23°C
Perşembe Az Bulutlu
22°C

Vahiy ve Tebliğ Kavramı ve Muhtevası

17 Eylül 2023 02:30
6

Vahiy, genel olarak beşerin başka alemlerle teması demek oluyor. Çünkü Resulullah (s.a.v) ilahi vahyi almadan önce bir hazırlık olmak üzere melekler aleminden Cebrail (a.s) ile görüşmüş ve temas etmiştir.

Buhari’nin vahiy bahsinde Hz. Aişe’den rivayet ettiği “Vahyin başlangıcı” adlı hadiste bu temas açık bir şekilde anlatılmıştır. Bu temasın mahiyet ve keyfiyeti göstermektedir, ki vahiy, beşerin arzusu ile değil Allah’ın iradesi olarak zuhur etmiştir.

Tebliğ ise, ziyade ve noksan yapılmadan tam olarak vahyin insanlığa duyurulması demektir. Her ilmin bir kaynağı, alındığı bir menbaı vardır.

Binaenaleyh insanların vücuda getirdiği eserlerin de birer kaynağı vardır. Bu kaynak, yeniden icadedilen görüşlerde ve sanat değeri bulunan eserlerde olduğu gibi, bazen eser sahibinin akli kudretidir.

Çok defa da, önceden geçmiş eserlerden alınan ilhamla meydana geldiği için geçmiş eserlerdir, insanlığın elinde bulunan bütün eserlerde bir kaynak arama ihtiyacı ve geleneği mevcut olduğuna göre, elimizde bulunan kitabımız Kur’an’ın da bir kaynağı olmalıdır.

Kur’an’ın da bir kaynağı vardır. Kur’an’ın kaynağı İlahi Vahiy’dir.

Bunun içindir, ki Kur’an, vahy-i metluv’dur. Allahu Teâala Kur’an’ı, kulu ve Resulü Muhammed Mustafa’ya vahiy olarak indirmiştir. Bu itibarla Kur’an;

Allah Resulü Muhammed (s.a.v) in icadı ve söylemesi değildir. O, Allah kelamıdır.

Bu makalede vahiy ve tebliğ konusunu izah ederken, ilk önce vahyin lügat olarak çeşitli istimallerini, sonra mahiyet ve keyfiyetini araştırmamız gerekir.

Vahiy Kelimesinin Lügat Manası

1 ▬ İşaret Etmek: Bu işaret, remz ve tariz ile yapılan seri bir işarettir ki, söz ve terkipten uzak olarak bazı azalarla yapılır, yazılmak suretiyle de şekillenir. Allahu Teala Kur’an-ı Kerim’de Zekeriyya (a.s) hakkındaki ayetinde şöyle buyurur:

O zaman Zekeriyya mihraptan kavminin karşısına çıktı ve onlara, sabah akşam teşbih ediniz, diye işaret etti (1)

Bu ayetteki işaret manası Arapça olarak “evha” kelimesiyle ifade edilmiştir.

2 ▬ Yazı Yazmak: Bu manada kullanılan vahiy kelimesi yazılmış kitaba ve name’ye de söylenir.

  • Accac bir şiirinde şöyle der; Allah dünya için kararı yazdı da istikrara kavuştu. Onu sabit dağlarla bağladı.
  • Züheyr de şöyle demiştir: O aşınmadan devam eden taştaki yazı gibidir.
  • Ei-Harisu’l-A’ver’in rivayet ettiği hadiste denir ki: Alkame, “Kur’an’ı iki senede okudum” dedi. Harisü’l-A’ver de, “Kur’an’ı okumak kolaydır, yazmak daha zordur” dedi. Haris, Kur’an ile kıraati; vahiy ile de kitabet ve hattı murad etmiştir.

3 ▬ Elçi Göndermek: Allah buyurdu: “Böylece biz sana kendi tarafımızdan bir elçi gönderdik… (2)

Bu ayette geçen ruh’tan murad Cebrail’dir. “Evhayna” ise elçi göndermek manasınadır. Zira Cebrail, Allah tarafından Muhammed’e gönderilmiş bir elçidir, yani aracıdır Vazifesi Allah’tan aldığı vahyi Muhammed’e tebliğ etmektir.

4 ▬ İlham Etmek: İlham manasında kullanılan vahyin iki şekli vardır:

  • a-) İnsana has olan fıtri ilham. Mesela; “Musa’nın annesine onu emzirmesini vahyettik (ilham ettik) (3)” “Hani Havarilere, bana ve resulüme iman edin, diye ilham etmiştim. Onlar da, iman ettik, gerçek Müslümanlar olduğumuza sen de şahit ol, demişlerdi (4)
  • b-) Hayvana mahsus olan garizi (içgüdü şeklindeki) ilham. Misal: “Rabbin bal arısına, dağlardan, ağaçlardan ve insanların sana hazırlayacakları kovanlardan evler edin, diye ilham etti (5)

5 ▬ Gizli Söz Söylemek, Fısıldamak: Bu manada istimal olunan vahiy kelimesi, her çeşit gizli konuşmaya, fısıldamaya denir.

6 ▬ Başkasına İlka ve Telkin Olunan Söz, Savt, İma, vesvese ki, bunların bir insana veya insan dışında kalan diğer varlıklara söylenmesi müsavidir. Kur’an’da şöyle gelmiştir: “Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarından bir kısım düşmanlar kıldık. Onlardan bir kısmı diğerlerine, aldatmak kastıyla birtakım yaldızlı sahte sözler telkin eder (5)

“Şüphesiz şeytanlar (şeytan gibi sinsi düşmanlar) sizinle mücadele etmeleri için kendi dost ve taraftarlarına telkinlerde bulunurlar… (5)

Bir zamanlar Rabbin meleklere, ben sizinle beraberim, iman edenlere sebat etmelerini bildirin, diye ilham ediyordu… (6)“.

7 ▬ Süratle Bir İş Yapmak: Hz. Ebubekir‘den gelen bir hadiste denilmiştir ki: “Bir iş yapmak murad ettiğin vakit, sonunu düşün. Eğer sonu kötülük ise vazgeç. Eğer sonu hayır ise onu sür’atle yap”

Şer’i Vahyin Tarifi

Vahiy; Allah tarafından geldiğine dair kati bilgi ile beraber, vasıtalı veya vasıtasız olarak kişinin ruhunda (kalbinde) bulduğu bir marifettir. Burada marifetten murad, bilgi ve ilimdir.

Vahiy; karşılıklı konuşma, yahut ilham veya melek vasıtasıyla ve beşer için mutad olmayan bir yol ile, kullarından seçtiği peygamberlerine Allahu Teala’dan gelen gizli talimat ve tebligattir. Buna Celi vahiy denir.

Bu tarifte ifade edilen vahiy, bütün vahiy çeşitlerinin en meşhuru, en kuvvetlisi ve en çok vuku bulanıdır.

Kur’an, bu tarifi yapılan vahiy ile inmiştir. Çünkü Allahu Teala; “Uyarıcılardan olman için onu senin kalbine fesahat ve belagatı apaçık görülen bir Arapça ile Emin Ruh (Cebrail) indirdi (7)” buyurmuştu.

İlham Ne Demek?

Vahye yakın olan ilhamın tarifi de şöyle yapılmıştır: İlham; insan ruhunun (veya kalbinin) nereden geldiğini fark etmeksizin yakini bilgi saydığı ve onunla talep ettiği şeye doğru aktığı bir buluştur, ki bu, açlığı, susuzluğu, kederi ve sevinci duyması ve sezmesi gibi bir olaydır.

Kaynak: Ali Özek (İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü Öğretim Üyesi) / Diyanet İlmi Dergisi / Haziran 1970 / bkz: 78-82

(1-Meryem Süresi 11) (2-Nahl Süresi 36) (3-Kasas Süresi 7) (4-Maide Süresi 111) (5-En’am Süresi 112)  (6-Enfal Süresi 12) (7-Şuara Süresi 193)

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.