DOLAR
27,3824
EURO
29,0085
ALTIN
1.630,05
BIST
8.334,94
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Gök Gürültülü
21°C
İstanbul
21°C
Gök Gürültülü
Pazar Az Bulutlu
23°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C
Salı Az Bulutlu
24°C
Çarşamba Az Bulutlu
24°C

Tövbenin Kabul Edilmesi

11 Şubat 2021 05:35
1.763

Şartları Yerine Getirilen Tövbe Kesinlikle Kabul Makbuldür

Bil ki, sen makbul olmanın ne anlama geldiğini anladığın zaman sahih ve geçerli olan her tövbenin makbul olduğundan kuşku duymazsın. Şöyle ki kalp, şüphesiz selim olarak yaratılmıştır ve her doğan çocuk fıtrat üzere doğar.

Kalbin selim olmaktan çıkması, günahların tozu ve karanlığıyla yüzünü örten isten dolayıdır. Kişi tövbe ettiğinde bu is kalkar ve iyiliklerin nuru, kötülüklerin karanlığını gündüzün geceyi silmesi gibi silip ortadan kaldırır.

Basiret sahipleri, kalbin günahlardan ve taatlerden etkilendiğini öğrenmişlerdir. Bundan dolayı için “zulmet/karanlık” ve taatler için “nur/ışık” kelimesi mecaz olarak kullanılmıştır. Zulmet ile nur arasında öyle derin bir tezat vardır ki yan yana bulunmaları düşünülemez.

Sahih olsa bile tövbenin kabul edilmeyeceğini düşünen kişi, güneş doğmuş olsa bile karanlığın süreceğini vahmedene benzer. Esas iş tövbeyi sahih hale getirmektir. Biz, Mutezile’nin dediği gibi “Tövbeyi kabul etmek Allah için vaciptir” demeyiz. Aksine deriz ki: “Yüce Allah suyu, susuzluğu ortadan kaldırmak için yarattığı gibi iyiliği de kötülüğü silmek üzere yaratmıştır.”

“Fakat tövbe eden kişi susuz kalmış adamın aksine, tövbesinin kabul edilip edilmeyeceği hakkında kuşku içindedir, oysa susuz kalan adam suyu içtiği zaman susuzluğunun gideceği konusunda kuşku duymaz” denilirse şöyle deriz:

Kuşku ancak tövbenin sahih olmasının şartlarının varlığı ve hepsinin yerine gelip gelmediği hakkındadır. Bu açıklama tövbenin kabulü konusunda basiret sahipleri için kafidir. Fakat biz yine de bu hususu ayetler, hadisler ve sahabe sözleriyle pekiştireceğiz.

Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır: “O, kullarının tövbesini kabul eden, kötülükleri bağışlayan ve yaptıklarınızı bilendir (Şura 25), O, günahı bağışlayan, tövbeyi kabul eden… (Mü’min 3)”

Daha önce Hz. Peygamber (s.a.v)’in şöyle buyurduğunu zikretmiştik: “Elbette yüce Allah sizden birinin tövbe etmesine şu kimseden daha çok sevinir…” Sevinmek ise tövbeyi kabul etmenin de ötesinde bir şeydir. Bu da tövbenin kabul edildiğini ve hatta fazlasının verileceğini gösterir.

(…) Ebu Said el-Hudri (r.a) naklettiğine göre HzPeygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “İsrail oğulları arasında doksan dokuz kişiyi öldürmüş bir adam halinin ne olacağını sorup öğrenmek üzere yola çıktı.

Bir rahibe gidip tövbesinin kabul edilip edilmeyeceğini sordu. Rahip kabul edilmeyeceğini söyleyince onu öldürdü. Sonra aynı soruyu sormaya devam etti. Adamın birisi ona filanca şehre gitmesini salik verdi. Fakat o şehre varamadan ölüm onu yakaladı ve ölmek üzereyken göğsünü güçlükle o şehre doğru döndürdü.

Bunun üzerine rahmet melekleri ile azap melekleri adam hakkında tartıştılar. Yüce Allah adamın gitmekte olduğu şehre yaklaştırılmasını, ayrılmış olduğu şehirden uzaklaştırılmasını vahyetti. Sonra meleklere adamın hangi şehre daha yakın olduğunu ölçmelerini emretti. Melekler adamın gitmekte olduğu şehre bir karış daha yakın olduğunu gördüler. Bunun üzerine adam bağışlandı”

Tövbe Ne Zamana Kadar Geçerlidir?

(…) Abdurrahman b. Beylemani şöyle anlatıyor: “Resulüllah (s.a.v)’in ashabından dört kişi bir araya geldiler ve içlerinden birisi dedi ki, Resulüllah (s.a.v)’in şöyle buyurduğunu işittim: Şüphesiz ki yüce Allah, ölmeden bir gün öncesine kadar kulun tövbesini kabul eder. İkincisi dedi ki, sen bu sözü Resulüllah (s.a.v)’den mi duydun? Öteki, evet, deyince dedi ki, ben de Resullülah (s.a.s.)’in şöyle buyurduğunu işittim:

Şüphesiz ki yüce Allah, ölmeden yarım gün öncesine kadar kulun tövbesini kabul eder. Üçüncüsü dedi ki, sen bu sözü Resulullah (s.a.s.)’den mi duydun? Öteki, evet, deyince dedi ki, ben de Resulullah (s.a.s.)’in şöyle buyuduğunu işittim:

Şüphesiz ki yüce Allah, ölmeden bir kuşluk vakti öncesine kadar kulun tövbesini kabul eder. Dördüncüsü dedi ki, sen bu sözü Resulüllah (s.a.v)’den mi duydun? Öteki, evet, deyince dedi ki, ben de Resulüllah (s.a.s.)’in şöyle buyurduğu işittim: Şüphesiz ki yüce Allah, canı boğazına gelinceye kadar kulun tövbesini kabul eder”

Safvan b. Assal (r.a) naklettiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ki batı tarafından uzaklığı kırk veya yetmiş sene olan bir kapı vardır ve yüce Allah gökleri ve yeri yarattığı gün o kapıyı açmıştır. Güneş oradan doğuncaya kadar bu kapı kapanmayacaktır”

Yine, bir başka hadisinde Hz Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Pişmanlık tövbedir

Ebu Bekir (r.a)’ın naklettiği “Günah işledikten sonra iki rekat namaz kılıp sonra da bağışlanma dileyen kimse bağışlanır” şeklindeki hadis ile İbn Mes’ud (r.a)’ın “Günah işledikten sonra iki ayet okuyan kimse bağışlanır” şeklindeki sözü Dördüncü Rükün kısmında gelecektir.

İbni Ömer (r.a) şöyle söylemiştir: “İşlediği bir günahı hatırlayıp kalbi ondan dolayı ürperen kimsenin günahı silinir.”

Abdullah b. Selam (r.a) şöyle demiştir: “Size ancak gönderilmiş bir peygamberin veya indirilmiş bir kitabın sözlerini anlatıyorum: Şüphesiz ki kul, bir günah işledikten sonra bir göz açıp kapama süresi kadar bile olsa yaptığına pişmanlık duysa göz açıp kapamadan daha kısa sürede günahı silinir”

Said b. Müseyyeb şöyle demiştir: “Yüce Allah’ın ‘Allah, kötülükten yüz çevirerek tövbeye yönelenleri son derece bağışlayıcıdır’ şeklindeki kavli günah işleyip tövbe eden, sonra yine günah işleyip tövbe eden kişi hakkında inmiştir”

İsrail oğulları arasında bir müddet kendisini ibadete verdikten sonra günaha dalan bir adam vardı. Sonra adamın aklına tövbe etmek geldi. Kendi kendine dedi ki, acaba Allah beni kabul eder mi? O sırada şöyle bir ses duydu: Bizi sevdin, biz de seni sevdik. Sonra bizi bıraktın, biz de seni bıraktık. Sonra bize isyan ettin, biz de sana mühlet verdik. Geri dönersen seni kabul ederiz”

Kaynak: İbnü’l-Cevzi / Minhacü’l-Kasıdin Ve Müfidü’s-Sadıkin / C: 2 / bkz: 214-216

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.