Siz yaramaz insanlara arkadaş olmayın. Hiç bir şey yapmasalar bile, kötü ahlakları veba hastalığı gibi üzerinize bulaşır, bir daha temizleyemezsiniz. Onlar bizim yanımıza gelemezler. Birbiriyle küsüp barışmayan, bizim dinimizin dışındadır. Müslümanların karşılaşmalarında “Selamün aleyküm” denmemeli, “Es-selamü aleyküm” denmeli. Baştaki elifi unutmamak lazım.
Bu devirde İslami yaşantıyı Allah’ın emrine, Kur’ana uyarak yaşamak hem çok zor, hem de çok kolay. Dünyada arkadaşlarınızı iyi seçeceksiniz. Siz Allah’a kul olanla arkadaşlığı seçin. Gerçek arkadaşı seçerseniz, sekiz cennete hak kazanırsınız. Kötü arkadaşta yedi cehenneme götürür.
Düzgün ahlaklı, iyi huylu, Allah’a yakın bir adam, Allah’a uzak bir adamla arkadaşlık ederse o da Allah’tan uzaklaşır. Bu yüzden Allah’a yakın adamlarla arkadaşlık edin. Allah’a uzak adamla arkadaşlık eden, yedi cehenneme yaklaşır, cehennemi tadar. Son nefesini şeytan alır.
Allah’a yakın adamla arkadaşlık eden sekiz cennete duçar olur. Öyle iş yapalım ki bizim ki bir başka Müslümana, onun ki de bize yararı olsun.
(Mecazi bir konu) Tilki ile yılan anlaşmış, arkadaş olmuşlar. Dereden karşıya geçmeleri gerekmiş. Yılan yüzme bilmiyormuş. Tilkiye biz dünya ahiret kardeşiz, ben senin sırtına bineyim, karşıya geçir. Tilki yılanı sırtına alıp suyu geçerken, yılan dişini çıkarıp, “fırsat elime geçti, tam seni zehirleme zamanı” diyor. Tilki de akıllı, diyor ki; “nasıl olsa beni zehirleyip öldüreceksin, bari son defa o güzel yüzünü ve gözlerini bana göster”. Yılan başını tilkinin önüne getirip gösterirken, hart diye tilki yılanın başını ağzına alıp ezerek öldürüyor. Yılanın vücudu kıvrım kıvrım, tilki yılanın ölüsünü düzelterek, “arkadaş dediğin böyle dosdoğru olmalı” diyor.
Ekmek kesildiğinde, büyük dilimi senin önüne koyanla arkadaşlık et, büyük dilimi kendi önüne koyanla arkadaş olma. Çünkü bunun bir gün çürüğü ortaya çıkar.
Gerçek Müslümanlar, Müslümanın değerini bilecek, kaynaşmasını sağlayacak.
İnsanların değeri kiminle arkadaş olmuşsa, kiminle oturup kalkmışsa onunla ölçülür.
Müslüman birbiriyle kardeştir. Nerede olursa olsunlar gönülden gönüle bağları vardır. “Onların eserleri yüzlerinden bellidir” bu konudaki ayetin hakiki tefsirine bakın.
Sizin arkadaş olacağınız Allah’a sizden yakın olsun ki size faydalı olsun.
Anadan doğma kardeş samimiyetinden, ihvan kardeşlerde olan samimiyet daha iyidir. Bu gerçek kardeşliktir.
Gerçek Ümmet-i Muhammed’in namusu dışında neyi varsa hepsi bir vücuttur.
Ümmet-i Muhammed bir vücut olduğu müddetçe kainatı susturur. Kimisi dini yönden, kimisi de menfaat maksadıyla, Ümmet-i Muhammed’i nifaka düşürmüş. 74 yaşımdayım, bütünüyle dinimize ihanet etmelerine rağmen, Cennet Vatanımızda savaş görmedik.
Dinimizin değer ve kıymetini bilip de, gerçek anlamda yaşayabilsek sadece bu Cennet Vatan’a değil, bütün dünyaya hakim oluruz. Ancak menfaat için milletin kafasını allak bullak edip, birbirine düşürmek, Yahudinin oyunundan başka bir şey değildir.
Onların beğenmedikleri Osmanlı, bayrağımızı üç kıtaya dikmiş. Kimse bir karış toprağı bedava vermez. 75 yıldır elimize bir karış toprak girmemiş. Allah bu Cennet Vatanımızı pis ayaklara çiğnetmesin. Duası kabul olunanlar var, yoksa Ümmet-i Muhammed’in birbirine girmemesi mümkün değil.
İnneddine indellahil İslam. Ey Mü’min, kâlbi mutmain ihvanlar, öyle biliniz ki Ümmet-i Muhammed Allah ve Resûlü Kur’an’a inananlar, Kürre-i Arz’da her ne kadar varsa, onlar bizim, biz onların kardeşi ve kardeşlerimizdir. Gerçek Ümmet-i Muhammed, Hükm-ü Kur’an’ın altında bir vücut gibi olmalıdır.
Kaynak: Turan Yazılım / Mürşit 5 / Tasavvuf / Sırr-ı A’zam / C:1