Tesettürün amacı bakılması haram olan yerleri kapatmaktır. Bu yerler kadınlarda el ve yüz dışında bütün bedenidir. Zor durumda ayaklar için de ruhsat vardır. Kadın namazda veya yabancı erkeklerin yanında eli ve yüzü hariç bütün bedenini örtmelidir. Örtü altından sarkan saçların da örtülmesi gerekir.
Temizlik, ekmek pişirme, bağ bostanda çalışma gibi sürekli iş halinde olan kadınların gerekirse kollarını dirseklerine kadar açık tutabileceğini söyleyen alimler vardır (1).
El ve yüzün namazda ve namaz dışında örtülmesi gerekmez. Ayaklar için de ruhsat vardır (2) fakat zaruret yoksa örtülmesi daha güzeldir.
Ayakların açık kalması hacetten kaynaklanınca, bir günah olmaz. Devamlı yol yürüyenler, ayaklarını kullanarak iş yapanlar ve ayakkabı veya çorap bulmakta zorlanan fakirler bu fetva ile amel edebilirler.
Nitekim, ”Kadınlar süslerini (yabancı erkeklere) açmasınlar (3)” ayetinde ”kendiliğinden görünen yerler müstesnadır” ifadesiyle bedenden bazı yerlerin açık kalabileceğine işaret edilmiştir.
Ayetlerdeki emre bakılınca örtünmede kadın için iki parçalı bir giysi şekli ortaya çıkar. Birincisi saç, boyun ve göğüsleri örten ve omuzlara doğru yakaların üstüne salınan baş örtüsü; ikincisi ise dış giysidir.
Dış giysi de iki şekilde olabilir:
Örtünmenin gayesi, avret yerlerini örterek kendini ve karşıdakini haramdan korumaktır.
Kadının dış elbisesinin sık dokunmuş ve altını göstermeyen kalınlıkta olması gerekir.
Bu yüzden derinin beyazlığı veya kırmızılığı belli olan elbise ile namaz geçerli olmaz ve bununla örtünme gerçekleşmez. Eğer giysi kalın olmakla birlikte uzvu belli ederse ve hacmi ortaya koyarsa, bu çirkin görülmekle birlikte namaz geçerli olur. Çünkü bundan kaçınmakta güçlük vardır.
Kadın buna dikkat etmelidir. Giysinin geniş ve altını göstermeyen nitelikte olması gereklidir. Hz. Ebu Bekir’in kızı Esma’nın (r. ah) ince giysilerle Peygamber Efendimiz’in yanına gelince Allah Resulü ondan yüz çevirerek onu şöyle uyarmıştır: ”Bir kadın erginlik çağına girdiğinde onun elleri ve yüzü dışında bir yerinin yabancı erkeklerin yanında açması helal olmaz. (6)”
Hz. Peygamber’e (s.a.v) Mısır yapımı bir elbise hediye edilmişti. Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) onu Hz. Üsâme’ye (r.a) verdi. O da hanımına verdi. Resûlullah (s.a.v) elbiseyi Hz. Üsâme’nin üzerinde göremeyince, ne yaptığını sordu; o da hanımına verdiğini söyledi.
O zaman Hz. Peygamber (s.a.v), ”Eşine söyle, altına bir gömlek giysin. Çünkü vücut şeklinin ortaya çıkmasından korkarım (7)” buyurdu. Zira elbisenin kumaşı sık dokunmuş olmakla birlikte altını belli edecek derecede ince idi.
Alimler bu hadisin açıklamasında şöyle demiştir:
”Bu hadise göre;
Giysinin altına ayrıca bir gömlek giyilmesinin emredilmesi, onun ince olması ve vücut hatlarını göstermesi yüzündendir. (8)”
Şu hadis-i şerif de ince elbisenin tehlikesini haber vermektedir:
”Ümmetimin son dönemlerinde öyle kadınlar çıkar ki onlar görünürde giyinmişlerdir, fakat (elbiselerinin inceliği, darlığı ve kısalığından) çıplak hükmündedirler. Onlar saçlarını toplayıp öyle şekil verirler ki başları deve hörgücüne benzer. Onlar cennete giremez ve cennetin kokusunu bile alamazlar. (9)”
Başa örtülen şeyin maddesi ve şekli kadının maddi durumuna, yaşadığı iklime, alıştığı örfe ve çalıştığı işe göre değişik olabilir. Maksat, örtülmesi gereken yerleri örtmektir.
Başörtüsünde dikkat edilecek bir önemli husus, kadının saç şeklini ve modelini belli etmemesidir. Hz. Peygamber (s.a.v), bazı kadınların başlarını örttüğü halde, örtü altındaki saçlarına verdikleri tuhaf şekiller yüzünden lanete uğradıklarını (12), bu şekilde kıldıkları namazların bile kabul edilmediğini haber vermiştir.(13)
Hz. Aişe’nin (r.ah) huzuruna altını gösteren ince başörtülü bir gelin getirilmişti. Onu şöyle uyardı: ”Nur suresine inanan bir kadın bunu örtünmez (14)”
Başa örtülen şey, sırf erkeklere ait bir giysi olmamalıdır. Bir de diğer batıl din veya görüşlerin özel alameti olan giysilerden sakınmalıdır.
Örtü ile de güzellik gösterisinde bulunmak, dikkat çekmek ve şehveti tahrik etmek mümkündür.
Hatta kadın bazen cazibeli bir örtü içinde daha dikkat çekici olabilir. Örtü bunlara alet edilmemelidir.
Örtü bir ibadettir. İbadet Allah rızası için yapılmalıdır. Örtü edebince yapılırsa ibadet olur; yoksa afete dönüşür.
BİR KADININ KÖTÜ NİYETLİ DE OLSA ÖRTÜLÜ OLMASI, İYİ NİYETLİ OLUP YARI ÇIPLAK GEZİNMESİNDEN DAHA İYİDİR. ANCAK ŞUNU DA UNUTMAMAK GEREKİR Kİ; BU ÖRTÜ İLE BİRİLERİNİ KANDIRARAK ÇIKAR AMACI GÜDMEMELİDİR
Kaynak: Turan Yazılım – Mürşit 5 – İlmihal – Kadın Ve Aile İlmihali
1-Heyet, el-Fetâva’l-Hindiyye, 5/329. ; 2-Kâsânî, Bedâi, 6/492 (Beyrut 1997) Heyet, el-Fetâva’l-Hindiyye, 5/329. 3-Nûr 24/31. 4-bk. Kurtubî, el-Câmi li-Ahkâmi’l-Kur’ân, 14/156 Elmalılı, Hak Dini, 6/337. 5-bk. Şâfiî, el-Ümm, 1/78. 6-Ebû Davud, Libâs, 31 Heysemî, ez-Zevâid, 5/137. 7-Ahmed, Müsned, 5/205 İbn Sa’d, Tabakat, 4/64-65 Taberânî, el-Kebîr, nr. 376 Heysemî, ez-Zevâid, 5/137. 8-Şevkânî, Neylü’l-Evtâr, 2/97. ; 9-Müslim, Libâs, 125, Cennet, 52 Ahmed, Müsned, 2/223, 356, 440. 10-bk. Kurtûbî, el-Câmi li-Ahkâmi’l-Kur’ân, 12/153 Elmalılı, Hak Dini, 6/15. (Azim Dağıtım). 11-Ahmed, Müsned, 2/223 Hâkim, Müstedrek, 4/436 İbn Hibbân, Sahîh, nr. 5753 Taberânî, es-Sagîr, nr. 1125 Heysemî, ez-Zevâid, 5/137. 12-Bezzâr, Müsned, nr. 3015 Taberânî, el-Kebîr, 22/370 Heysemî, ez-Zevâid, 5/137. 13-Kurtubî, el-Câmi li-Ahkâmi’l-Kur’ân, 14/157.