Tesettüre Yeni Girecek Olanlara ve Kapananlara Tavsiye ve Öneriler

tesettür farz mı, modern tesettür, fetva meclisine göre tesettür ölçüsü nedir, tesettür kadın pantolon, tesettür kapalı kombinler
Dinimiz örtünmeyi farz kılmış ve bu örtünmenin gerçekleşebilmesi için bazı şartların yerine getirilmesi gerekmektedir.Aksine örtünmenin gerçekleşmeyeceği, sadece laftan ibaret kalacağı, güneşi balçıkla sıvamak gibi bir şey olacağı kaçınılmaz bir gerçektir.
Batı medeniyetine olan özen ve insanların kendilerince uydurduğu ılımlı İslam ve buna da ama bilerek ama bilmeyerek din adamlarının görüşleri de eklenince ortaya modern ve çağdaş bir örtünme modeli çıkıyor ki bunun da kapanmakla yakından uzaktan bir alakası yoktur.
Şöyle ki;
Örtünmeyi sadece başörtüsüyle kısıtladığınız ve sadece o pencereden baktığınız için, sadece baktığınız alanı gördünüz, oysa dışarıya çıkıp şöyle daha genişçe baksaydınız daha görmeniz gereken çok şey olduğunu öğrenecektiniz.
Evet anne-babalar kızım başını kapat diyerek çocukluklarından beri evlatlarına sadece sanki sadece başörtüsünü takta gerisini ne yaparsan yap gibi bir bilgi empoze ettiler. Zaten bizim İnternetden, müzikten, pembe dizilerden başını kaldırmayan o hanım kardeşimiz d;
Kur’an ve Sünnet de kapanmanın adabı neymiş, nasılmış diye hiç merak etmedikleri için ne bir gün Kur’an-ı Kerim’i açıp okudular, ne de bir gün hadis-i şeriflerin yer aldığı kaynak bir eseri incelediler. Ondan sonra kapalı mısın sorusuna sadece evet kapalıyım.
Evet başın belki kapalı ona da kapalı denirse peki gerisi?
Evet bir kadın giyimine dikkat ederken bunu sırf gösteriş yada süs olsun diye değil Allah rızası gözetilerek, Allah ve Resulü emrettiği için kapanmalıdır.
Giyindiği elbise kalın olup ten rengini göstermeyecek ve vücut hatlarını ortaya çıkarmayacak şekilde bir giysi olmalıdır. Siz ne yaptınız;
Sözde başınızı kapattınız ama altına bir dar pantolon giydiniz, Üzerine bir tişört yada gömlek benzeri bir şey giydiniz ki her ikisinde de vücut hatlarınız, açık havada güneşi gördüğünüz gibi, o insanın vücut hatlarını da gördünüz. Birde bunun üzerine o başını kapatarak başından aşağı ne giydiği belli olmayan hanım kardeşimiz birde koku süründü mü, birde 15 cm yüksekliğinde topuklu ayakkabı giydi mi sormayın gitsin.
Böyle yaparak ve bu şekilde giyinerek kapandığını sanan ve ben kapalıyım açık giyinenlere şaşıyorum diyen o hanım kardeşimiz ahmağın önde gideni ve şeytanın maskotu olmuş kişiden başkası değildir.
Sözde Allah rızası için kapanan o kardeşimiz Allah emretti diye kapanıyor ama sadece Allah rızası yetmiyor biraz takıp takıştırmak, aksesuar lazım diyerek, kendisini hanım olmaktan çıkartıp aksesuar dükkanına çeviriyor. Ne var ne yoksa takıp takıştırıyor. Bir yüzük takıyorlar ki akıllara zarar.
Yüzüğünde bir adabı şekli vardı, artık onu da kendilerine benzettiler ki zaten yüzükten başka her şeye benziyor, yüzük diye kocaman bir halkayı, kocaman kocaman cins cins şekildeki yüzükleri olmadık olmadık parmaklara yerlere takıyor, gözüne takacağı gözlüğün tepesinde ne işi var anlamadım ama sanırım onların tepelerinde de gözleri var.
Oradan da gökyüzüne bakıyorlar. Gerçi önündeki tehlikelerden sakınmayıp da arkadan düşman saldıracak diye korkan ahmak insanın durumu, gözüne takması gereken gözlüğü tepesine takan insandan pek farkı yok ya neyse.
Daha devam ediyoruz daha bitmedi o kapandığını sanan hanım kardeşimizin maharetlerine;
Kendi elinde son model bir cep telefonu, başında marka bir tesettür, altında daracık bir pantolon, üstüne de bütün vücut hatlarını sergileyen bir badi benzeri bir şey, birde tırnakları biraz uzun olmasına rağmen; yanından askılı kıyafet giyinmiş bir bayan geçince ona tuhaf tuhaf bakarak, ne biçim giyiniyor der, Be ahmak sen önce kendine bak. O alenen Allah’ın emirlerine isyan ediyor da senin yaptığının ondan ne farkı var. O kişinin dinle yakından uzaktan alakası yok diyelim, peki senin yaptığın.
Din çatısı altına girerek girdiğin kılığı görmek istiyorsan eğer aynanın karşısına geçte bir bak istersen; Gözünde bir kilo boya, tırnakları uzun yada boyalı, üzerinde bir kutu parfüm kokusu vs vs. Ve Kur’an-ı Kerimde bir ayet-i celile de yüce Allah uyarıyor.
Siz doğru istikamet üzerinde olduktan sonra yoldan sapanlar size zarar veremez. O zaman sana düşen başkalarını eleştirip de bön bön bakmak değil, Adabıyla kapandıktan sonra anlayana emr-i maruf nehyi münker görevini ifa etmektir.
İstersen Kur’an-ı Kerimi açmaya eriniyorsan ben bazı ayetleri aktarayım: “Kendilerine bildirilen o hesap gününe kavuşuncaya kadar, onları kendi hallerine bırak, batıllarına dalsınlar, varsın oyalansınlar (1). Böylesi, Allah’ın kendisine okunan ayetlerini işitir de sonra kibrine yediremeyip büyüklük taslayarak, sanki onları hiç işitmemiş gibi inkarında direnir. Ona gayet acı bir azabı müjdele! (2)”
Karar senin. Özgürsün, Allah ve Resulü yasakladığı halde istediğin yasağı çiğneyip, istediğin yasağı delebilirsin. Ama unutma ki başıboş değilsin. Allah beni affeder diyerekten Allah’ın nehyettiği işi yapmada ısrar ettin ve bu ısrarını sürdürmene rağmen Allah yine de beni affeder dedin.
“İşte Rabbiniz hakkında beslediğiniz bu kötü zandır ki sizi mahvetti de, o yüzden hüsrana uğrayanlardan oldunuz (3)”
vesselam…!!!
(1-Zuhruf 83) (2-Casiye 8) (3-Fussilet 23)