Gerçek tasavvuf, İslam’ın hizmetçisi, takva ve edebin temsilcisi, sevginin ise bahçesidir. Tasavvuf terbiyesine girenlerin ve onu dışarıdan tenkit edenlerin bu gerçeği bilmesi gerekir.
Tasavvuf kavramının ne olduğunu bilmenin ve öğrenmenin bize iki önemli faydası olacaktır;
Günümüzde halk arasında tasavvuf ve sufi gerçek manasıyla tanınmıyor. Birçok dini terim gibi onlar da yanlış kullanılıyor, hakiki manaları bilinmiyor, bu yüzden tasavvuf hakkında sık sık suçlamalara ve yersiz değerlendirmelere şahit oluyoruz
Kelime ve kavramlara cahilce yüklenen yanlış manalar, doğru ile yanlışı birbirine karıştırır. Bunun yanı sıra devrimizin maddeci anlayışı da, dinimizin yüksek değerlerini değersiz hale getirmektedir
Bu durum, günümüz insanının zaten sönmek üzere olan dini anlayışını, hayırlı işlere yönelişini ve manevi değerlerine saygısını iyice azalmaktadır. Yıllardır din düşmanlarının, Müslümanlar arasında sinsi ve planlı bir şekilde yaydığı kelime ve kavram kargaşası yüzünden, esasında aziz olan değerlerimiz zelil, zelil olanlar ise aziz olarak gösterile gelmiştir.
Bu sebeple, akıllı olup ölçüyü bilmek, dikkatli olmak gerekir. Bilmediğimiz bir işi, Kur’an ve sünnetin ölçülerine göre yorumlamalıyız. Bu husus ta hüküm vermekte acele etmemeliyiz
Aslını bilmediğimiz için anlamadığımız bir konuyu hemen inkar etmemeliyiz Aksi halde mümine kafir alime cahil, veliye gafil insan demiş olabiliriz. Bu ise dinimize göre yanlıştır.
Tasavvuf yolunun büyüklerinden Cüneyd-i Bağdadi Hazretlerinin şu sözü ne kadar anlamlıdır;
Kaynak: Dilaver Selvi / Kaynaklarıyla Tasavvuf / bkz: 21-23