Şeriata göre takva, ahirette insana zarar verecek şeylerden, günahlardan sakınmadır. Üç derecesi vardır:
Bizim asıl memur olduğumuz takva ikinci derecedekidir.
Takva, ibadet ve taatların kemal derecesidir. Allah korkusu takvanın başlangıçlarındandır. Takva sıfatlarına nail olanlara muttaki denilir.
“İmam Birgivi”, “Tarikat-i Muhammediyye” adlı meşhur kitabında şöyle der:
“Ben takvanın faziletine dair olan bütün ayetleri bir arada zikretmek istedim. Kur’an’da bu hususta pek çok ayet buldum. Hayırlı hasletlerden hiçbiri Kur’an’da bu kadar ehemmiyetle anılıp övülmemiştir.
Ey Allah’ın likasına aşık, rızasını talip, yoluna salik olan, o ayetleri güzelce okuyup düşün ki Allah nezdinde şeref ve itibâr kazanmak, ibadet ve taat makbul olmak, onun veli kulları arasına katılmak; sevgili olmak, tezkiye edilmiş bulunmak, iyi akıbete, Hakkın rızasına kavuşmak, ahireti, cenneti kazanmak, ahirette takva libası giymek ancak takva sahibi olmaya bağlıdır.
Allah, kullarını onunla imtihan etti, ibadeti, kısası, orucu, hakkı açıklamayı, peygamberler vasıtasıyla inzal; adaleti, affı, insanlar arasında yardımlaşmayı ona ulaşmaya birer vesile kıldı. Feyz ve bereketi, meleklerin yardımına mazhariyeti, dünya ve ahiret darlıklarından kurtulmayı, umulmayan yerlerden hesapsız rızıklar vermeyi, kolaylıklara ermeyi, mükafatı büyütmeyi, amelleri yararlığa götürmeyi hep ona kıldı. Hakla batıl onunla ayırt edilir, sermedi saadete onunla kavuşulur…”.
“İmam Birgivi”nin takvanın temîn ettiğine işaret buyurduğu bütün bu iyilikler Kur’an-ı Kerim’de bu babta varit olan ayetlerin meallerinden ilahi parıltılardır. Cenab-ı Hak cümlemizi -mübarek Ramazan hürmetine- muttakiler zümresine ilhak etsin, amîn.
Kaynak: Hasan Basri Cantay / Diyanet İlmi Dergisi