Ey kardeşim!
Sana yakın ve seni kapıvermeye muktedir olan, zararlı ve yırtıcı bir hayvandan korktuğundan daha fazla dilinden kork! Zira yırtıcı bir hayvanın öldürdüğü mümin birinin karşılığı cennettir. Dilin öldürdüğü kimsenin cezası ise, Allah bağışlamadıkça ateştir
Ey kardeşim!
Dilinden gafil olma. Zira o, zarar veren yırtıcı bir hayvandır. İlk avı kendi sahibidir. Kendinden bahsetmenin kapısını sağlam bir kilitle kapa. Sonra onu, ancak sana lazım olan yerde aç. Açtığın zaman da dikkatli ol. Oradan ihtiyacın kadar sözü al, sonra tekrar kapa.
Çok konuşmaktan da sakın. Sürekli olarak konuşman, nefsini öldürür .Peygamber’in (s.a.v), Muaz (r.a)’a şöyle dediği rivayet edilmiştir:
Bir adam Neden sakınmalıyım diye sormuştu; Peygamber -dilini işaret ederek- bundan demişti. Bir başkası ise Benim hakkımda korktuğun en korkutucu şey nedir? demişti de Peygamber (s.a.v): kendi dilini tutarak Budur diye cevap vermişti.
Bir diğeri ise Kurtuluş nedir diye sorduğunda, Peygamber (s.a.v) şöyle cevap vermişti: Dilini tut, evin için çalış, hatanda ısrar etme
Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Kim susarsa kurtulu
Yine Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Kurtulmak isteyen sussun
Hz Ömer (r.a) Hz Ebubekir’e (r.a) geldi. Hz Ebubekir dilinin bir tarafını hareket ettiriyordu. Hz Ömer ne yapıyorsun diye sordu. Hz Ebubekir şöyle cevap verdi: Başıma ne geldiyse bundan geldi
Abdullah b. Mesud şöyle demiştir: Uzunca hapsedilmeyi, dilden başka hak eden hiçbir şey yoktur.
Ey kardeşim!
Bu sebepledir ki dilinden gafil olma. Zira o, senin başına bela olan organlarının en büyüğüdür. Kıyamet gününde amel defterinde kötülük olarak bulduğun şeylerin çoğu, dilinin doldurduklarıdır. Kıyamet gününde amel defterinde hayır namına bulduğun şeylerin çoğu ise, kalbinin kazandıklarıdır.
(Kalbin ameli dilin amelinden üstündür), Çünkü hikmet sahiplerinin ve basiretli kimselerin kalplerinin iyiliği kazanmaları, İblisinde, hafaza meleklerinin de bilmediği gizli amellerdir. Onlar fesattan arınmış, temiz, kolaylıkla meydana gelmiş ve sahibine getirisi olan, karşılığı bol, düşmanlık hallerinden ve nefsin hevasından kurtaran amellerdir.
Bu itibarla onlar, kullara gizli kalan, dikkat çekmeyen amellerdir. Çünkü kul onlara ayakta iken, otururken, yatarken dahi ulaşır. Zira bu kullar akıl sahibi kimselerdir. Akıl sahibi kimseler ise ayakta iken, otururken ve yatarken Allah’ı zikrederler. Onların zikirlerinin çoğu tefekkürdür. Nitekim Allah Teala şöyle buyurmuştur:
Onlar yaptıkları ibadetleri açıkça sergilemekten kaçınarak Allah’a ibadet eden (ehl-i ihmal) müminlerdir.
Kaynak: Muhasibi / Adabü’n-Nüfüs ( Nefsin Terbiyesi ) / bkz: 15-17