Şeytanın İstila Ettiği Kalpler ve Aldatması

Şeytana fırsat vermeyeceksin! Verdin mi seni helak eder. Şeytan kovulduğunda Allah’tan üç şey istedi;
“Ben senin Allah olduğunu biliyorum, kullarına karşı bana fırsat ver, anadan doğduğunda çocuğu bana ver, buluğa erdi mi onu zinaya sürükleyeyim, bir de yatacak yer istiyorum, yaşlının dilinin ortasına yatak sereyim, eliyle yapamadığını diliyle yaptırayım”, dedi..
Saf olmayan bir gönülde tasavvuf bitkisi (mahsulü) yetişmez. Havai gönül şeytanın çığnağıdır. Şeytan ateştendir, orada mahsul yetişmez. Kendini beğenen insanların kazancının ortağı şeytandır. Hindi de kabarıyor ama arkası açılıyor. Nefsi olanın şeytanı olur. “Melik-i Tavus” demek şeytan demektir.
Rahman’ın yöneticisi Hazret-i Resulüllah, şeytanın yöneticisi İblis. İblis altmış üç bin sene kendisine lanet etti. Bütün Peygamberler ümmetlerinin vesveseden kurtulması için dua etti. Şeytan (haşa) Allah olmasa bu görevi ben yaparım demiş. Hazret-i Allah şeytanı affetmedi.
Hazret-i Musa Tur-i Sina’ya giderken şeytana rastlar. Şeytan Allah’ın kendisini affetmesini ister. Hazret-i Allah, “Hazret-i Adem’in kabrine gitsin secde etsin” der. Şeytan bu haber üzerine “ben Adem’in dirisine secde etmedim, ölüsüne secde etmem “, der.
Şeytan bütün Peygamberlere saldırdı, fakat kendi rezil oldu. Şeytan dünyayı iradesine almak ister. Şeytanlar yukarıya çıkmak istedikçe melekler mermiler. Bu Peygamberimiz dünyaya geldikten sonra oldu.
Şeytanın İstila Ettiği Kalpler
Şeytan insana şehvani arzudan da fitneden de girebilir. Peygamberimizin en büyük düşmanı şeytandır. Şeytanın istila ettiği kalpler, namazı kılar namazdan lezzet alamaz, Kur’an okur Kur’an’dan lezzet alamaz, ne ibadet yaparsa lezzet alamaz. Şeytan bin sene Cennet’in hocalığını yaptı, altmışüçbin sene de dünyanın hocalığını yaptı ve dünyada her yere secde etti.
Şeytandan şefaat olur mu? Şeytan iğne ucu kadar delik buldu mu oradan treni geçirir. İlâhî emre ters düşenlerin baş sebebi şeytandır. Şeytan ise nefret damgasını yemiştir, yani İlâhî Huzur’dan tard olmuştur.
Şeytanın mahiyetinde çalıştığın bir müddetçe sen de nefret damgasını yemişsin ve tard olmuşsun. Burada anlaşılıyor ki takva yönü kaçamak yönü değildir. İlâhî emre ters düşenlerin oturum ve yorumu; dediklerinde, inatlarında ve sözlerinde kendilerini haklı görüyorlar ve görürler. Allah’a karşı çıkanların oturuşu, yürüyüşü, kalkışı şeytanîdir.
Şeytan ilim yönünden girdi mi enaniyet artar ve nefis körüklenir ve şehvete mahkûm eder.O tuzağa düşen düşmeyenden fazladır.Tuzağa düşende olan durum, Tevhid ehlinde olur mu? olmaz mı? Olmaz. Kürsüdekinin etkisiz oluşu ehli olmamasındandır.
Nefsinde yaşayamadığını başkasına teklif ediyor. Kötü duruma düşmeden kendimizi ayarlayacağız. Araba yeniyken kıymetini bil.İç âlemde de dış âlemde de şeytan yumuşak yerden saldırır, baş edemeyeceği yerden saldırmaz.Şeytan ufak bir fırsat buldu mu müslümanı hemen perişan eder.
Kaynak: Turan Yazılım / Mürşit 5 / Tasavvuf / Sırr-ı A’zam / C:2