Şeytanın korktuğu şey, istiaze ve ariflerin kalplerindeki marifet nurunun şuasıdır. Eğer ariflerden olamazsan, Allah’tan korkanların istiazesine sarıl; o zaman ariflerin derecesine yükselirsin.
O zaman kalbindeki nurun şuası, şeytanın gücünü karar, ordusunu hezimete uğratır, kolunu kanadını kırar, sende açmak istediği yarayı da siler atar. Çoğu kere kardeşlerin ve sana uyanlar adına şeytanın bir zindanı olursun. Peygamber’den (s.a.v) Hz. Ömer’le ilgili rivayet edilen şu hadis-i şerifte geçtiği gibi:
“Ey Ömer! Şeytan senin gölgenden kaçar”
Başka bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyuruyor;
“Ömer hangi vadiye gitse, şeytan yolunu değiştirip başka bir vadiye gider “
Denilmiştir ki;
“Şeytan Hz. Ömer’i gördüğü zaman sara ya tutulur (çarpılır).”
Ancak ona daha sonra gizlice, hırsız gibi gelir ve halini yoklar. Bunun için kul daima şeytana olan düşmanlığında daim olmalı, onun gelmesi ve hilesi konusunda, dikkatli ve uyanık olmalıdır. Çünkü onun gireceği delik incedir düşmanlığı eskidir. O kanın damarlarda gezdiği gibi, derilerde ve etlerde yürür, gezinir
Rivayete göre Ebu Hureyre (r.a) şöyle demiştir:
Kaynak: Abdülkadir Geylani / El Ğunye (Li Talibi Tariki’l Hak) / bkz: 303-304