!-- Petal Search Webmasteer -->
İblis, bir gün bunu yol da yakaladı ve, “Be adam Senin kadar ahmak birini görmedim. Hem benimle barışıksın, hem de her sözümü dinliyorsun. O halde ne diye durmadan bana lanet okuyorsun!”
Yazıklar olsun sana ki, çirkin şeytanin emrine girmişsin.
Ama melekler, yaptığın her bir kötülügü amel defterine geçiyorlar. Cahillik ve pervasızlıkla yaptığın kötülükleri, o temiz varlıkların yazmasını yüreğin götürüyor mu?
O halde iyi bir yol tut kendine ve derhal Yüce Allah’la barış, onun sevgisini kazanmaya çalış Bir şefaatçi bul, bir özür dile. Durma, acele et.
Yoksa devranın dönmesiyle hayat kadehin dolduğu zaman, aman dileyecek vaktin kalmayacak. Baktın ki, iyi işler yapacak gücün yok; hiç olmazsa düşkünler gibi el açıp Allah’a yalvar.
Yaptığın kötülükler çok olsa da, içten bir tövbeyle Allah’ın huzuruna iyi gidersin. Barış kapısını açık gördüğün takdirde; durma, hemen gir. Çünkü tövbe kapısı, apansızın yüzüne kapanabilir.
Oğlum, günah yükünün altına girme! Zira yolculukta yük taşıyanlar, aciz olur. İyilerin peşinden koş. Bu saadeti hakkıyla dileyen, bulmuştur. Oysa sen, bakıyorum da alçak şeytanın kuyruğundan ayrılmıyorsun. Bilmem ki, iyilere zaman yetişeceksin!
Peygamber efendimiz, sadece şeriatının ana yolunda yürüyenlere şefaat edecekti
Kaynak: Sadi Şirazi / Bostan ve Gülistan / bkz: 203