DOLAR
19,0142
EURO
20,2737
ALTIN
1.222,26
BIST
5.066,69
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Çok Bulutlu
16°C
İstanbul
16°C
Çok Bulutlu
Salı Hafif Yağmurlu
12°C
Çarşamba Çok Bulutlu
12°C
Perşembe Az Bulutlu
15°C
Cuma Az Bulutlu
16°C

Saff Süresi 7-8-9-10-11-12-14. Ayet Meali ve Tefsiri | Abdülkadir Geylani

Saff Süresi 7-8-9-10-11-12-14. Ayet Meali ve Tefsiri | Abdülkadir Geylani
1 Ağustos 2022 00:24
0

Saff süresi meali ve tefsiri, Allah’a yalan isnad etmek, Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar, İslam’ı bütün dinlere üstün kılmak, Allah’ın azabından kurtulmak, büyük bir kazanç elde etmek, Allah’ın taraftarları kimlerdir


İslam’a çağırıldığı halde Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalim kim olabilir? Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez (Saff Süresi 7)

Yaptıklarını en güzel biçimde yapan Allah’a iftira ederek, peygamberinin doğru söylediğini teyit etmek için indirdiği mucizelerinin yalan olduğunu söyleyenden, hudud-i ilahiyyenin gereklerinin dışına daha çok kim çıkabilir?

Allah o peygamberi mukaddes nefsiyle desteklemiş ve onu insanları tevhidinin yoluna götürsün diye göndermiştir. Halbuki o zalim ve iftiracı kişi, belki kabul eder diye, belki inanır da emir ve yasaklarını yerine getirir diye bütün günahlardan uzak olan İslam’a davet edilmişken, kabul edip icabet edeceğine reddetmiş ve yalanlamıştır.

Peygamberin mucizelerini sihir olarak görmüştür. Yalan söylemiştir, iftira etmiştir. Kullarının kabiliyet ve yeteneklerini görmekte olan Allah, aslı fıtrat olan fıtrat-ı ilahinin gereklerini yapmayanları, yaratılış amacının dışına çıkanları doğru yola yönlendirmez.

Allah’ın dini en sağlam yoldur. Fakat insanların çoğu bunu bilmiyorlar ve bilmedikleri için yoldan çıkıyorlar. Kat’i deliller ortaya çıktıktan sonra, onların bu iftiradan ve yalanlamadan, başka bir amaçlan olamaz.

Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki Allah, kafirler istemeseler de, nurunu tamamlayacaktır (Saff Süresi 8)

Onlar bu fitneyi çıkarmak suretiyle sadece tek, bir ve Samed olan Allah’ın kainatın bütün maşrıklardan parlayan, bütün zerrelerin başlangıcında parlayan nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar.

Dikkat ediniz! O nur, insanların en hayırlısına tevhid-i zatı açıklamak için indirilmiş olan dindir. Onlar bu nuru sadece akli ve nakli hiçbir dayanağı olmayan boş sözleriyle söndürmek istiyorlar. Beni gözleriyle gördükleri zaman ne yapacaklar?

Azamet ve Kibriya sahibi olan Allah nurunu gayesine ulaştıracaktır. Kafirler o nurun açığa çıkmasını ve yayılmasını istemeseler bile. Hem de onların burunlarını yere sürterek ve onları aşağılayarak nurunu tamamlayacaktır.

Allah, vahdet-i zatının nurunun yayılmasına tamamlamaz olur mu hiç?

Dinini bütün dinlere üstün kılmak için, peygamberini hidayetle ve Hak dinle gönderen odur. Müşrikler istemeseler bile (Saff Süresi 9)

Bu tamamlama ve kemale erdirme işini yapmak üzere peygamberi Muhammed’i Kur’an-ı azim ile doğru yoldan yani dedesi İbrahim’den kendisine kalan tertemiz, hanif yoluyla gönderen odur. Bu sağlam ve doğru yolu gösteren, yani tevhid-i zati yolunu açıklayan din, tevhid-i sıfat ve tevhid-i ef’Ali göstermek için daha önceden gönderilmiş olan bu tün dinlerden üstün olsun diye böyle yapmıştır.

Müşrikler tevhid-i Hakk’ın ortaya çıkmasını, açıkça veya gizlice yapılan şirkin damarlarının kesilmesini istemeseler de Allah son dinini göndermiştir.

Ey iman edenler! Sizi elim bir azaptan kurtaracak olan bir ticaretin yolunu size göstereyim mi? (Saff Süresi 10)

Sanki Allah, insanları kurtaracak ticaret hangisidir, diye sorulmuş gibi, cevap niteliğinde soru soruyor. Sonra da şöyle buyurmuştur;

Allah’a ve peygamberine iman edersiniz, mallarınızda ve canlarınızla Allah yolunda cihat edersiniz. Eğer bilirseniz bu sizin için en hayırlı olandır (Saff Süresi 11)

Allah’ın dininin yayılması ve kelime-i tevhidinin yüceltilmesi için mallarınızı ve canlarınızı Allah uğruna feda edersiniz. İman ve cihatla ilgili olarak size anlatılmış olanların faydası size ait olacaktır. Siz kendiniz için uygun olannı, dünyada ve ahrette size faydalı olan şeyleri biliyorsanız, bunu da böyle bilin

Eğer Allah’a inanırsanız, peygamberini kabul ederseniz ve Allah uğrunda cihat ederseniz:

O sizin günahlarınızı bağışlar, sizi altından ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetindeki güzel evlere yerleştirir. İşte en büyük kazanç budur (Saff Süresi 12)

Allah sizin önceden işlemiş olduğunuz günahlarınızı bağışlar. Sizi, bağışladıktan sonra ilmel-yakin, ayne’l-yakin ve hakka’l-yakin bahçelerine girdirir. O bahçelerin içinde, ilm-i huzuriyi ilahi demek olan gerçek hayat denizinden fışkıran marifet ve hakikat nehirleri akmaktadır.

Sizi Adn cennetindeki güzel hallere, güzel makamlara ve yüce derecelere çıkanır. Orası marifet ve yakin dereceleridir ki şirk pisliklerinden korunmuştur, tahmin ve zan şüphesinden arınmıştır. Bu şekilde günahların bağışlanması ve cennete yerleştirilmek en büyük kazançtır.

Aziz ve alim olan Allah’ın fazilet ve kereminden marifet ve yakin erbabı olanların elde edebilecekleri en büyük lütuftur.

Ey iman edenler! Allah in taraftarları olunuz. Tıpkı Meryem oğlu İsa’nın havarilerine, benim yanımdaki Allah taraftarları kimlerdir diye sorduğunda havarilerin, biz Allah’ın taraftarlarıyız, demeleri gibi. Bunun üzerine İsrail oğullarından bir taife iman etmişti, bir taife de inkar etmişti. Biz iman edenleri düşmanlarına karşı destekledik ve onlar da galip geldiler (Saff Süresi 14)

Ey iman edenler, sizin imanınız, Allah’ın dinine yardımcı olmayı ve peygamberini güçlendirmeyi gerektirir. Siz mallarınızla ve canlarınızla Allah’ın ve peygamberinin yardımcıları olunuz.

Peygamberinizin önünde, havarilerin İsa’ya söylediklerini söyleyiniz. İsa onların samimiyetlerini, sevgilerini ve niyetlerindeki yakin derecesini ve onların İlliyyin katının yücelerindeki derecelerini sınamak için onlara şöyle demişti:

Ben Allah’a yöneldiğimde, onun tevhidinin kendi isim ve sifatlarının tecellileri olarak yaratılmış kulları arasında yayılmasında kimler bana yardımcı olacaklar, demişti.

Havariler duydukları bu soruya, Allah ve tevhidi kendilerine inkişaf ettiği için, onlar şühud makamına gelmiş oldukları ve oraya yerleştikleri için cevaben şöyle dediler:

Allah’ta yok olmuş olan bizler, onun bekası ile baki kalacak olan bizler, ona kavuşmak için can atan bizler Allah’ın yardımcılarıyız, onun yanındayız. Onu sevenler bizleriz. Bizim ondan başka döneceğimiz bir zat yok, ondan başka gideceğimiz birisi yok.

  • Havariler, Hz. İsa’ya iman eden ilk huriler idi. Hur beyaz demektir.

Onlar temiz inanışlı oldukları için, tereddütten ve tahminden uzak bir akideye sahip oldukları için kendilerine havari denilen on iki kişi idiler.

İsa (a.s) dinini insanlar arasında açıkladıktan sonra, İsrail oğullarından bir grup iman etti, diğer bir grupta inkar etti. Bu iki grup arasında anlaşmazlık çıktı.

Bu iman eden grubun düşmanlarına karşı, yani İsa’yı inkar edenlere galip gelmesine yardım ettik. Böylece iman etmiş olanlar kafirlere karşı savaşta ve inançta galip gelmiş oldular. Dikkat ediniz, Allah taraftarı olanlar galip olurlar.

Allah bizi ve bütün kullanımı, kendi lütuf ve keremi sayesinde, Allah taraftarlarını sevenlerden ve onların izlerinden

Kaynak: Abdülkadir Geylani / Geylani Tefsiri / C: VI / bkz: 87-91

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.