Soru: Vajinada adet dönemi dışında gelen kanamalar ile ilgili hükümler nelerdir?
Cevap: Özür sahibi ile ilgili başlıca hükümler şunlardır:
1-) Özür kanaması ibadet yapmaya engel olmadığı gibi cinsel ilişkiye de engel değildir
2-) Özür sahibi her farz namaz vakti girdikten sonra abdest alır ve o namaz vakti çıkıncaya kadar o özürden dolayı abdesti bozulmaz. Ancak abdesti bozan bir başka sebepten abdesti bozulacağı gibi İmam-ı Azam ile İmam Muhammed’e göre o namaz vaktinin çıkması ile İmam Ebu Yusuf’a göre ise, hem o namaz vaktinin çıkmasıyla hem de diğer vaktin girmesiyle bozulur.
Buna göre kuşluk namazı için abdest alan bir özürlü İmam-ı Azam ile İmam Muhammed’e göre bir başka şekilde bozulmamışsa o abdest ile öğleyi de kılabilir. Fakat İmam Ebu Yusuf’a göre ise, kılamaz.
3-) Özür sahibi vakit içinde aldığı abdest ile dilediği kadar farz ve nafile namazları kılabildiği gibi kaza ve cenaze namazlarını da kılabilir.
4-) Bir namaz vaktinin girmesinden sonra özür sebebinin meydana gelmesi durumunda o özür sahibinin vaktin sonunu beklemesi gerekir. O özrün kesilmediğini görürse vaktin bir namaza yetecek kadar ki, son kısmında abdest alıp namazını kılar. Ondan sonraki vakit dolmadan özür kesilirse kıldığı bu namazı iade eder. Çünkü özür bir tam namaz vaktini kapsamamıştır.
5-) Herhangi bir özür sebebiyle abdestli bulunan bir kimsenin abdesti, başka bir özrün meydana gelmesiyle bozulur. Örneğin, istihaze kanamasıyla özürlü olan bir kadının abdesti, burun kanaması şeklinde yeni bir özrün ortaya çıkmasıyla bozulur. Çünkü bu yeni özür henüz bir vakit doldurmamıştır.
6-) Özür sahibi akmakta olan kan veya benzeri bir akıntıyı bağlamak gibi bir yolla durdurulabilecekse bunu yapması gerekir. Böylece özürlü olmaktan çıkar. Fakat bu hüküm lohusa ve adetli için geçerli değildir. Bunlar akıntıyı bir bez veya pamukla durdursalar da kan akıyor sayılır.
7-) Burnun bir deliğinden akan kandan dolayı özürlü olan bir kimse bu halde abdest aldıktan sonra kan öbür deliğinden de gelse abdesti bozulur.
😎 Çıban, sivilceler ve çiçek hastalığından oluşan gözeneklerde ayrı ayrı yara sayılır.
9-) Özürlü olan erkek aynı cins özrü olana imam olabilir. Fakat özürlü olmayana imam olamaz.
10-) Özür kesilmişken abdest alan bir kimsenin bu özrü başlamadan o namaz vakti geçse abdesti bozulmaz. Çünkü bu kimsenin abdesti ne özründen dolayı ve ne de başka bir sebepten ötürü bozulmamıştır.
11-) Akıntısı sadece secde halinde gelen özürlü secdeyi ima ile yaparak namazını kılar. Sadece ayağa kalktığında akıntısı gelen özürlü de kıyamı terk ederek oturduğu yerde namazını kılar. Çünkü secdeyi veya ayakta durmayı terk etmek namazı abdestsiz kılmaktan daha iyidir. Ancak sırt üstü yattığında özrünün akıntısı kesilen birisi sırt üstü yatarak değil akıntısına rağmen namazını ayakta kılar.
12-) Çamaşırına özür yerinden çıkıp bulaşan kan veya irin gibi pislik fazla da olsa özrü devam ettiği sürece namazın sıhhatine engel olmaz. Ancak bu pislik namazda yeniden dokunmayacaksa bunun yıkanması gerekir
13-) Özrü devam ederken aldığı abdest ile giydiği mestler üzerine o vakit içerisinde tekrar abdest alması gerektiğinde mesh edebilir. Vaktin çıkmasıyla bu mestler üzerine mesh edilemez (İmam Züfer’e göre bu durumda da süresi içinde mesh edebilir). Ancak özrü kesilmişken abdest almış ve başlamadan giymişse mestlerine normal süre için mesh edemez.
14-) Göz ağrısı dolayısıyla sürekli göz yaşı akan bir kimsenin her vakit için abdest alması müstehaptır. Zira bu durumda gözyaşına irin karışmış olması muhtemeldir