DOLAR
27,3824
EURO
29,0085
ALTIN
1.630,05
BIST
8.334,94
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
22°C
İstanbul
22°C
Yağmurlu
Pazartesi Az Bulutlu
23°C
Salı Az Bulutlu
23°C
Çarşamba Az Bulutlu
23°C
Perşembe Az Bulutlu
22°C

Peygamberimizden Tevazu Örnekleri

17 Eylül 2023 07:30
12

Sevgili Peygamberimiz evinde, işinde ve Ashabı ile olan münasebetinde daima kerim bir Peygamber, sevilen, mütevazı bir lider, büyüklüğünü yüce ahlakından alan büyük bir insan olmuştur. Peygamberimiz hayatının her merhalesinde tevazuunu aynı şekilde devam ettirmiştir. Baskı altında iken de, insanlar arasında yalnız bulunurken de, galip ve muzaffer olduğu zamanda, hatta Arabistan’da yegane hakim bulunduğu zamanda da hep aynı büyüklüğün, aynı tevazunun içindeydi.

Peygamberimiz kendi işini yapmaktan çekinmezdi. Daha önce de açıkladığımız gibi, ev işleriyle bizzat uğraşırdı. Mesela;

  • Elbisesini kendi eliyle yamar
  • Odasını süpürür
  • Keçilerini sağar
  • Çarşıya giderek gerekli olan şeyleri satın alır
  • Hatta ayakkabıları bozulduğu zaman onları kendi eliyle onarırdı.
  • Bir merkebe binmekten çekinmez,
  • Yoksul ve muhtaç kimselerle, kölelerle birlikte yemek yerdi.

Bir gün Peygamberimiz, saadetle dolu evinden çıktığı zaman, herkes O’na saygı göstermek için ayağa kalkmış, Peygamberimiz;

“Böyle yapmayınız! Bu yabancıların adetlerindendir.” demiştir.

  • Peygamberimiz en fakir insanların evlerine gider, onların hatırlarını sorardı. O’nu arkadaşları arasında gören bir yabancı ayırt edemezdi.
  • Bir yere gitti mi, nereyi boş bulursa oraya otururdu.

Bir gün adamın biri Peygamberimizi ziyarete gelmiş, bir Peygamber huzurunda olduğunu duyarak adam titremeye başlamıştı. Sevgili Peygamberimiz ona şöyle demişti:

Arkadaş titreme, ben bir melik değilim. Ben Kureyşten kuru ekmek yiyen bir kadının oğluyum”

Peygamberimizin tevazusu ve insan severliği o dereceye varmıştı ki, herkesin alıştığı saygı lakaplarının kullanılmasına bile izin vermiyordu.

Bir gün adamın biri O’na, “Efendimiz! En hayırlımız! En hayırlımızın oğlu” tarzında hitabetmiş, Sevgili Peygamberimiz bu sözlere karşı;

Ey insanlar! Allah’tan korkunuz! Şeytana uymayınız. Ben yalnız Abdullah’ın oğlu Muhammed’im. Allah’ın kuluyum. Cenab-ı Hak beni Peygamberliği ile şereflendirdi. Bana bundan fazlasıyla tazim göstermenizi istemem buyurdu.

O büyük Peygamber’in tevazu örneklerini saymakla bitiremeyiz. O, gerçekten Allah’ın kulu, Peygamberlerin sonu, insanların en şereflisiydi.

Salat O’na, selam O’na…

  • Peygamberimiz zayıflara, çocuklara ve kadınlara çok acırdı.
  • Namazda iken bile ağlayan bir çocuk sesi duysa arkasında annenin bulunmaması düşüncesiyle namazını kısaltırdı.

Bir defa bir savaşın sonunda öldürülmüş bir kadın cesedi gördü. Çok üzüldü ve, “Size kadınları öldürmenizi yasaklamamış mıydım?” dedi.

  • Hayvanlara da çok acırdı.

Bir defa bir kediye kendi eliyle su içirmiş, bir horozu tedavi etmişti. Bir gün çok hasta bir deve gördü. Hayvan ağır yük altında ezilmiş ve zayıflamıştı. Bu hayvanlar hakkında Allah’tan korkun, onları iyi besleyin ve gerekli şekilde onlardan istifade edin buyurdu.

  • Kölelere hüsn-ü muamelesi ve onlar hakkında öğütleri ve tavsiyeleri eşsizdir. O’nun mübarek kalbi her zaman zayıflara ve acizlere şefkat ve merhametle doluydu.
  • Müslümanların üzüntülerine iştirak eder, onları dindirmeye çalışırdı.
  • Fakirlere yardım etmeyi, elinde olan her şeyi tamamıyla tasadduk etmeyi severdi.

Bu dünyadan göçtüğü zaman ne bir dirhemi, ne de dinarı kalmıştı. Ganimetlerden gelen arazisini vakfetmişti.

“Biz Peygamberler, bir şey miras bırakmayız. Bıraktığımız sadakadır” diyordu. Bir defasında kendine birçok mal gelmişti, birkaç dirhem hariç hepsini akşama kadar infak etti. O akşam elinde kalan paralardan dolayı gözüne uyku girmedi. Sabah olunca ilk işi kalanları infak etmek oldu.

Ashab-ı Kiram Peygamberimizin bu sıfatı hakkında;

  • “Peygamberimiz hızlı hareket eden rüzgarlardan daha cömertti” sözleri ne kadar doğrudur.

Peygamberimiz çok adil ve hakseverdi.

Kim olursa olsun hakkın aynen sahibine verilmesini isterdi.

Ey insanlar! Sizden öncekiler, itibarlı bir insan hırsızlık yaparsa bırakırlar, zayıf biri çalarsa cezaya çarptırırlardı. Bu yüzden helak oldular. Allah’a yemin ederim ki, Muhammed’in kızı Fatıma hırsızlık yaparsa bilmiş olun ki Muhammed onun elini kesecektir derdi.

Peygamberimizin şecaati, O’nun bütün ahlaki sıfatlarının temelini teşkil eder.

Azmi, doğruluğu, hak ve hakikati ilanı gibi sıfatlarının hepsi bu sıfata istinad eder. Sevgili Peygamberimiz binlerce tehlike karşısında kalmış, fakat bunlarda en küçük zaaf alâmeti göstermemişti.

Birçok olayların kahramanı olan Hz. Ali bu konuda şöyle diyor:

“Bedir’de savaş bütün şiddetiyle devam ederken biz Peygamberimizin arkasına sığınmıştık. Hepimizin en cesuru O idi. Düşman saflarına en yakın yerde O bulunuyordu”

Kaynak: Dr: Lütfi Doğan / Diyanet İlmi Dergisi / Haziran 1970 / bkz: 70-72

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.