Elindeki eşsiz Kur’an mesajı ile dünyayı yeniden asıl düzenini verecek plan ve projeleriyle geldi. İnsanlık, din, ahlak, ilim ve medeniyet noktalarında ona çok şey borçludur.
Kim bilir o olmasaydı acaba insanlık ne durumda olacaktı?
Kısacası Akif’in ifadeleriyle diyebiliriz ki;
Kendi döneminde yaşayan arkadaşları Peygamber Efendimizin bu büyüklüğünü çok iyi anladıkları için eşsiz bir vefa ile ona bağlı idiler. Hem kendilerinden hem de en yakın akrabalarından daha çok O’nu düşünmüş ve O’na sahip çıkmışlardı.
Örneğin hicret esnasında Hz Ebu Bekir’in diğer aile fertlerinin yanı sıra 7-8 yaşında olan kızı Aişe’de yanında yoktu. Aynı şekilde Hz Ömer hicret ederken yalnızdı ve küçük oğlu Abdullah bile yanında değildi. Ashabın yazdığı eşsiz destanı burada dile getirmek sözü çok uzatacaktır. Kur’an’ı korumalarına benzer bir şekilde Peygamberimizin her söz ve davranışını bize aktarmaları vefalarının en çarpıcı yanlarındandır
Ashaptan sonra gelenler bu titizliği göstermiş olmalılar ki, söz ve davranışlarının yazılı olduğu eserlerin yanı sıra bir çok kutsal emaneti de günümüze kadar ulaştırmıştır. Ancak kısa bir zamandan beridir bazı vefasız gönüller, hem hadislerine hem de diğer emanetlerine ciddi şekilde hor davranmakta ve adeta onun unutulması için gayret göstermektedirler.
Ama insanlık hala vefa duygusunu tam kaybetmemiş olacak ki, batılılarca hemen her on yılda bir yapılan anketlerde Peygamber Efendimiz çok büyük bir farkla insanlığın kaderinde en büyük pay sahibi olarak ilk sırada yer almaktadır.
Suyun tersine kürek çekenlere tavsiyemiz, bir an önce güneşe karşı gözlerini kapatmaktan vazgeçip dünya ve ahiret mutluluğuna koşmalarıdır.
Onun Ümmetine düşen görev ise:
Ona yakışır bir hayat tarzı sergileyerek Ona vefalarını bir daha ortaya koymalarıdır
Kaynak: Akademi Araştırma Heyeti / Bir Müslümanın Yol Haritası / bkz: 679