OKB’den mustarip kişiler rahatsız edici düşünce ve davranışlar döngüsüne hapsolmuşlardır. Stres yaratan, inite eden ve sürekli yinelenen düşüncelerden rahatsız olan bireyler bu düşüncelerden kurtulmak için kısa süreli rahatlama ve ferahlama yaratan davranışa yönelirler.
Örnek verecek olursak abdest alırken aklından sürekli “Acaba abdesti mi düzgün şekilde alabildim mi? Ya kabul olmadıysa?” düşüncesi geçen birey bu düşüncenin yarattığı stresten kurtulmak için “abdestini tekrarlama” yoluna gidecektir.
Üstelik bu sadece bir sefere mahsus değildir; kişi abdestinden tamamen emin olana kadar belki onlarca kez abdestini tekrarlar. İşin kötüsü OKB hastaları için “tam emin olmak” diye bir şey söz konusu değildir. Akıllarında süreğen bir şüphe mevcuttur.
Şayet bu hastalıktan mustaripseniz kendinizi yalnız hissetmeyin. Çünkü yapılan araştırmalar her elli kişiden birinde bu hastalığın olduğunu ortaya koyuyor. OKB, her yaştan kadın ve erkekte görülmekle birlikte, çoğu kez ergenlik veya erken erişkinlik dönemlerinde ortaya çıkar.
Takıntı Hastalığı ve Sebepleri (OKB)
OKB nörobiyolojik ve/veya kalıtsal faktörler, çocukluk dönemine dayanan yaşantılar, son dönem de yaşanan travmatik olaylar ve daha pek çok faktörün etkisiyle ortaya çıkabilir. Burada önemli olan nokta, kaynağı ne olursa olsun OKB’nin tedavisinin mümkün olduğu hakikatidir. Dolayısıyla nedenlerine odaklanmak yerine çözümüne odaklanılmalıdır
OKB, hem biyolojik hem psikolojik faktörlerin ön planda olduğu bir bozukluktur. Bu duruma bağlı olarak hem ilaç tedavisi hem de psikoterapi desteğinin bir arada yürütüldüğü tedavilerde başarı oranı daha yüksektir.
Bu noktada ilaç desteğinin ne kadar elzem olduğu sorusu akla gelebilir. İlaç tedavisinin kesinlikle gerekli olup olmadığına, hastanın durumuna göre karar verilmelidir. Bu hastalığın tedavisinde kesinlikle gerekli olan unsur psikoterapi desteğidir. Zira kişinin kaygıları ve olumsuz düşünceleri ile başa çıkmayı öğrenmeden sadece ilaç tedavisinden yararlanması tedavinin kalıcılığını bir hayli azaltır.
Öncelikle durumunuzu netleştirmek adına klinik psikoloji üzerine çalışmış bir uzman psikologa gitmeli, şayet uzman gerek duyuyorsa ilaç tedavisi için bir psikiyatriste başvurmalısınız.
✓ Pislik veya mikrop bulaşacağı korkusuyla tekrar tekrar duş alma ve sık sık el yıkama, kapı kolları gibi pek çok insanın dokunduğu şeylere dokunamama, dokununca aşını rahatsız olma
✓ Başkasına zarar vermekten korkma
✓ Hata yapmaktan ve rezil olmaktan korkma
✓ Şeytanca veya günahkar düşünmekten aşırı korkma ve buna bağlı olarak bu tarz şeyler aklına gelince onlardan kurtulmak için çaba sarf etme
✓ Düzene ve simetriye aşırı önem verme ve vaktinin gereğinden fazlasını bunlara ayırma
✓ Aşını kuşku ve daimi güvence ihtiyacından dolayı kilit, ocak gibi şeyleri sürekli kontrol etme
✓ Belirli kelimeleri, cümleleri veya sözleri tekrarlama, içinden sayı sayma gibi mantığı olmayan ritüelleri yapmadan duramama.
Kendisinde takıntı hastalığı (OKB) olup olmadığını merak eden okurlarımıza önerim bu belirtilerden herhangi birini yaşayıp yaşamadıklarını ve günlük hayatta bundan ne kadar etkilendiklerini gözden geçirsinler.
Bu belirtilerden en az birini yaşıyor ve buna bağlı yaşamsal fonksiyonlarınız, iyi hissedişleriniz, sosyal, ailevi ve mesleki yaşantılarınız etkileniyorsa bir an önce bir psikiyatriste ve eş zamanlı olarak bir uzman psikologa görünmelisiniz.
Kaynak: Esra Oras (Uzman Psikolog) / Diyanet Aile Dergisi / Temmuz 2017 / bkz: 16-17