Nas Süresi Beyanu’l-Hak Tefsiri

Nas Süresi Beyanu’l-Hak Tefsiri
7 Mart 2021 11:50
0

Nas Süresi Hz Ebu Bekir’in cem ettirdiği elimizdeki Kur’an’a göre 114. süredir ve 6 ayettir

Nas Süresi; Mekki bir süre olup, Hz Peygamber’in elçi olarak gönderilmesinin üçüncü yılında bir bütün halinde indirilmiş olup 6 ayettir. Adını ilk ayetinde ki, insanlar anlamına gelen nas kelimesinden almıştır. Hz Osman’ın mushafındaki kronolojik sıralamaya göre 21, Hz Ebu Bekir’in cem ettirdiği elimizdeki Kur’an’a göre 114. süredir.

Muvazziteyn yani okunarak Allah’a sığınılan iki süre adı verilen Felak ve Nas süreleri, Duha ve İnşirah süreleri gibi, neredeyse tek süre sayılacak şekilde konu bütünlüğü olan ve peş peşe indirilmiş iki ayrı süredir. Felak Süresi hakkında söylenenlerin hepsi bu süre için de geçerlidir.

Felak Süresinde, Allah’ın yarattıklarının şerrinden; özellikle de üç kesimin şerrinden Allah’a sığınılması tavsiye edilmektedir

Gece karanlığının (ğasik) okuyup düğümlere üfleyen afsuncuların (neffasat) ve çekemeyen, haset eden kimsenin (hasid) şerrinden karanlıkları yarıp aydınlığı çıkartan sabahların yaratıcısı Allah’a sığınılmıştır.

Gece karanlığının (ğasik) okuyup düğümlere üfleyen afsuncuların (neffasat) ve çekemeyen, haset eden kimsenin (hasid) şerrinden karanlıkları yarıp aydınlığı çıkartan sabahların yaratıcısı Allah’a sığınılmıştır.

Bu iki sürede ise Sinsi sinsi yaklaşıp insanların göğüslerine vesvese veren şeytanın şerrinden, insanların sahibi, yönetici ve ilah’ı Allah’a sığınılması tavsiye edilmiştir.

Bu iki sürede, yaratılmışlardan yılan, akrep, örümcek, kene, cin, şeytan gibi zehirli ve zararlı varlıklar ile gece karanlığının gizemli ve ürkütücü hali bile yanlarında önemsiz sayılabilen karanlık işlerin peşinde koşmakta olan büyücüler, sihirbazlar, yalancılar, dolandırıcılar, vurguncular, kapkaççılar, kıskançlık krizine tutulduğu zaman hasut kişiler.

Hasılı evrende ne kadar somut ve soyut zararlı ve kötü yaratık ve onların yaymaya çalıştıkları kötülükler varsa hepsi kastedilmiştir.

Bir insanın ne kadar tedbirli olursa olsun, bu kadar zararlının şerrinden yalnız kendi çabasıyla korunması mümkün değildir. Bunların hepsinden korunabilmek için tek sığınak var, o da mutlak manada karanlıkları dağıtan, sıkıntıları bertaraf eden, çözümsüzlükleri çözüme kavuşturan, tüm zararlıların zararını etkisiz hale getiren ve istediği kişileri sabahlara ve ferahlıklara kavuşturan Allah2tır. Ancak O’nun koruduğu kimseler bütün korkulardan emin olabilirler.

O halde, hem Hz Peygamber için hem de müminler için, zararlılara karşı alınması gereken tüm tedbirler imkan ölçüsünce alındıktan sonra Allah’a sığınmaktan başka çare yoktur. Bütün bunlardan sığınılması tavsiye edilen tek merci, özellikle insanların sahibi, yöneticisi ve ilahı olan Allah’tır. Bu iki sürenin indiriliş amacı da budur. Zehirlilerin zehrine karşı bir nevi panzehirdir.

Bu iki süre ile yüce Mevla’mız; inanan herkesi, lütfu ve merhametiyle muamele edip korumak üzere kendisine sığınmaya çağırmaktadır. O ne güzel mevla ve ne güzel yardımcıdır.

Nas Süresi Tefsiri

“De ki: Ben insanlar ve cinlerden olup her fırsatta insanların yanlarına sinsice sokulan, onların gönüllerine kötülükler fısıldayan şeytanların şerrinden, insanların sahibi, insanların yöneticisi ve insanların ilahı olan Allah’a sığınıyorum (Nas Süresi 1-6)”

Hannas: Birinin yanına gizlice sokulmak, tehlikeyi görünce geri kaçmak ve içine kapanmak manasına gelen hanese/yahnüsü fiilindendir. Bu insanın ayağını kaydırma maksadıyla fırsat kollayan şeytanın özelliğidir. Ayette cinlerden ve insanlardan hannas denildiğine göre, demek ki bu özellik -sinsicilik ve fırsatçılık- sadece iblis’e ve cinlere ait değil, insanların kötülerinde de bulunan kötü bir haslettir.

Vesvese kulağa fısıldamak, rahatsız etmek, birinin zihnini karıştırıcı sözler fısıldamak anlamına gelen vesvese fiilinden isimdir; kışkırtma, iç huzursuzluğu, zan ve şüphe demektir. Bu fısıltı / kışkırtma, nefsin bencillik, haset, kin, nefret gibi kötü huylarından kaynaklanarak insanın kendisinden olabileceği gibi, insan ve cinlerin şeytanlarında da gelebilir. Nefis, buna kapı açtığı takdirde şeytanlar, mutlaka oraya dalar ve görevlerini icra ederler

Cenab-ı Allah, kendisine sığınanların gerçekten koruyucusudur. O, kendisine iltica eden hiç kimseyi şeytanın eline bırakmaz. Öncelikle bilinmelidir ki şeytan, şu üç tedbirden dolayı mümine zarar veremez;

Allah’a itaat ve ibadette samimi olup, riya, şöhret ve menfaat düşkünlüğü gibi ihlası bozacak kötü niyet ve düşüncelerden sakınanlara. Nitekim İblis cennetten kovulduğunda ‘Rabb’im beni doğru yoldan saptırdığın için ben de senin sadece ihlaslı/samimi kulların hariç, yeryüzünü onlara süsleyeceğim ve de onların hepsini doğru yoldan saptıracağım’ dedi (Hicr’39-40)’. ‘Çünkü onun iman edip Rab’lerine dayanan kimselere etki etme gücü/nüfuzu yoktur (Nahl’99)’

Şeytanın vesvesesini hisseder hissetmez, hemen ‘Esteizü billahi mine’ş-şeytani’r-racim’ diyerek Allah’a sığınanlara ^Şeytanın kışkırtmasını hissettiğin an, hemen Allah’a sığın! Kuşkusuz O, işitir ve bilir. Görev ve sorumluluğunun idrakinde olan müminler, kendilerine şeytandan bir kışkırtma dokunur dokunmaz, düşünürler ve derhal (hakikati) görürler. Şeytanın kardeşleriyse, şeytanlar onlara sapıklıkta yardım eder ve asla bunda kusur işlemezler (A’raf’200…202)’

Allah ile dua bağını sıkı tutup koparmayan kimselere ‘De ki: Duanız da olmasa Rabb’im sizin neyinize önem versin (Furkan’77)’

Felak ve Nas süreleri, müminlerin bütün şerlilerden korunmaları için özelilkle indirilmiş dualardır. Hz Aişe demiştir ki: Resulüllah (s.a.v), her gece yatmak üzere yatağına girdiğinde, mutlaka üç defa ihlas, Felak ve Nas sürelerini okur, avuçlarına üfler ve ellerini başından başlayarak erişebildiği yere kadar bedenine sürerdi..

Kaynak: M. Zeki Duman / Beyanu’l-Hak / C:1 / bkz: 161-164

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.