DOLAR
19,0122
EURO
20,2921
ALTIN
1.215,13
BIST
5.058,27
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Çok Bulutlu
16°C
İstanbul
16°C
Çok Bulutlu
Salı Hafif Yağmurlu
12°C
Çarşamba Çok Bulutlu
12°C
Perşembe Az Bulutlu
15°C
Cuma Az Bulutlu
16°C

Nas Süresi Abdülkadir Geylani Tefsiri

Nas Süresi Abdülkadir Geylani Tefsiri
9 Mart 2021 00:32
0

Nas Süresi 6 ayettir. Nas süresi 5 ve 6 ayette geçen; insanların kalbine vesvese veren cinlerden ve insanlardan buyruğu ile anlatılmak istenen nedir? Şeytani vesvese ve düşüncelerden kurtulmak için etkili bir dua arıyorsanız eğer Nas Süresi bu konuda etkili birduadır


Tevhidin ve yakin bilgisinin inceliklerini keşfeden, sırat-i müstakimin ve din-i kavimin esrarını fetheden kimseye şu hakikat gizli kalmaz:

Tevfik-i ilahi ipine sımsıkı sarılıp tutunan kimsenin, kendisini , nefs-i emmare kuvvetlerinden beslenen şeytanların fitnelerinden daima muhafaza etmesi gerekir. Bu şeytanlar insanların kalplerine türlü türlü şekillerde vesvese verirler.,

Onların kalplerini şaşırtarak, apaydınlık olan yoldan çıkarmak için, alem-i nasut yani insanın gündelik hayatı ile ilgili saçma hayal ve evhamlardan meydana gelen çeşit çeşit fitnelere ve sıkıntılara düşürürler.

İşte bundan dolayı, habibinin terbiyesini kemale erdirmek, ona uyan müminlere tembihte bulunmak ve onları irşat etmek için, süreye yüce ismiyle başladıktan sonra Cenab-ı Hak şunları telkin, tavsiye ve emir buyurmaktadır:

Allah’ın adıyla başlarım ki, lütuf, ihsan ve cömertliğinin bir gereği olarak, daima kullarının iyiliğini gözetir. O, kendisine sığınmış kullarını, kendilerine gelen saldırılardan korumakla onlara karşı merhametlidir. Rahman‘dır. Din-i kavimde, sırat-i müstakimde istikrarlı ve sarsılmaz bir hale ulaşmaları gayesiyle, kendilerine zarar verecek, onları azdırıp saptıracak şeyler konusunda kullarını uyarmakla onlara karşı Rahim‘dir

Ey Resullerin en kamili! Cenab-ı Hak seni tevhid makamında sarsılmaz kılmış, vahdet-i zati olan hakikat denizinden akan ırmaklara seni ulaştırmıştır. O halde Allah’a iltica ederek, onun sapasağlam ipine sarılarak De ki: Sığınırım, Rabbine insanların (Nas Süresi 2. ayet)

O Rabbim ki, insanları adem / yokluk kilerinden ızhar edip, ortaya çıkarmış, onları türlü türlü lütuf ve ihsanlarıyla besleyip büyütmüş, terbiye etmiştir. Çünkü o Malikidir insanların (Nas Süresi 3. ayet) İlahıdır insanların (Nas Süresi 4. ayet) Zira her şey ondan zuhur etmiştir ve her şeyin rücu edeceği, dönüp gideceği yer yine odur. Sinsi vesvesecinin şerrinden (Nas Süresi 4)

İnsanlara musallat olup onların başından ayrılmayan, kalplerine kuvvetli fitneler vesveseleyen şeytanın şerrinden insanların Rabbine sığınırım. O sinsi vesveseci insan kalbinin üzerine çöreklenir de, insanoğlu Allahü Teala’yı ne zaman zikretse hemen kalbe ağırlık ve sıkıntı verir.

İnsan ne zaman Allahü Tealayı zikirden gafil kalsa, o sinsi şeytan onun kalbini rahat bırakır. İnsanın Allah’ı zikretmesi ile şeytanın insanın kalbine vesvese vermesi, ışık ile karanlığın bir yerde olmasına benzer; birisi geldiği zaman diğer ortadan kalkar. O, kuvve-i vahimiye, insandaki vehim gücüne benzer.

Vehim, bir hükmün öncüllerini kabul etmeye müsaittir. Fakat iş o öncülleri uygulamaya gelince kabul etmez. Mesela ona ‘ölü cansızdır ve cansızdan korkulmaz’ dendiği zaman bu öncü hükmü kabul eder. Fakat ölüden korkmamak gerektiği söylendiği zaman

Onlar aslandan kaçan yaban eşekleri gibidir (1)” ayetinde olduğu gibi, ölüden kaçar. İnsan vehmi ölünün cansız olduğunu ve cansızdan korkmamak gerektiğini bilir ama yine de ölüden korkar.

O sinsi vesveseci, insanlar Rablerini zikirden gafil oldukları, heva ve heveslerinin arzularını yerine getirmede kendilerini onların eline bıraktıkları zaman İnsanların kalbine vesvese verendir (Nas Süresi 5. ayet) 

Bu vesveseciler Cinlerden ve insanlardan (Nas süresi 6. ayet) olur. Bu ibare, dördüncü ayette ki ‘vesveseciyi açıkladığı gibi, beşinci ayetteki ‘vesvese veren’i veya vesvese vermeyi de açıklayabilir. Yani, sinsi şeytan, cinler ve insanlar vasıtasıyla vesvese verir demektir.

Zira gerek cinler ve gerekse insanlar fayda vermeye de zarar vermeye de potansiyeli olan varlıklardır. İnsanlar, başka insanlardan veya cinlerden talep ve arzularının yerine getirmelerini bekleme gafletine düşerler, düşerler de bu durumda hayret ve şaşkınlık çöllerinde kalakalırlar, dalalet uçurumlarına yuvarlanıverirler.

Allah Teala lütuf ve ihsanı ile bizleri ve bütün kullarını her iki grubun şerrinden de muhafaza eylesin.

Zira heva ve heves şeytanın gıdası ve besin kaynağıdır. fakat insan eğer şehvetleri ile mücahede halinde, savaş halinde olursa, şeytan ona musallat olamaz.

Nas Süresi Hatimesi

Ey kurtuluşu talep eden! Ey ihlasa düşkün ! Sakın ha sakın, heva ve hevese uymayasın ! Sakın ha sakın, şehvetlerinle yüz üstü düşüp kalkmayasın ! Eğer insan, heva ve hevesine uyacak şehevi kuvvetlerine bağlanıp kalacak olursa, onun kalbi artık şeytanın yuvası ve madeni haline gelir.

Zira heva ve heves şeytanın gıdası ve besin kaynağıdır. fakat insan eğer şehvetleri ile mücahede halinde, savaş halinde olursa, şeytan ona musallat olamaz. Bu durumda ise onun kalbi meleklerin mekanı ve yuvası olur.

Dünyayı ve nefsin arzularını anma hali kalp üzerinde baskın gelirse, işte o zaman şeytan kendisine geniş bir alan bulur, şerri ve sonucu kötü olan her şeyi pompalamaya, vesvese vermeye başlar.

Böylece o kişiyi uçurumlara düşürür. Buna karşılık insan, her ne zaman şehvetlerinden, nefsani arzu ve isteklerinden yüz çevirir, onlarla layığı vehiyle mücahede ve mücadele eder, ibadet ve taatte hakkıyla yönelirse, işte o zaman da, Melik olan Allah Teala ona hayrı ve iyiliği ilham eder. Kurtuluş vesilelerini ona kolaylaştırır. Cennete ulaşmanın yollarını gösterir ve öğretir.

Hatırlar yani ilhamlar fiillerin başlangıcı ve kaynağıdır. Çünkü hatırlar rağbete, rağbet azim ve niyete sevk eder. Niyet ise bedenin azalarını harekete geçirir ve inançları sağlamlaştırır.

Eğer hatırlar güzel ve övülen cinsten olursa, insana salah, doğruluk ve nimet getirirler. Fakat vesveseci şeytan tarafından gelirse, bu durumda da insan için fesat, bozukluk ve kötülük söz konusudur. Cezaya düçar olmakla karşı karşıyadır.

Allah Teala bizleri nefsin hile ve hurdasından, helake sürüklemesinde, heva ve hevese uymaktan muhafaza buyursun. Nefsani isteklere ve şehvetlere karşı, onların aşırı baskılarına ve kuvvetlerine karşı mücahede etmed, sadatın seyyidi ve kainatın safveti hürmetine, bizlere yardımcı olsun.

Allah Tealanın bütün salat, selam ve tezkiyeleri habibinin üzerine, onun ailesinin üzerine, onun tertemiz eşlerinin üzerine, onun neslinden gelen güzel insnaların üzerine, onun kamil halifeleri üzerine ve bütün ashabı üzerine olsun.

Evvelde, ahirde, batında ve zahirde Allah’a hamdler, şükürler, övgüler, medh-u senalar

Kaynak: Abdülkadir Geylani Geylani Tefsiri / C:6 / bkz: 589-591

(1- Müddessir 50-51)

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.