Yıldızların yaratılmasındaki hikmet ise gizli olup herkes tarafından bilinemez. Halkın anlayışının kaldıracağı bilgi, yıldızların gökte birer süs olup gözün onlara bakmakla haz duymasıdır. Yüce Allah bu hususu şöyle açıklamaktadır:
▬ Biz yakın göğü yıldızlarla süsledik (Saffat Süresi 6)
Alemin bütün parçaları, hiçbir zerresi hariç olmamak üzere hikmetle yaratılmıştır. Canlıların uzuvları da böyledir. Söz konusu uzuvlardan bazılarının hikmeti; gözün görmek, elin tutmak ve ayakların yürümek için olması gibi açıktır. Canlıların içinde bulunan öd kesesi, böbrek, karaciğer, damarlar, sinirler gibi organların ve bunlar arasındaki ahenk, birbirine kenetlenme, incelik ve kalınlık gibi hususların hikmetini herkes bilemez. Bunların hikmetini bilenlerin bilgisi yüce Allah’ın bildiğinin yanında pek azdır.
O halde bir şeyi yaratılmış olduğu amaç dışında kullanan herkes yüce Allah’ın o nimetine nankörlük etmiş olur. Eliyle başkasına vuran kişi el nimetine nankörlük etmiştir. Çünkü el, başkasına zarar vermesi için değil, kişinin kendisine zarar verecek bir şeyi defetmesi ve yararlı olanı alması için yaratılmıştır.
Kendisine haram olan bir yüze bakan kişi göz ve güneş nimetlerine nankörlük etmiştir. Çünkü görme göz ve güneşin ışığı sayesinde gerçekleşir. Göz ve güneş, kişinin dini ve dünyası konusunda ona yarar sağlayacak şeyleri görebilmesi ve bu ikisinin zararına olacak şeylerden kaçınması için yaratılmıştır. Söz konusu kişi ise göz ve güneşi onların yaratılış amacının dışında kullanmıştır.
Çünkü insanların, dünyanın ve dünyadaki vasıtaların yaratılmasındaki amaç, insanların onların yardımıyla yüce Allah’a ulaşmalarıdır. O’na ulaşma ise ancak O’nu sevmekle, dünyada O’na aşina olmakla ve dünyanın aldatıcı nesnelerinden uzak durmakla olur. Aşinalık ancak devamlı zikirle (O’nu anmaya), sevgi ise ancak devamlı fikirle hasıl olan bilgiyle gerçekleşir. Devamlı zikir ve fikir de ancak bedenin devamlılığıyla sağlanır. Beden ise ancak su, toprak, hava ve gıda sayesinde hayatta kalır.
Bütün bunların tamamlanması için de gök ve yer, iç ve dış organlar yaratılmıştır. Bunların hepsi beden içindir. Beden nefsin (can) bineğidir. Allah’a dönecek olan şey de uzun ibadetler ve marifetler sayesinde mutmain olmuş nefistir. İşte bu yüzden Allah şöyle buyurmaktadır:
▬ Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım (Zariyat Süresi 56)
Bir şeyi Allah’a taatin dışında kullanan herkes, o masiyeti işlemek için gerekli olan bütün vasıtalarda yüce Allah’ın nimetine nankörlük etmiş olur.
Kaynak: İbnü’l-Cevzi / Minhacü’l-Kasıdin Ve Müfidü’s-Sadıkin / C: 2 / bkz: 308-309