!-- Petal Search Webmasteer -->
Namazda huzur ve huşunun şart olduğunu bildiren pek çok deliller vardır. Yüce Allah buyuruyor ki; Beni hatırlayıp anmak için namaz kıl (Taha Süresi 14).
Yüce Allah buyuruyor ki; Gafillerden olma (A’raf Süresi 205)
Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki; Sahibini kötülükten alıkoymayan namazın Allah’ın rahmetinden uzaklaştırmaktan başka karı olmaz. Gafillerin namazı, kendini kötülükten alıkoymaz.
Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki; Nice namaz kılanlar var ki, kıldıkları namazdan nasipleri yorgunluk ve zahmetten başka bir şey değildir.,
Şüphesiz ki Peygamber efendimiz bu ifade ile gafillerin namazını kastetmiştir.
Mide ve şehvet; oruç ile;
Vücut; hac zahmeti ile;
Kalp; sevdiği maldan ayrılıp zekat vermekle sınava çekildiği gibi;
Dil de; söylediği şeylerden imtihan edilir
Dilin kalpteki manayı ifade edebilmesi ancak kalp huzuru ile olur.
Yalvarış ve dua olduğu kastedilmeden, gafil bir kalp ile “Bizi doğru yola ulaştır” (Fatiha Süresi 6) demek neyi ifade eder? hele bu, ihtiyat haline geldikten sonra, dili hareket ettirmekten başka ne güçlük olabilir
Bu, bir kimsenin birine gidip teşekkür etmeye, övmeye ve ondan bir şeyler istemeye yemin edip, bu dediklerini rüyada yapmasına benzer. Rüyada bunları yapmakla yeminin yerine getirmiş olmaz
Kalp Allah’tan habersiz olduğu halde Kalben Yüce Allah’la karşı karşıya olduğunu düşünmeden ve O’nunla konuştuğundan habersiz olarak, yalnız adet olduğu gibi dili hareket ettirmek, namazın gerçek anlamı olan kalbi parlatmak, Allah’ı yeniden anmak ve iman bağını kuvvetlendirmekten çok uzaktır. İşte namazda okumanın ve Allah’ı anmanın hükmü budur
Demek ki kalp Allah’tan habersiz olduğu zaman, ortada dinin direği, iman ile küfrün ayırıcısı, ibadetlerin en üstünü olan namaz diye bir şey kalmaz.
Kaynak: İmam Gazali / el-İhya