!-- Petal Search Webmasteer -->
Kalbin namazda başka bir şeyle meşgul olmamasının sebebi niyettir. Çünkü kalp niyetlere tabidir ve ancak ilgilendiği şeyi düşünür. Ne zaman bir şeyle ilgilensen istese de istemese de kalbin onunla meşgul olur. Kalbin başka bir şeyle meşgul olmasının yegane ilacı ilginin namaza odaklanmasıdır. Ahirete iman hasıl olmadıkça kalbin ilgisi namaza odaklanmaz.
Çünkü namaz ahirete ileten bir vasıtadır. Bir de buna dünyanın hakirliği eklenince kalbin namazla meşguliyeti artar. Ne zaman kalbinin namazla meşgul olmadığını görünce bil ki bunun tek sebebi iman zayıflığıdır. İmanını kuvvetlendirmeye çalış.
Namazda söylenen kelamın manasını anlamanın sebebi ise zihni manayı anlamaya odaklamaktır.
Bunun ilacı da kalbi namazla meşgul etmenin ilacıyla birlikte düşünmeye yönelmek ve köklerini kesmek suretiyle insanı meşgul eden düşünceleri defetmek için kolları sıvamaktır. Söz konusu düşüncelerin kökleri kesilmediği sürece bu halden kurtulmak mümkün değildir.
Tazim, kalbin bir hali olup iki şeyle elde edilir.
∟ Birincisi: Allah’ın yüceliğini ve azametini bilmektir.
∟ İkincisi: Nefsin hakirliğini ve bir köle olduğunu bilmektir. Bu iki bilgi teslimiyet ve boyun eğmeye sebep olur ve böylece istenen tazim elde edilir.
Heybet ve korku ise; nefsin bir hali olup Allah’ın kudreti ve satvetini bilmekle ve bütün mahlukatı helak etse bile mülkünden zerre eksilmeyeceğini anlamakla hasıl olur. Allah onları savunmaya kadir olduğu halde peygamberlerin ve evliyanın başına gelen belaları ve musibetleri görmek de heybet ve korku hali meydana getirir.
Allah hakkında ne kadar çok bilgi edinilirse, heybet o kadar artar. Bunun sebeplerini Allah izin verirse Kurtuluşa Götürenler bölümünde ‘Korku Kitabı’ bahsinde zikredeceğiz.
Umudun sebebi; Allah’ın lütfunu, keremini ve ihsanını bilmek ve O’nun vaadini tasdik etmektir. O’nun lütfu bilinirse ve vaadine kesin bir şekilde inanılırsa umut canlanır ve harekete geçer
Haya ibadette kusur olduğunu hissetmek ve yüce Allah’ın hakkını yerine getirmekte aciz olduğunu bilmektir. Nefsin kusurlarını, afetlerini ve dünyaya meylettiğini anlamak, bu duyguyu kuvvetlendirir.
İşte söz konusu altı sıfatın sebebi bunlardır. Elde edilmek istenen her şeyin ilacı, sebebini elde etmektir. Sebep bilinirse ilaç da bilinir. Namaz kılarken heybete gark olup ne yaptıklarını ve çevrelerinde olan biteni hissetmeyecek hale gelenlerin haberlerini daha önce zikrettik.
Onlardan biri de Müslim b. Yesar’dı. Bir keresinde namaz kılarken direklerden biri hemen yanına düştüğü halde hiçbir şey hissetmedi. İnsan bazen bir hükümdarın yanına girer ve aralarında konuşmalar geçer. Oradan çıkınca kendisine sorulur:
Hükümdarın yanında kimler vardı? Hükümdarın elbisesi ne renkti? Bu sorulara muhatap olan adam kalbinin hükümdarla meşgul olmasından dolayı onun yanındakileri ve elbisesinin rengini bilmez.
Her namaz kılanın kıldığı namazdan aldığı pay, duymuş olduğu korkusu, huşu ve tazimi kadardır.
Bütün bunlar da onun yakini bilgisi kadar olur. ‘Herkesin yaptıkları işlere göre dereceleri vardır (1)’ Allah sadece kalplere bakar
Kaynak: İbnü’l Cevzi / Minhacü’l-Kasıdin Ve Müfidü’s-Sadıkin / C:1 / bkz: 129-130 (1-En’am 132)