Dikilen odun ve başka şeyler için de durum böyledir. O günlerde güneşin zeval vakti her şeyin gölgesi yedide üç boyunda olunca olur. Bundan sonra gölge adım adım kısalır.
Bu gündüzler uzayıp, geceler kısalıncaya kadar devam eder. Gündüzün uzayıp, gecenin kısalması. haziran ayının yirmi dokuzuncu günü sona erer. O zaman, gölge insanın boyunu yarım ayakgeçince zeval vakti başlar. Bu da güneşin zevalinin en az ölçüsüdür.
Bundan sonra, gölge uzamaya başlar. Bunun üstünden, otuz altı gün geçince, gölge bir ayak uzar. Eylül ayında da (13. gün) gece ve gündüz eşit olur. O gün gölge üçayak uzadığı zaman, güneşin zevali başlar. Sonra gölge uzar
Aradan on dört gün daha geçtikten sonra, gölge bir ayak daha uzar. Gecenin uzaması, gündüzün kısalması, sonra erinceye kadar böyle devam eder. Bu da Aralık ayının on dokuzuncu gününe rastlar. O gün, zevali belirleyen gölge yedi buçuk ayak olur. Güneşin zeval vaktini belirleyen gölgenin en uzun olduğu zaman bu zamandır
Sonra on her dört gün geçtikçe gölge bir ayak kısalır. Mart ayının on dokuzuncu gününe kadar böyle devam eder. O gün gece ile gündüzün eşit olduğu gündür. O zaman zeval vaktinde gölgenin boyu üç ayaktır. Artık yaz girmiş gölgelerin kısalma süresi artmıştır.
Daha önce anlattığımız gibi, bu kasalma otuz altı günde bir olur. Kış günlerinde ve bahara doğru, her on dört günde bir adım artar.
Başka Bir Yol
Büyüklerimizden bazıları, vakitleri bilmede başka bir yol anlatmışlar ve şöyle demişlerdir. Haziran ayının tamamında, güneşin zevali, gölge üçayak olunca başlar. Burada ayaktan maksat, gölgesi için dikilen bir şeyin veya insanın boyunun yedide bindir.
Haziran ayında ikindi namazının vakti gölge dokuz buçuk ayak olunca başlar. Tüm temmuz ayında, öğle namazının vakti, gölge dört ayak olunca başlar. Temmuzda ikindinin vakti gölge on buçuk adım olunca başlar. Ağustos ayının tamamında, öğle namazının vakti, gölge beş ayak olunca başlar. Bu ayda ikindi namazının vakti, gölge on bir buçuk ayak olunca başlar.
Eylül ayının tamamında, öğle namazının vakti, gölge altı ayak olunca başlar. Eylülde ikindinin vakti ise, gölge on iki buçuk ayak olunca başlar
Tüm ekim ayında, öğle namazının vakti, gölge yedi ayak olunca başlar. Tüm kasım ayında öğlenin vakti, gölge sekiz ayak olunca başlar. Kasımda ikindinin vakti ise gölge on dört buçuk ayak olunca başlar. Aralık ayının tamamında öğle vakti, gölge on buçuk ayak olunca başlar.
Aralık’ta ikindinin vakti ise gölge on yedi ayak uzayınca başlar. Ocak ayının tümünde, öğle namazının vakti, gölge dokuz adım olunca başlar. Ocakta ikindi namazının vakti öğle on beş adım oluncaya başlar.
Mart ayının tümünde, öğlenin vakti gölgenin altı ayak olunca başlar Martta, ikindinin vakti ise gölge on iki buçuk ayak olunca başlar.
Nisan ayının tamamında, öğle namazının vakti gölge dört buçuk ayak olunca başlar. Nisanda ikinci namazının vakti ise gölge on bir ayak olunca başlar Tüm Mayıs ayında öğle namazını vakti, gölge üç buçuk ayak olunca başlar. Mayıs ayında ikindi namazını vakti, gölge on ayak olunca başlar
Bu anlatılanlar, senenin bütün aylarında zeval vakitler için tespit edilen vakitlerdir. Duygularımızın ulaşamadığı ve bilemediğimiz kısımlan ise en iyi Allah (c.c) bilir.
Zeval vaktini anlatıldığı şekilde tayin etmek, bir sınırlama ve kesin hüküm değildir. Olsa olsa, zeval vaktini tayin etmedeki yöntemlerden biridir. Kaldı ki, herkesin anlatılan bu durumları idrak edebilmesi de mümkün değildir. Durum böyle olunca, herkes kanaatinin galip geldiği yana doğru hareket edecektir Yani, zeval vaktinin olduğu kanaatine sahip olan kişi öğle namazını kılar
1- Tam olarak bilenler. Bunlar dakikaları, saatleri yıldızların hareketlerini iyi bilirler. Bu bilgileri, kendilerinde yakin bilgi sahibi olmalarına sebep olur.
2- Biraz gayretle ve vakitleri bilenlere uyarak vakitleri bilenler. Bunlar sanat ehli ama vakit konusunda pek bilgisi olmayan kimselerdir. Biraz uğraşırlarsa, vakitleri tayin edebilirler.
3- Bu grup ise galip gelen zannına göre vakti tayin ederek namazını kılarlar. Bunlar vakti biraz araştırarak ve geciktirerek bulurlar. Bilhassa, kapalı yerde bulunan veya hapiste olanlar için bu yol geçerlidir. Buralarda bulunanlar, imkanlar ölçüsünde birinin işaretiyle, verdiği haberle veya duyduğu ezan sesi ile vakti bilirler.
Kaynak: Abdülkadir Geylani / El Ğunye (Li Talibi Tariki’l Hak) / bkz: 870-872