DOLAR
19,0510
EURO
20,5023
ALTIN
1.211,97
BIST
5.031,98
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
14°C
İstanbul
14°C
Hafif Yağmurlu
Pazar Parçalı Bulutlu
19°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
11°C
Salı Az Bulutlu
8°C
Çarşamba Az Bulutlu
11°C

Namaz Belirli Vakitlerde Müminlere Farz Kılınmıştır

Namaz Belirli Vakitlerde Müminlere Farz Kılınmıştır
17 Ağustos 2021 09:30
0

İnnes Salate Kanet Alel Mü’minine Kitaben Mevkuta

Hamd (her türlü övgü ve şükür): kitabına “Hamd, Rahman ve Rahim olan ve din gününün sahibi Allah’a mahsustur” diyerek başlayan ve şöyle buyuran Allah’a mahsustur:

“Hamd olsun o Allah’a ki (kulu Muhammed’e), Kitab’ı indirdi ve ona hiçbir eğrilik koymadı. Onu dosdoğru (bir Kitab) olarak indirdi ki katından gelecek şiddetli azaba karşı (insanları) uyarmak ve yararlı işler yapan müminlere kendileri için güzel mükafat bulunduğunu müjdelemek için onlar orada ebedi kalacaklardır.

Ve “Allah evlat edindi” diyenleri de uyarmak için. Ne onların (Allah evlat edindi diyenlerin), ne de atalarının bu konu da hiçbir bilgisi yoktur. Ağızlarından çıkan bu söz ne büyük oldu! Yalandan başka bir şey söylemiyorlar (Kehf Süresi 1-5) (1)”

Şüphesiz sözlerin en doğrusu Allah’ın kitabı, yolların en güzeli Muhammed’in (s.a.v) yoludur. En kötü şeyler, sonradan türeme şeylerdir. Sonradan türeyen her şey bidattir, her bidat sapıklıktır ve her sapıklık cehennemdedir (2)” Kitap ve sünnete aykırı olan bidatler cehennemdedir.

Yüce Allah buyuruyor ki;

Çünkü namaz belirli vakitlerde müminlere farz kılınmıştır (3) Allah Teala kullarına namazı farz kılmıştır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de gerek hadis-i şerifler de gerekse İslam alimlerinin görüşlerinde orucun belirli şartlarda kazaya bırakılabileceği ve sonradan kaza edilebileceğine dair açık bir kapı bırakılmışken; namaz hakkında böyle bir istisnai durum söz konusu edilmemiş ve namazın kazaya bırakılması ve terk edilmesine dair bütün kapılar kapatılmıştır. Kaldı ki yolculuk esnasında dört rekat olan farz namazlarının ikiye düşürülebileceği hakkında izin verilmiş ve yüce Allah;

“Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman kafirlerin size kötülük etmelerinden endişe ederseniz, namazı kısaltmanız da size bir günah yoktur. Şüphesiz kafirler, sizin apaçık düşmanınızdır (4)” şeklinde buyurarak kısaltılabileceğini ama terk edilemeyeceğini vurgulamış ve savaş esnasında dahi namazın nasıl kılınacağını şu ayet-i celile ile kullarına bildirmiştir:

“Sen içlerinde olup da onlara namaz kıldıracağın zaman onlardan bir grup seninle beraber namaza dursun, silahlarını da alıversinler. Bunlar secde edince arka tarafınızda bulunsunlar ve namazı kılmamış olan diğer bir zümre de gelsin seninle beraber namazı kılsın ve ihtiyat tedbirlerini ve silahlarını da alıversinler.

Kafir olan kimseler arzu ederler ki, siz silahlarınızdan ve eşyanızdan gafil bulunasınız da sizin üzerinize bir baskın ile baskında bulunuversinler. Ve eğer size yağmurdan bir eziyet var ise veya siz hasta bulunmuş iseniz silahlarınızı bırakmanızdan dolayı üzerinize bir günah yoktur. Ve ihtiyat tedbirinizi alınız, şüphe yok ki Allah Teala kafirler için küçültücü olan bir azab hazırlamıştır (5)” ve

Şayet namazı kılamama yada kaçırılması gibi zaruri bir sebep mevcut ise iki namazın birleştirilebileceğini cem etmek suretiyle kılınabileceğini ama yine de terk edilemeyeceği bildirilmiştir. Buna istinaden şüphesiz ki namaz, hakkıyla eda edildikten sonra; gerek Kur’an-ı Kerim gerekse gelen rivayetler doğrultusunda kişinin günahlarını temizleme hususunda en önemli ibadetlerden birisidir.

Nitekim Peygamberimiz’in (s.a.v); Şüphesiz her namaz kendinden önceki hatayı siler şeklinde buyurduğuna dair bir hadis-i şerif rivayet olunmuştur. Yine aynı şekilde “Mesruk dedi ki: Beş vakit namazı gereği gibi koruyup da gafillerden diye yazılan hiç kimse olmaz. Ama o beş vakit hakkında kusurlu davranmak dolayısıyla da helak olmak söz konusudur. Beş vakit hakkında kusurlu davranmak da onları vakitlerinde kılmamaktır (6)”

Yüce Allah kullarına namaz kılmalarını emretmiş ancak bunu yerine getirirken de hakkıyla eda edilmesi, özen gösterilmesi hususunda gerek Kur’an-ı Kerimde, gerekse Resulü (s.a.v) tarafından bildirilmiştir. Bunların bazılarını aktaracak olursak eğer;

Namazın Hakkıyla Eda Edilmesi

“Sana vahy edilen kitabı okuyup tebliğ et, namazı hakkıyla ifa et! Muhakkak ki namaz, insanı, ahlak dışı davranışlardan, meşru olmayan işlerden uzak tutar. Allah’ı namazla anmak, elbette en büyük fazilettir. Allah bütün işlediklerinizi bilir (7)”.

“Onlar namazı hakkıyla ifa ederler(8)”

“Evladım, namazı hakkıyla ifa et, iyiliği yay, kötülüğü de önlemeye çalış, ve başına gelen sıkıntılara sabret! Çünkü bunlar azim ve kararlılık gerektiren işlerdendir (9)

Sen ancak Rab’lerini görmedikleri halde O’nu tazim eden ve namazlarını hakkıyla ifa edenleri uyarırsın (yani senin uyarman, peşin hükümlü inatçılara değil (10)

“Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin velileri, yardımcılarıdır. Onlar iyilikleri teşvik edip kötülükleri menederler. Namazı hakkıyla yerine getirir, zekatı verir, Allah’a ve Resulüne itaat ederler (11)

“Bir de namazı hakkıyla ifa edin ve Allah’a karşı gelmekten sakının… (12). “Onlar namazlarında tam bir saygı ve tevazu içindedirler (13). “O müminler ki namazı hakkıyla ifa eder, zekatı verir ve ahirete kesin olarak iman ederler (14)” Öyleyse ey müminler, siz namazı hakkıyla ifa etmeye devam edin…(15).

Namazı hakkıyla ifa edip zekatı veren, Sözleştiği zaman sözlerinde duran,… (16). “Onlar namazlarını devamlı ve düzenli kılarlar (17). “Namazlarını tam dikkatle ifa ederler (18). “Sabır göstererek, namazı vesile ederek Allah’tan yardım dileyin.(19). “Vay haline şöyle namaz kılanların: Ki onlar namazlarından gafildirler (Kıldıkları namazın değerini bilmez, namaza gereken ihtimamı göstermezler) (20)”

“Allah buyurdu ki: “İyi bilin ki Ben sizinle beraberim. Eğer siz namazı dikkatli bir şekilde tamtamına eda eder, zekatı verir, Resullerime iman eder, onlara sahip çıkar, Allah rızası için gerekli yerlere harcayarak Allah’a güzel bir tarzda ödünç verirseniz, Ben elbette sizin kusurlarınızı örter ve elbette sizi içinden ırmaklar akan cennete yerleştiririm. Ama kim bundan sonra nankörlük edip küfre saparsa, doğru yoldan sapmış, kendini zayi etmiş olur.(21)” ve

Bu konu hakkında Hz Muhammed (s.a.v) tarafından söylenmiş hadis-i şeriflerden bazıları ise;
Hz Peygamber: Nice oruç tutan vardır ki, orucundan dolayı açlıktan ve susamaktan başka bir şeyi yoktur. Nice namaz kılan vardır ki, namazından dolayı uykusuzluktan ve sıkıntıdan başka bir şeyi yoktur buyurmaktadır. Zekilerin uykusu ve iftarları ne güzeldir

Resulüllah (s.a.v): Allah’a, O’nu gözünle görüyormuşçasına ibadet et. Sen O’nu her ne kadar göremiyorsan da, O seni görmektedir.

Resulullah (s.a.v): Siz dosdoğru olunuz. Bununla birlikte (bütün amelleri) tamamen yapamazsınız. Şunu da bilin ki amellerinizin en hayırlısı namazdır. Abdeste de ancak mümin olan bir kimse gerektiği gibi dikkat gösterir.

Peygamberimiz (s.a.v); Namazı ihlas ile kılınız. Çünkü yanınızda bulunan melekler işlediğiniz amelleri, namazı ve taati alıp, göğe çıkarırlar.

Allah Kimlerin Namazını Kabul Eder?

Bir kutsi hadiste Allah Teala şöyle buyurmuştur: Her namaz kılan, namaz kılmış olmaz. Ben ancak azametim karşısında boyun eğen, arzularını haramlarımdan sakındıran, bana isyanda ısrarcı olmayan, açı doyuran ve açığı giydiren kimsenin namazını kabul ederim

Bu şekilde namazın hakkıyla eda edilmesi gerektiği hususunda ayet-i celileler Kur’an-ı Kerim’de ve ilgili hadis kitaplarında çoktur.

Yüce Allah “Sabır göstererek, namazı vesile ederek Allah’tan yardım dileyin (22)” şeklinde buyurmaktadır ki; gerçekten de namaz bir nevi sabır işi olduğu gibi kişiyi de olgunlaştırma ve sabretme özelliğini kazanabilmesi bakımından en önemli bir ibadet fonksiyonudur.

Şöyle ki; sabahın saat beşinde sıcacık yatağından çıkıp da Rabbi’nin huzuruna durmak ve bu kararlılığı göstermek gerçekten sabır işidir. Bunu yaparak yani bu kararlılığı göstererek namaza devam ediyor, diğer yandan namaza devam ederken de aynı şekilde sabırlı olmayı öğreniyor. Sizde takdir edersiniz ki sıcacık yatağında horul horul uyuyup da namaz kılmayı aklından geçirmeyen birisi ile hayatı boyunca Rabbi’nin huzurunda durarak ona tazim gösteren birisinin durumu bir değildir.

Nitekim yüce Allah “Yoksa o kötülükleri işleyip duranlar, iman edip güzel ve makbul işler gerçekleştirenlere yaptığımız muameleyi, kendilerine de göstereceğimizi, hayatlarında ve ölümlerinde onları bir tutacağımızı mı sanıyorlar? Ne kötü, ne yanlış bir muhakeme! (23)”. “İşte Rabb’iniz hakkında beslediğiniz zan var ya, işte sizi o mahvetti ve ziyana uğrayanlardan oldunuz (24)”.

Yine Allah buyurdu ki: “İyi bilin ki Ben sizinle beraberim. Eğer siz namazı dikkatli bir şekilde tamtamına eda eder, … (25)” şeklinde buyurmuş ve Peygamber Efendimiz (s.a.v) “İlim öğrenmek her Müslüman’a farzdır” buyurarak insanların ilim öğrenmeleri, en azından ibadetlerini hatasız bir şekilde yerine getirebilmeleri namazın, orucun ve diğer ibadetlerin şartlarını, rükünlerini bilmeleri gerektiği hususunda bir işaret vermiştir. Kaldı ki namazın içindeki ve dışındaki farzları (12 farz) bilmeden, bilmediğin bir şeyi ne kadar ifa edebilirsin. Etsen bile bu ancak şekilden öteye geçmeyecektir.

Namazın hakkıyla eda edilmesi ancak şu beş esasa bağlıdır

  • Vaktinde kılmak
  • Şartlarını ve rukünlerini (12 farz) olması gerektiği şekliyle tam yapmak
  • İhlas ile sırf Allah rızası için kılmak
  • Tadil-i erkana riayet etmek; yani kıyam, kıraat, rükü ve secdeleri, amacına uygun ve Resulüllah’ın tarif ettiği şekilde yapmak
  • Namaz boyunca huşu ve hudu içerisinde, yani Allah’a gönülden boğun eğdiği, O’nu tazim amacıyla huzuruna çıktığı ve zikir makamında Allah’la baş başa bulunduğu bilincini muhafaza edip iç ve dış alemlerinde makama uygun bir sukünet ve özen içerisinde bulunmak.”

Bunların ne anlama gelmediğini, ne olduğunu bilmeden yapılan ibadet Hz Ali’nin (r.a.) deyimiyle “Anlamayarak yapılan ibadette, düşünülmeden yapılan okumada hayır yoktur” sözünü birebir doğrulamaktadır. İlgili konulara; Namazın içindeki ve dışındaki farzlar (12 farz) hakkında bilgi almak için web sitemizde ki Namaz ilmihali bölümüne bakabilirsiniz

İsmail Ekinci

(1-İbn Kesir / Tefsiru’l Kur’an’il Azim / C:1 / bkz: 19) (2-İbn Kesir / Tefsiru’l Kur’an’il Azim / C:1 / bkz: 7) (3-Nisa Süresi 103) (4-Nisa Süresi 101) (5-Nisa Süresi 102) (6-İbn Kesir / Tefsiru’l Kur’an’il Azim /C: 7 / bkz: 61) (7-Ankebut Süresi 45) (8-Lokman Süresi 14) (9-Lokman Süresi 17) (10-Fatır Süresi 18) (11-Tevbe Süresi 71) (12-En’am Süresi 72) (13-Mü’minun Süresi 2) (14-Neml Süresi 3) (15-Nur Süresi 56) (16-Bakara Süresi 177) (17-Mearic Süresi 23) (18-Bakara Süresi 3) (19-Bakara Süresi 45) (20-Maun Süresi 4-5) (21-Maide Süresi 12) (22-Bakara Süresi 45) (23-Casiye Süresi 21) (24-Fussilet Süresi 23) (25-Maide Süresi 12)

ETİKETLER:
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.