Her Müslümanın bilmesi gereken temel bilgiler olduğu gibi; Mümin bir kişinin yapması ve dikkat etmesi gereken şeylerde vardır Peki Müslümanın bir günü nasıl olmalıdır ve hangi davranışlarda bulunmalıdır? İşte tüm bunlara özet diyebiliriz ki; Akıllı bir mümine ve Müslümana yakışan şey; Allah ve Resulünün emirlerine tabi olmak ve bid’at yoluna sapmamaktır
Akıllı müminin yapması gereken, Allah ve Resulünün emirlerine tabi olmak, bid’at yoluna sapmamaktır. Ayrıca işin zor tarafına dalıp da başına işler çıkarmamak ve böylece dalalete düşmemek, ayağa doğru yoldan kayıp helak olup gitmemektir.
Abdullah İbn-i Mesud (r.a) şöyle demiştir:
- “İtaat ediniz, bid’at çıkarmayınız, bu size yeter.”
Muaz b. Cebel (r.a) de şöyle dedi:
- “Bilhassa karışık işlerden sakının. Bu da “Acaba bu ne demeye geliyor” demenizdir.
Mücahid (r.a) Muaz’ın bu sözü kendine ulaşınca şöyle dedi:
- “Biz şimdiye kadar, “Bu ne demeye geliyor” derdik ama şimdi demeyeceğiz.
Bir mü’minin yapması gereken, Ehl-i Sünnet ve’l Cemaate uymaktır.
- Sünnet, Resulüllah’ın (s.a.v) adet haline getirdiği, yaptığı ve yaptırdığı iş ve davranışlardır
- Cemaat, Resulüllah’ın (s.a.v) ashabının üzerinde ittifak ettiği hususlardır.
Bilhassa Hulefa-i Raşidin (dört halife) döneminde yaptıkları işler. Allah onların hepsinden razı olsun.
- Bid’at ehli kimselere karışmamalı onların gittiği yoldan gitmemeli, hatta selam bile vermemelidir. Çünkü imamımız Ahmed b. Hanbel şöyle demiştir: “Bir kimse bid’at ehline selam verirse onlara sevgi beslemiş olur. Çünkü Hz Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
- Aranızda selamı yayınız ki bir birinize karşı muhabbetiniz (sevginiz) artsın.
- Bid’at ehli ile oturmamalı, onlara yakınlık göstermemeli, bayramlarda ve sevinçli günlerinde onları tebrik etmemelidir.
- Öldükleri zaman namazlarını kılmamalıdır.
- Anıldıkları zaman onlara rahmet dilememelidir. Onların Allah’a düşmanlık yaptıklarını söylemelidir. Ve böyle inanıp yaparak, Allah’in bol bol sevap ve mükafat vereceğine inanmalıdır.
Rivayete göre Hz Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur;
- “Bir kimse bid’at ehline buğz ederek bakarsa, Allah onun kalbini güven ve imanla doldurur.
- Bir kimse bid’at ehli birini buğzederek kovarsa, kıyamet günü Allah onu bütün kötülüklerden emin kılar.
- Bir kimse bidat ehlini küçük görürse, Allah Teala onun cennette derecesini yüz kat yükseltir
- Bir kimse bid’at ehli birini sevinçle karşılar ve onu sevindirirse Allah’ın Muhammed’e (s.a.v) indirdiği (Kur’an’ı) hafife almış olur.”
Muğire’nin (r.a) Abbas’tan (r.a) rivayetine göre Resulüllah (s.a.v) şöyle buyurmuştur;
- “Allah (c.c), bid’at ehlinin, yaptığı bid’at işini bırakıncaya kadar amelini kabul etmek istemez.”
Fudayl b. İyaz şöyle demiştir:
- “Bir kimse bid’at ehli olan birini severse, Allah (c.c) onun amelini boşa giderir ve kalbinden iman nurunu çıkarır.”
Allah (cc) bir kimsenin, bid’at ehli birine buğz ettiğini bilirse, Allah’tan ümit ederim ki, bu buğz eden kişinin ameli az da olsa, onu bağışlar. Bid’at ehli birini görürsen hemen yolunu değiştir.”
Fudayl b. İyaz (ra) şöyle dedi:
- “Bir kimse bid’at ehlinin cenazesine giderse, dönünceye kadar Allah ona buğz eder.”
Hz Peygamber (s.a.v), bidat ehline lanet etmiş ve şöyle buyurmuştur.
- “Bir kimse dini değiştirmek maksadı ile yeni bir şey çıkarır veya böyle bir şeye uyarsa, Allah’ın meleklerin ve tüm insanların laneti onun üzerine olsun. Allah onun farz ve nafile ibadetini kabul etmez.”
Ebu Eyyub Sicistani’den (r.a) rivayete göre şöyle demiştir:
- “Bir kimse, Hz Peygamberimizin (s.a.v) sünneti anlatılınca “Bize bunu değil, Kur’an’dan anlat” derse, bil ki o dalalet (sapıklık) ehlindendir.”
Kaynak: Abdülkadir Geylani / El Ğunye (Li Talibi Tariki’l Hak) / bkz: 257-259