ref: refs/heads/v3.0
DOLAR
32,3635
EURO
34,9543
ALTIN
2.325,43
BIST
9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
23°C
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cumartesi Az Bulutlu
22°C
Pazar Az Bulutlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
24°C
Salı Az Bulutlu
18°C

Mücadele Süresi

Mücadele Süresi
7 Şubat 2021 19:17
457

Mücadele Süresi 44 Ayettir, Medeni Sürelerdendir ve 58 sırada Yer Almaktadır

Mücadele Süresi Medeni bir süredir.Hicretin 9. yılında bir bütün halinde indirilmiş olup tamamı 22 ayettir. Resulüllah ile tartışıp bir sonuç alamayan, sonra da durumunu Allah’a şikayet eden kadından bahseden ayetleri sebebiyle bu adı almıştır. Hz Osman’ın Mushaf’ındaki kronolojik sıralamaya göre 105, Hz Ebu Bekir’in cem ettirdiği elimizdeki Kuran’a göre 58. süredir (a)

Mücadele sürenin başlıca konuları

▬ Zihar meselesi hakkındaki şer’î hükümleri beyan.

▬ Cenab-ı Hakka ve Resulüne karşı mücadeleye cesaret edenlerin cezalarını ihtar.

▬ Allah Tealanın bütün içtimai varlıkların hallerini ve sırlarını bilir olduğunu ilan,

▬ Müminlerin kerem sahibine yakışır içtimai vazifelerine işaret.

▬ Resul-i Ekrem ile hususi şekilde görüşmek isteyenlerin riayet edecekleri muameleyi tayin.

▬ Din düşmanlarına meyil gösterenlerin korkunç akıbetlerini ihtar.

▬ Din düşmanlarına karşı yüz göstermeyen hakiki müminlerin mazhar olacakları nimetleri, Allah’ın desteğini müjdeleme.

Mücadele Süresi 1. Ayet: Kocası hakkında sana başvurup tartışan ve halini Allah’a arzeden o kadının sözlerini elbette Allah işitti. Allah sizin konuşmalarınızı dinliyordu. Şüphesiz Allah semî’dir, basîrdir (her şeyi işitir ve görür)

Cahiliye Araplarında kadınların maruz kaldıkları zıhar denilen bir durum vardı. Bu geleneğe göre koca, eşine: “Sen artık bana annem gibisin” deyince karısına yaklaşması haram olurdu. Fakat boşanma da vaki olmaz, kadın evli iken kocasız duruma düşerdi. Evs b. Samit (r.a) hanımı Havle’yi (r.a) yatağına çağırmıştı. O reddedince Evs zıhar yaptı. Havle Hz. Peygamber’e gelip özetle: “Evs benimle genç ve cazip olduğum sırada evlendi.

Bunca zaman ona hizmet ettim. Çocuklar doğurup büyüttüm. Gençliğim gidince beni ortada bıraktı. Kocama dönme imkanı yok mu? O da buna razı?” Hz Peygamber, cari duruma göre kocasına haram olduğunu söyledi. İki defa daha ısrarına rağmen yine aynı cevabı aldı. Havle sonra halini Allah’a arz ederek: “Allah’ım yalnızlığımın şiddetini sana arz ediyorum. Küçük yavrularım var, Evs’e bıraksam zayi olacaklar, yanıma alsam aç kalacaklar.” Havle henüz oradan ayrılmadan bu süre nazil oldu. Böylece erkeğin ağzından çıkan zıhar sözüyle karısının devamlı olarak haram olmayacağı bildirildi. Yalnız yeminin ciddiyetini korumak için, böyle bir sözü söyleyene, bir köleyi hürriyetine kavuşturma veya iki ay oruç veya toplum yararına, fakirlere yardım fonunda kullanılan bir kefaret (altmış fakire yemek verme) hükmü verildi (b)

Zıhar Ne Demek?

Zıhar; Bir kişinin hanımına ‘sen bana anamın sırtı gibisin’ deyip cinsel ilişki yönüyle onu annesine veya annesinin sırtına benzetmesidir.Bu geleneğe göre bu sözü söyleyen koca, artık anası sayıldığı için o kadınla evlilik hayatını sürdüremezdi. Öncelikle bilinmelidir ki bu ve benzeri sözler son derece çirkin bir sözdür. Hiçbir insana yakışmaz. İkinci olarak Cenab-ı Allah’ın da söylediği gibi, böyle bir sözü söylemekle hiç kimse kimsenin annesi olamaz. Koca, ister öfkelenerek söylesin, ister sükünet halinde; onun ağzından çıkan bir söz ile evlilik bağı sona erdirilip yuva yıkılamaz.

Kaldı ki Allah’ın boşama ile ilgili koyduğu yasalar da buna imkan tanımamaktadır. Bu gerçeğe rağmen fıkıh geleneğindeki “Sen benim anamsın, bacımsın.. veya Şart olsun..Üçten dokuza şart olsun.. ya da Boş ol, boş ol, boş ol” vb tabirlerle, mahkeme kararı da olmaksızın, kocanın bir çırpıda söyleyeceği sözler, bu mantık doğrultusunda mümine yakışmayan yersiz ve anlamsız bir söz olarak değerlendirilmeli, fakat boşama için yeterli sayılmamalıdır (a)

Hanefi Mezhebine ve diğer muteber mezheplere göre zıharın tahakkuku için şöyle şartlar vardır:

▬ Zıharda bulunan koca, akıllı, buluğa ermiş, uyanık ve Müslüman bulunmalıdır. Bu vasıflara sahip olmayanların zıharı muteber değildir.

▬ Müzaherün biha, yani: Kendisine benzetilen kadın, zıharda bulunan erkeğe neseb, süt veya evlilik yoluyla akrabalıktan dolayı ebedi olarak haram olmalıdır. Binaenaleyh teyzeye, süt kız kardeşe veya kayınvalideye benzetmek ile zıhar sabit olur. Fakat baldıza teşbih ile sabit olmaz.

▬ Kendisine benzetilen kimse, kadın olmalıdır. Binaenaleyh bir kimse karısını, babasına veya oğluna veya kayınpederine teşbih etmekle zıhar meydana gelmez.

▬ Kendisine benzetilen aza, müzahir için, yani: ziıar yapan erkek için bakılması caiz olmayan bir aza olmalıdır. Binaenaleyh annenin yüzüne veya eline veya başına benzetmek ile zıhar sabit olmaz.

▬ Müzaherün, bih, yâni: Kendisi ile zihar yapılan söz, açık bir tâbir ise benzetme, niyete muhtaç olmaz. Fakat kinayî bir tâbir ise bununla zihara niyyet edilmiş olmalıdır. Meselâ: Koca, karısına: Sen bana annemin arkası gibisin” dese bununla niyyete muhtaç olmaksızın zihar gerçekleşir, isterse bununla haram kastedilmiş olmasın. Fakat: “Sen bana annem gibisin veya sen bana annem misillisin” dese bu, niyyete muhtaç bulunur. Bununla zihara niyyet edilmiş ise zihar ve boşanmaya niyyet edilmiş ise boşanma gerçekleşir. Fakat bir kadr ve değere niyyet edilmiş ise bu söz Lağivdir, bununla bir şey lâzım gelmez. Adetâ: Sen bence anam gibi muhteremsin, denilmiş olur. Hattâ: “Sen benim anamsın” veya “sen benim kızımsın” denilmesi de böyledir. Şu kadar var ki, eşe bu şekilde hitap edilmesi, harama yakın mekruhtur.

Mücadele Süresi 13: Özel görüşmeden önce sadaka vermeniz halinde fakir düşeceğinizden mi korktunuz? Size emredilen bu tasadduku yapmadığınıza göre, Allah da sizi bundan muaf tuttu. Artık namazı hakkıyla ifa edin, zekâtı verin, Allah’a ve Resulüne itaat edin! Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır (b)

O halde, her ikisi de temizleyicilik vasfına sahip olan sadaka ve namazdan; birincisi bilhassa kul hakkı, cimrilik gibi mali kirlerden temizleyen, diğeriyse maddi manevi kirlerin hepsinden arındırıp yücelten ibadet etkinliklerindendir. O halde namazı kılın, zekatı verin ve Allah’a itaat etmeye devam edin. Zira bunlar sizi temizlemek için kafidir.

Takva; İlmin, kalpteki imanın ve samimiyetin sonucu yerinde, zamanında, gerektiği biçimde gerçekleşen söz, iş ve davranışlara endeksli bir değer ifadesidir (a)

Kaynaklar

a-) M. Zeki Duman / Beyanu’l-Hak / C:III
b-) Turan Yazılım / Mürşit 5 / Kur’an / Meal:Yıldırım / Tefsir :Bilmen

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.