Bir hadis-i şerifte “Cinlerin ve şeytanların ateşten, Hz Adem’in topraktan/çamurdan, meleklerin ise nurdan yaratıldığı bildirir.
Melekler öfke, kin, gazap, kıskanma ve haset gibi negatif duygulardan uzak olup, beşere ait diğer his ve meyillerden de korunmuşlardır. Dolayısıyla onlar için isyan ve başkaldırma gibi herhangi bir günah söz konusu değildir.
“Allah’ın kendilerine emrettiği şeylere isyan etmezler ve ne ile emrolunuyorlarsa onu yerine getirirler (Tahrim Süresi 6. Ayet)”
İnsanların sahip oldukları, yemek, içmek, erkeklik, dişilik, evlenmek gibi fiil ve özelliklerden uzak ruhani birer varlık olan meleklerin, makamları sabittir ve onlar için bir ücret de söz konusu değildir; ama Allah namına işledikleri her emirde latif bir zevk ve hoş bir lezzetleri vardır.
Ayrıca melekler, kendilerine has latif ve nurani bir yapıya sahip olmaları sebebiyle hareketleri son derece suratlı ve mükemmel olan varlıklardır. Kur’an da onların bu özelliklerini ifade sadedinde şöyle buyrulur; “Melekler ve ruh, O (nun arş)ına-miktarı (dünya senesi ile) elli bin yıl olan-bir günde yükselip çıkarlar (Mearic Süresi 4. Ayet)”.
“Gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer ve dörder kanatlı elçiler yapan Allah’a hamd olsun… (Fatır Süresi 1. Ayet)”
“Bu mübarek ayet, nice kudret harikalarını yaratan ve zalim kavimleri mahv ve yok eden Yüce Yaratıcıya müminlerin hamd ve şükürde bulunmalarına işaret buyurmaktadır. Şöyle ki: (Hamd) Güzelce övgü ve şükür sunma (gökleri ve yeri yaratan) bu muazzam alemleri yoktan var eden, birer harika, güzel bir şekilde vücuda getiren ve;
(Melekleri ikişer ve üçer ve dörder kanat sahibi elçiler kılan) o pek latif mahlukları süratle harekete muktedir, ruhani kabiliyetlere sahip buyuran ve ilahi hükümleri, haberleri Peygamberlere, velilere vahiy ve ilham ve sadık rüya şeklinde tebliğe vasıta kılmış olan (Allah’a mahsustur)
Bütün kainat, hal ve sözüyle o kudret sahibi Yaratıcıya hamd-ü senada bulunur, saygılar sunmaya devam edenler. O öyle bir Yüce Yaratıcıdır ki, (Yaratmada dilediğini arttırır) melekleri daha nice kanatlara, kuvvetlere sahip kılar. Nitekim Resûl-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz Cibril-i Emin’i altıyüz kanatlı bir surette görmüştü. O mübarek melek böyle bir kuvvete, bir ruhani kabiliyete ve görevli olduğu şeyleri sür’atle uygulamaya muktedir bulunuyordu.
Evet.. Cenab-ı Hak dilediği mahlukunu yüksek bir kabiliyete, büyük bir ilim ve irfana, fevkalade bir güzelliğe ve ruhi yüceliğe nail buyurabilir. (şüphe yok ki, Allah her şey üzerinde hakkiyle kadirdir.) Dilediği şeyi yaratmaya, çeşitli, farklı nimetlere, kabiliyetlere sahip kılmaya ilahi kudret fazlasıyla kafidir. Bütün gözlerimiz önünde parlayıp duran nice yüce manzaralar, o Kerem Sahibi Yaratıcının kudreti azimesine şahadet edip durmaktadır
Melekler, Allah’ın emir ve izni ile çeşitli şekillere girebilen varlıklardır. Melekler peygamberler tarafından hem asli şekilleriyle hem de temessül etmiş oldukları başka şekilleriyle görülmüşlerdir. Mesela Cebrail(a.s) Hz Meryem’ e bir insan şeklinde görünmüştür. Hz İbrahim (a.s)’e bir oğul müjdesiyle gelen melekler de insan şeklinde görünmüşlerdir.
Kur’an da ifade edildiğine göre Allah, Hz Adem’e varlıkların isimlerini öğretmiş, sonra da isimlerin verildiği varlıkları meleklere göstererek, bunların isimlerini haber vermelerini onlardan istemiş, bunun üzerine melekler ‘Seni tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bizim hiç bir bilgimiz yoktur. Çünkü her şeyi hakkıyla bilen, hüküm ve hikmet sahibi olan Sensin’ demişlerdir.
Bunun üzerine de Cenab-ı Hak Hz Adem’in varlıkların isimlerini haber vermesini emretmiş, o da söyleyiverince şöyle seslenmiştir: “Size demedim mi ki, göklerin ve yerin gaybını şüphesiz ben bilirim.. Neyi açıklarsanız, neyi de gizlemişseniz ben bilirim (Bakara Süresi 31-33. Ayet)”
a-) Akademi Araştırma Heyeti / Bir Müslüman’ın Yol Haritası / Sayfa: 92-94
b-) Turan Yazılım / Mürşit 5 / DVD / Kur’an Tefsiri / Bilmen
c-) Türkiye Diyanet Vakfı / İlmihal / C:1 / Sayfa:94