Mearic Süresi Abdülkadir Geylani Tefsiri

Mearic Süresi 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27 ve 28 ayetin meali ve tefsiri. Namaz kılarak bütün hallerinde rıza ve teslimiyetle Allah’a yönelen kişilerin durumu ve unutulmaması gereken asıl mesele; Ahiret hayatı kalıcı ve ebedi hayattır, bilakis var olmakla nitelenmeye layık olan alem odur

Tabiatı icabı nankör ve unutkan olan insan şüphesiz çok hırslı ve sabırsız olarak yaratılmıştır ^{(Mearic Süresi 19)}. Nitekim kendisine kötülük, yani zarar ve istenmeyen bir şey dokunduğu zaman çokça sızlanır ^{(Mearic Süresi 20)} ve ondan kurtulmayı ısrarla ister.

Buna karşılık ona bir hayır, yani sevinç, mutluluk, genişlik ve huzur dokunduğunda da çok çok cimri ve eli sıkıdır ^{(Mearic Süresi 21)}. Bütün bu kişiler hırs, gerçekleşmesi çok uzak olan beklenti, belalara karşı sabırsızlık ve bolluk zamanında aşırı büyüklenme çölünde helak olmuştur.

Ancak, namaz kılanlar, bütün hallerinde rıza ve teslimiyetle Allah’a yönelenler, kendilerine ulaşan ihsan ve ikrama kanaat edenler, alim olan Allah’tan kendilerine isabet eden şeylere sabredenler, Allah’ın kendilerini başına halife diktiği maddi ve manevi rızıklardan Allah’ın rızasını kazanmak ve öfkesinden sakınmak için Allah yolunda harcayanlar başka ^{(Mearic Süresi 22)}.

Onlar, Allah’a olan özlem ve şevkleri sebebiyle namazlarına devam eden ve kendilerini ticaret ve alışverişin namazdan eğleyemediği kimselerdir ^{(Mearic Süresi 23)}.

Onlar, kendilerine nispet edilen ve adlarına pazarlanan mallarında isteyen ve fakirliğini açığa vuran kimseler ve isteyemeyip ihtiyacını dışa vurmayan, bilakis tok gönüllüğünden ve iffetinden dolayı zengin sanılıp mahrum kalanlar için zekat ve sadaka gibi belli bir hak bulunan kimselerdir ^{(Mearic Süresi 24-25)}.

Onlar, ceza gününü güzel amelle bitişik bir tasdikle tasdik eden ve ona inanan kimselerdir ^{(Mearic Süresi 26)}. Onlar, Rablerinin hemen ve sonraki azabından korkan kimselerdir ^{(Mearic Süresi 27)}.

Nasıl korkmasınlar ki?! Çünkü Rablerinin azabından emin olunamaz ^{(Mearic Süresi 28)}. İhlaslı ve samimi bir şekilde çokça ibadet etse de, müminin vasfı Allah’ın azabından kendini güvende hissetmemektir.

Ey Muhammedi muvahhid! Eğer basiret, anlayış ve ibret ehli isen şuna inanmalı, bilakis görüp müşahede etmelisin:

Ahiret hayatı kalıcı ve ebedi hayattır, bilakis var olmakla nitelenmeye layık olan alem odur. Buna karşılık dünya hayatı gerçek varlığa olmayan gölgeler ve kalıcı olmayan akisler, hakikati olmayan izafetler ve gerçekliği olmayan belirlenimlerdir.

Şu halde dünya hayatında ona uğrayıp geçen gibi yerleşmeli, onda yolcu gibi yaşamalısın. Bilmiyorsun ki, kardeşim, dünya hayatındaki her şey geçici bir gölge ve içerdiği bütün lezzetler ve arzular kayboluveren bir seraptır.

Daha ne kadar dünya hayatına ve dünya hayatındaki şeylere asılacak, süs ve eğlencelerinden kam alacaksın?

Yakında öleceksin ve orada biriktirdiğin şeyler ziyan olup gidecek. Şu halde ahiret için dünyanda hazırlık yap ve azık hazırla.

Dolayısıyla, kaçınılmaz ölüm gelip çatmadan kendi arzunla ölmelisin. Şunu bil ki bu dünya hayatı bir geçimdir, ahiret ise kalıcılık yurdudur.

Kaynak: Abdülkadir Geylani / Geylani Tefsiri / C: VI / bkz: (202-203) (206)