DOLAR
19,0180
EURO
20,3817
ALTIN
1.211,67
BIST
4.975,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Çok Bulutlu
11°C
İstanbul
11°C
Çok Bulutlu
Çarşamba Çok Bulutlu
12°C
Perşembe Az Bulutlu
14°C
Cuma Az Bulutlu
14°C
Cumartesi Az Bulutlu
15°C

Maide Süresi 105. Ayetin Tefsiri

Maide Süresi 105. Ayetin Tefsiri
4 Mart 2021 22:46
0

Ey iman edenler! Siz nefisleriniz(i ıslah etmey)e bakın. Kendiniz, doğru yolu bulunca, sapanlar size zarar vermez (Maide Süresi 105. ayet)

Resulüllah (s.a.v) bu ayetin tefsiri hakkında şöyle buyurmuştur:

Bilakis iyiliği emrediniz, kötülüğü yasaklayınız. Ta ki itaat edilen cimriliği, uyulan heva ve hevesi, tercih edilen dünyayı ve herkesin kendi görüşünü beğendiğini gördüğünde, özellikle nefsini kurtarmaya bak, halkın işini terk et. Çünkü arkanızda sabır günleri gelecektir. O günlerde sabretmek, ateşi avucunda tutmak gibidir. O günlerde amel edene onun amelinin aynısını yapan elli kişinin toplam ecri verilir dedi

Bunun üzerine ashabından bazıları Resulüllah’a sordular;

Ya Resulüllah ! Onlardan elli kişinin ecri mi?

Resulüllah (s.a.v) buyurdu ki: Sizden elli kişinin ecri.

Bu büyük ecrin verilmesi ancak ve ancak o amel edenin, insanlar arasında garip olmasından ve onların heva ve görüşlerinin karanlığı arasında sünnete sarılmasından dolayıdır.

Allah’ın kendisine, dininde basiret, Resulünün sünnetinde anlayış, Kitabı hakkında idrak nasip ettiği ve insanlardaki heva ve hevesi, bid’atleri , sapıklıkları, Resulüllah (s.a.v)’ın ve ashabının üzerinde olduğu sırat-ı müstakimden sapmaları gösterdiği bir mü’min, bu hak yola girmek isterse kendini cahillerin ve bid’at ehli kimselerin zannetmelerine, kendine sataşmalarına, insanları kendisinden uzaklaştırmalarına ve kendisinden kaçındırmalarına kendini alıştırsın!

Zaten cahil ve bid’at ehlinin selefleri de Resulüllah’a tabi olmakla birlikte böyle davranırlardı. Resulüllah (s.a.v) onları hakka çağırdığı ve gittikleri yolları tenkit ettiği zaman, dünya sanki başlarına yıkılır, ona olmadık kötülükleri reva görürler, yoluna ipten tuzaklar kurarlar ve ona karşı ulularının süvarileri ve piyadeleri ile yaygara çıkarırlardı

Kaynak: İbn Kayyım el-Cevziyye / Medaricu Salikın / bkz: 914

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.