Soru: Leasing (Finansal Kiralama) muamelesinin dinen hükmü nedir?
Cevap: Herhangi bir malı, müşteri olacak olan kimseye belli bir süre için kiraya verip, onun bitiminde kiracıya düşük bir fiyatla onu satma vadinde bulunmaktır. Aslında söz konusu olan malı kiraya vermek görüntüsü bulunsa da onu taksitle satıp, onun mülkiyetini taksitin bitimine kadar elde tutmak, sonra alışveriş muamelesini gerçekleştirmektedir. Bu tip muamele ABD’de 1953 tarihinde ortaya çıkmıştır.
İslam hukukuna göre böyle bir muamelede verilen alışveriş vadi, mecburi tutulmayıp sadece kira akdi yapılırsa caizdir, koşulursa caiz değildir. Bir yönden leasing mualemesi bey’ul vefaya benzer.
Bey’ul vefanın anlamı şudur; birisi ihtiyaca binaen ev ve tarla gibi bir malını başkasına belli bir fiyatla satıyor ve (bana verdiğin bedeli sana getirdiğim takdirde, sen benim bu malımı bana geri vereceksin) diyor ve müşteri de aynı şekilde kabul ediyor. İslam hukukçularının çoğuna göre bu tür alışveriş caiz değildir. Zira alışverişin geçici ve koşulu olamaz.
Ancak Buhara alimleri, ihtiyaca binaen caiz görmüşlerdir. Caizdir diyenlere göre hareket edilirse, verilen vad bağlayıcı mı, değil mi diye tartışmalıdır.
Görüldüğü gibi, hem leasing muamelesinde hem bey’ul vefada birer alışveriş ve birer vaad bulunmaktadır. Söz konusu olan bu muamelede mal kirada olduğu süre içerisinde mal sahibi kiracının değil, kiralayanındır. Bunun için kiralayıcı olan kimsenin muhtemel mağduriyetini önlemek için sigorta yaptıracak olursa, sigorta parasını kiracıya ödetmek doğru değildir.
Ayrıca bu mal kira süresi içerisinde telef olursa, sigorta şirketinin vereceği tazminatı kiracıya değil kiralayana verecektir ve böylece kiracı iki yönden mağdur olur; hem kira bedeli alışveriş adına istinaden yüksek tutuluyor, hem sigorta parasını yatırdığı halde tazminattan faydalanmaz. Bunun için leasing meselesinde yapılacak olursa sigorta parasının miktarı hesaplanıp kira bedeline eklenmeli ve mal sahibi tarafından yapılmalıdır.
Kira süresi içerisinde telef olursa veya bir ziyan meydana gelirse kiracının kusuru olmadıktan sonra sorumlu değildir. Hem mal telef olursa, kiralayıcı onun benzerini yerine koyup yeniden kiraya vermek zorunda değildir.
Bu olumsuzluklara bakılırsa bu muamelenin cevazı yönünden fetva verilirse de, onun yerine taksitli alışveriş yapılırsa daha uygun olur.