!-- Petal Search Webmasteer -->
Hazret-i Aziz buyurur ki; Sen kendi heva-yı nefsaniyene, altına ve gümüşüne ibadet eder olduğun halde, yani, bunların muhabbeti sevgisi kalbinde yerleşip… Gece, gündüz yani her daim düşüncen, arzun bunlar üzerine olup manayı Tevhid üzere olmadığı halde sen yalnız lisan ile ‘La ilahe illallah‘ dediğin zaman … Sana verilen cevabın ne olduğunu biliyor musun?
Cenab-ı Mevla celle ve ala hazretleri; Yalan söyledin ey kulum! Hakikatte işlemediğin şeyi niçin lisan ile söylersin’ diye buyurur
Buna;
Ya eyyühellezine amenu lime takulune mala tef’alune kebure makten ındallahi en tekulu mala tef’alune (61/23)
Ey iman edenler ! Yapamayacağınız şeyi neden söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyi söylemek Allah katında GAZAP’tır.
Ayet-i kerimesi delildir ki, Mana-yı münifi;
Ey kullar işlemediğiniz şeyi niçin söylersiniz? Sizin işlemediğiniz işi lisan ile söylemediğiniz, Hazret-i Allah zülcelalin indinde gazab yönünden büyük oldu, yani bu halinize Hazret-i Allah zülcelal çok büyük gazab eder !
Çünkü;
… Ve ente abidun hevake
Sen heva-yı nefsine ibadet edicisin…
Ki…
O vakitte senin hakkında;
Efera’eyte menittehaze ilahe hu hevahü (45/23)
Ayet-i kerimesi okunur ki mana-yı şerifi;
Nazar eder misin o kimseye ki.. nefsinde ki benliği ve hevasını kendisine ilah, mabud ittihaz eyledi denmektedir.
Bu durumda senin gümüşüne ,altınına… İbadet edici olduğun artık belli oldu..
Ve artık senin hakkında Peygamber Efendimiz’in;
Altın kulu kimseler helak oldu.. ve yine gümüş kulu helak oldu ve yine nisa kulu yahut ziynet-i esvab kulu helak oldu… Hem helak oldu hem de tepesi aşağıya geldi ve ne zaman düzeltmek ve toplanmak istediyse de bir daha nizam ve intizam bulmadı,ebedi perişan oldu…
Hadis-i Şerifi’de okunur.
Artık senin durumun açığa çıktı…
Yani sen,yalnız lisan ile La ilahe illallah dersin
Hal bu ise, onunla beraber ehl-ü ıyal ve vatana muhabbet ve teveccüh ve rabt-ı kalp ederek sakin olursun Ve evlad-ü ahfad ve konağa meyl-ü muhabbet edersin
İşte bu takdirde sen Lailaheillallah dememiş olursun
Zira;
Bir söz ki, onu söyleyen kimsenin fiili tekzib eyleye,yani söz başka ve iş başka ola,imdi ol söz makbül değildir.
Çünkü;
Bir mevzuyu hal ve hareketle anlatma,dil ile yani sadece ifade ederek anlatmadan daha tesirlidir.
Halk arasında;
Filliyatın yalanladığı her söz merduttur
Lisan-ı hal, konuşma dilinden daha fasihtir
sözü de aynı manaya gelir,
Mesela;
Bir kimse yapacağı işi sadece sözlen ‘yaparım’ derse,öte yanda bir başka kimse yapacağını daha lisan ile ifade etmeden hemen işi yaparak gösterirse şüphesiz ki daha tesirlidir. Yaparak göstermesi daha iyidir. Çünkü o yapacağı iş,o kimsenin harekat ve seknatından daha güzel anlaşılır.
Cenab-ı Mevla’nın sıfat-ı mezkure ile mevsuf olan kullarına bazı mertebe olan hitab ve muamele-i ilahiyyesi işte şu zikr olunacak rivayetten fehm olunur.
Sana denmektedir ki;
Ey kulum ! Senin LAİLAHEİLLALLAH demekliğin kalbinde semere-i mana-ı göstermedi…
Yani;
Senin gösterir diyerek iddia etmekliğin sahih olsa,o halde sen niçin benden başka,filan kimseye sığınırsın ve filan kimseye rica eder yalvarırsın veya filandan korkarsın?
Madem ki sen hem Lailaheillallah dersin ve hem bizim gayrımızla üns-ü ülfet edersin,o halde biz senin için değiliz ve sen dahi bizim için değilsin.
Artık bir kimse ALLAH için Tevhid Ehli ve yardım dileyen kul olursa Allahü zülcelal hazretleri dahi onun için yardımı esirgemeyen HADİ’HİDAYET edici olur.
Zira Cenab-ı Hak bu kulları için;
Ve kanu lena haşıyn (21/90)
Bize karşı huşu ve tevazu içinde bulunurlardı buyurmuştur
Ve…
Onların ACZİYETLERİ’nin farkında olarak huşu ve tevazuu içerisinde bulunmalarının sebebi de korunmalarındandır…
Ve bu davaya;
▬ Ve künna lehüm hafıziyn (21/82)
▬ Biz onları koruyup gözetliyorduk…
Ayetleri delildir.
Hasılı sana düşen;
Onlar bizim için alçak gönüllü,acizliğinin bilincinde ve huşu ile ibadet edici,sadık kullar oldular.. Ve dahi biz Azim’üş şan onlar için hıfz edici olduk.. denmiş kullar arasına katılmak için gayret sarfetmelidir.
Ve
Sen gelen ni’metleri yukarıdakilerle de sınırlama
Çünkü hemen ardından;
Kanu lena ve künna lehüm … (30/3) Onlar bizim için oldular; biz de onlar için olduk müjdesi yetişir.
Çünkü Cenab-ı Mevla Cella Ve Ala,kendine seçtiği kulları için şöyle buyurmaktadır;
Onlar bizim için ibadet ve taatımız için has kullar oldular ve biz Azim’üş şan dahi onların fayda ve menfaatlerini murad edici olduk
Ey kulum !
Her bir işlerin tasarrufu benim kudretim dahilinde olduğu halde,sen niçin benden başkalarına ellerinde hiçbir kuvvet ve kudret bulunmayanlara sığınır ve onların kapılarına müracaat edersin?
Ve
Ben Azimüşşan,iki cihan mülkünün malikiyimdir. Kendi mülkümde dilediğim gibi hüküm ve tasarruf ederim
Her dem…
Ve…
Her alem de… Ancak ! Ve illa… Benim dilediğim şey olur
Ve
Cihanda vaki olmaz,illa benim murad ettiğim şey vaki olur!
Bu takdirde;
Kulum !
Sen başkasına sığınma!
Ve
Benim rahmetimden ümit kesme!
Zira benim rahmetimden ancak beni inkar eden ve bana ortak koşan ümidini keser…
Ve
Benim azabımdan kurtulmuş gibi…
Benden korkmamazlık etme ! illa helak olan korkmamazlık eder…
Vu bu manaya;
Kafirler toğluluğundan başkası Allah’ın Ravh’ından = Rahmetinden ye’se düşmez
Ayet-i kerimesi delildir.
Ancak
Dikkat et;
Bu hal mekr-i ilahi olmasın
Zira Cenab-ı Hak buyurmuştur ki;
Efe’eminu mekrallah fela ye’menü mekrallahi illel kavmül hasirune (7/99)
Yoksa Allah’ın mekr-ü tedbirinden emin mi oldular…? Allah’ın mekr-ü tedbirinden yalnız hüsrana uğrayan kavim emin olabilir (7/99) buyrulmuştur.
Yani;
Salik o kimsedir ki,Allahü zülcelal’ın ansızın helak etmesinden yahut mutlak azabından da kendisini,za’nımca emin olmuş gibi hiçbir zaman tutmaz. Ancak iki cihanda hüsranda olanlar böyle tutarlar.
Kaynak: Ahmed b. Muhammed Gazali / El Tecrid Fi Kelimetüt’Tevhid / 35-41