Kur’an’da Namaz Kılmayana Ceza Var mı?

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur; Kul namazı ilk vaktinde kıldığı zaman, o namaz göğe yükselir. Onun nuru, arşa kadar uzanır. Bu namaz, sahibine kıyamete kadar bağışlanma diler. Ve şöyle der:

Senin beni koruduğun gibi, Allah (cc) da seni korusun. Yine kul namazı vaktinde kılmaz ise o namaz da göğe yükselir. Ama nuru yoktur. Nihayet gökte bir elbisenin tortop edilip bir yere atıldığı gibi bir yere atılır ve sahibinin yüzüne çarpılır. Ve namaz şöyle der:

Sen beni nasıl zayi edip düşürdüysen, Allah (c.c) da seni düşürsün.

Bir hadis-i şerife göre Hz Peygamber (s.a.v) söyle buyurmuştur

“Bir kimse güzelce abdest alır da sonra rükusuyla secdesiyle, kıraatiyle tam olarak namaz kılarsa, namaz o kişiye şöyle der:

Senin beni koruduğun gibi Allah da seni korusun.

Sonra namaz ışığı ve nuru ile birlikte yükselir. Onun için gök kapılan açılır Allah’ın huzuruna kadar çıkar ve sahibine şefaatçi olur

Namaz kılan kişi namazı rükusunu, secdesini kıraatini zayi eder de tam yapmazsa, namaz o kişi hakkında şöyle der: ‘Senin beni zayi ettiğin gibi, Allah da seni zayi etsin düşürsün.

Sonra kapkaranlık olarak göğe kadar yükselir. Ona gok kapıları kilitlenir. Sonra da eski bir elbisenin top gibi yapıldığı gibi yapılarak sahibinin suratına çarpılır

İbn-i Mesud’tan (r.a) şöyle rivayet edilmiştir:

• Resulüllah’a (s.a.v): En faziletli amel hangisidir? diye sordum.

• Resulüllah (s.a.v) da şöyle buyurdu: Vaktinde kılınan namaz, ana-babaya iyilik etmek, Allah yolunca cihad etmek. “

Peygamberimizin (s.a.v) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir

Namaz vaktinin baş tarafı Allah’ın rızası, ortası Allah’ın rahmeti, sonu ise Allah’ın affıdır.

Allah Teala da şöyle buyuruyor;

• “Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, onlar namazlarını yanılgı içinde kılarlar ^{(Maun Süresi 4-5)}“

İbn-i Abbas (r.a) şöyle demiştir:

• “Allah’a yemin olsun ki, bunlar, namazlarını terk edenler değil, vaktini geciktirenlerdir.

Sa’d (r.a) da şöyle demiştir: “Hz. Peygamber’e (s.a.v) ‘Onlar namazlarında yanılgı içindedirler ayeti hakkında sordum.

Resulüllah (s.a.v) de şöyle buyurdu:

“Onlar namaz vakitlerini geciktirenlerdir.”

Bera b. Azib’den (r.a) rivayet edilmiştir ki, “Namazlarını zayi ettiler, şehvetlere uydular. Bunlar gayya kuyusuna düşeceklerdir.” Ayetinde geçen “Gayya” ile ilgili şöyle açıklamıştır: “O cehennemde bir vadidir.”

İbn-i Abbas (r.a) da şöyle açıklamıştır:

• “Oraya (gayyaya) sadece, namazlarını vaktinde kılmayanlar gireceklerdir.”

Abdullah b. Amr b. As’ın (ra) Resûlullah’tan (sav) rivayet ettiğine göre Resulüllah (s.a.v) bir gün namazı anlattı ve şöyle buyurdu:

“Bir kimse namazı kılarsa kıyamet günü o kişiye nur, delil ve kurtuluş sebebi olur. Ama bir kimse de namazı kılmazsa, kıyamet günü o kimseye ne nur, ne delil ne de kurtuluş sebebi olur. Ve o kimse kıyamet günü, Karun, Firavun, Haman ve Ubey b. Halef ile birlikte olur.”

Hz Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur;

“Bir kimse namaza gevşek davranırsa, Allah (c.c) ona on beş tane ceza verir: Altı tanesi ölümden önce, üç tanesi ölüm anında, üç tane kabirde, üç tanesi de kabirden çıkarken.

Namaz kılmayana ölmeden önce gelecek altı bela;

• İsmi salihler arasından silinir.

• Hayatının bereketi kalkar

• Rızkında bereket olmaz.

• Namazı tamamlanıncaya kadar yaptığı hayırlı hiçbir amel kabul edilmez.

• Duası kabul edilmez

• Salihlerin yaptıkları duada da nasibi olmaz.

Namaz kılmayan birisinin ölüm anındaki karşı karşıya kalacağı üç bela:

• Susuz olarak ölür. Boğazından yedi deniz akıtılsa yine de suya kanmaz.

• Allah’a karşı gelenlerin ölümü ile aniden ölür.

• Sanki kendisine, tüm dünyanın demiri, odunu, taşları yüklenmiş ve omuzlarındaymış gibi ağırlık basar

Namaz kılmadan ölen kişi için kabirdeki üç ceza:

• Kabri onu sıkar.

• Kabir kapkaranlık olur.

• Kabir meleklerine iyi cevap veremez,

Kabirden kalkarken (çıkarken) karşılaşılacak üç bela:

• Allah’ın (c.c) huzuruna çıktığında Allah’ı gazaplı olarak bulur

• Hesabı çok şiddetli olur.

• Allah’ın (c.c) huzurundan aynlınca, doğru cehenneme gider. Ancak Allah (c.c) affederse başka

Kaynak: Abdülkadir Geylani / El Ğunye (Li Talibi Tariki’l Hak) / bkz: 886-889