Müşrikler Allah’ı inkar etmemekle birlikte ahiret hayatına inanmazlar. Onlara göre öldükten ve kemikler çürüyüp toprağa toz halinde karışarak yok olmasından sonra, bir insanın kemiklerinin tekrar bir araya getirilerek diriltilmesi imkansız bir şeydir. O nedenle onlar için yaşanması gereken tek hayat vardır ve o da dünya hayatıdır.
Mesela;
As b. Vail, bir defasında eline çürümüş kemik parçası alıp Hz Peygamber’in karşısına dikildi, onu parmakları arasında ufalayıp toz haline getirdikten sonra Resulüllah’ın yüzüne üfledi ve Senin Rabb’in bunları mı bir araya getirip de insanı diriltecek? dedi. Halbuki o ve benzerlerinin asıl maksadı, dünya hayatındaki görev ve sorumluluklarını ve onun bir sonucu olan hesap gününü ve hak ettikleri cehennem azabını inkar etmektir. Çünkü onlara göre görev ve sorumluluklarının hatırlatılması, severek yaşadıkları dünya hayatının ufuklarını karartmakta ve onların morallerini bozmaktadır.
İbn Abbas (r.a)’ın da söylediği gibi:
Cebrail (a.s) Hz Peygamber’e ayetleri inzal ederken onun, zeki ve gayretli bir öğrenci ile hocası arasında cereyan eden hadise kabilinden- unuturum veya anlamada ve okumada hata ederim düşüncesiyle okunan ayetleri acele ile hem de Cibril’le yarışırcasına okuma çabası içine girmesi üzerine 16-19 ayetlerden oluşan cümleler araya sokulmuştur. Böylece Peygamber’in bu konudaki endişeleri bertaraf edilmiştir. Bunun benzeri bir uyarı da Taha süresi inzal edilirken tekrarlanacaktır.
Bu sürede, hiç düşünmeden ahiret hayatını inkar eden insana verilen nihai cevap şudur:
Kendi yaratılışına bir bak! Başlangıçta sen akıtılan meni içerisinden bir sperm değil miydin? Sonra alaka (embrio: olmadın mı? Rabb’in onu yaratıp onu en güzel suret vermedi mi? Ondan, erkek ve dişi iki çift yaratmadı mı?
Sen yaratılma sürecinin başlarında, insan olarak zikre değmez bir hiç olduğun dönemi düşün! Yaratılışının başlangıcından içinde bulunduğun duruma gelinceye kadar geçirdiğin evreleri zihninden geçir. Bütün bunlardan sonra seni böyle bir insan yapabilen Allah, yeniden yaratmaya neden güç yetiremesin ki?
Ha! Bir de ölmek üzere olan insana iyi bak!
Ve onun yerine kendini koy, sonra da can verme anında kendi halini düşünmeyi de sakın ihmal etme. Sonra kıyamet, sonra mahşer yeri, sonra hesap, sonra yüzü kara çıkanlar, sonra da inkar etmekle kurtulacağını sandığın belini kıracak korkunç azap ebedi cehennem…. Bunların hepsi, Allah’ın ayetlerini tekzip edenleri bekleyen korkunç felaketlerin süreçleridir. Ahireti inkar edenin, bunların hiçbirinden kurtulamayacağını da iyi bil.
Kaynak: M. Zeki Duman / Beyanu’l-Hak / C:I / bkz: 227-228