Tanıdık-tanımadık nice insanın yaşamı günbegün takip edilirken bir hasta ziyaretine, bir aile büyüğünün gönlünü almaya vakit kalmıyor.
Kalıcı eserler bırakmak şöyle dursun, çoğumuz ecdat mirası kalıcı eserleri okumaya hatta -ismen de olsa- tanımaya fırsat bulamıyoruz. Burada bir soluk alıp iç muhasebe yapmamız gerekiyor.
Öncelikle, Efendimizin (s.a.v);
Sımsıkı sarıldığınız takdirde yolunuzu şaşırmazsınız” dediği temel kaynaklarımız Kur’an ve sünnet konu hakkında ne söylüyor? Çağımızın Müslümanları olarak bizler bunun neresindeyiz?
Gelin ilk sorunun cevabını birlikte arayalım. İkinci soruyu ise herkes kendi içinde cevaplasın…
Cenab-ı Hak, mümin kullarının özelliklerinden bahsederken mealen, “Müminler gerçekten kurtuluşa ermişlerdir. Onlar ki namazlarında derin saygı içindedirler. Onlar ki faydasız işlerden ve boş sözlerden yüz çevirirler (1)” buyuruyor.
İman nimetiyle şereflenmiş kulların temel özelliklerinden birinin boş işlerden / sözlerden yüz çevirmek olduğunu bildiriyor. Mümin zihinlere, gayeli olma idealini nakşediyor.
Resulüllah (s.a.s.) de bir hadis-i şeriflerinde “Malayaniyi (faydasız söz ve lüzumsuz işleri) terk etmesi, kişinin iyi Müslüman oluşundandır (2)” buyurmakla meseleyi, “malayaniyi terk” başlığı altında müminlerin gündemine almıştır.
Bir ahlak terimi olarak ise kişinin dinine ve dünyasına faydası olmayan şeyler şeklinde tanımlanıyor.
İslam’ın merkezi ilkeleri arasında görülen bu hadis, güzel birer Müslüman olabilmemiz için boş ve lüzumsuz fiillerle, konuşmalarla vaktimizi israf etmememiz gerektiğine dikkat çekiyor.
Yani iyi bir Müslüman olabilmek için, ilk bakışta zararsız gibi görünen her türlü fuzuli işle, dinimize de dünyamıza da faydası olmayan her türlü meşguliyetle aramıza mesafe koymamız gerekiyor.
Bu gibi işlerle uğraşmak, bizi yararlı işler yapmaktan geri bıraktığı gibi Müslümanlığımızın güzelliğine de gölge düşürüyor. Efendimizin (s.a.v);
“İki nimet vardır ki insanların çoğu (onları değerlendirme hususunda) aldanmıştır: Sağlık ve boş zaman (3) hadis-i şerifi de zaman sermayemizin kıymetine işaret eden mihenk taşlarımızdandır. Görüldüğü gibi;
Ancak konu hakkında altı çizilmesi gereken birkaç husus daha var. Öncelikle kişinin dini ve dünyası için yararlı olan şeyleri tanıyabilmesi, bunları diğerlerinden ayırt edebilmesi; ikinci husus ise faydalı işler arasında bir öncelik sırası bulunduğunu fark edebilmesi.
Nelerin daha faydalı, nelerin gerekli hatta zorunlu olduğunu bilmek, Allah Teala’nın kişiye yüklediği görev ve sorumlulukların diğer faydalı işlerden önde geldiğinin idrakinde olmak da bu yolun olmazsa olmazları arasındadır.
Hayatında faydalı işlere yer açmaya karar veren kişi, fuzuli uğraşlarla kaybettiği bir saatlik zaman dilimini Kur’an okumaya ayırsa ortalama hızla ayda bir hatim okuyabiliyor. Bu ise senede on iki hatim demek.
Bu süreçte motivasyonunu canlı tutmak için yapması gereken tek şey, hedef belirlemek; gerisi kolaylıkla geliyor. Yine günde bir saat ayrıldığı takdirde, orta kalınlıkta yirmi-otuz kitap bir yılda rahatlıkla bitirilebiliyor.
Bu küçük denklemdeki faydalı boşluğuna dilediğiniz bir faaliyeti koyup siz de yeniden çözümleyebilirsiniz. Her seferinde çok verimli sonuçlar çıktığını göreceksiniz. Kısacası;
Bir saat dediğimiz şey, ister kayıp ister kazanım olarak geçsin, zannettiğimiz kadar kısa değil…
“Müminler gerçekten kurtuluşa ermişlerdir. Onlar ki namazlarında derin saygı içindedirler. Onlar ki faydasız işlerden ve boş sözlerden yüz çevirirler (4)”
Kaynak: Betül Yılmazörnek / Diyanet Aile Dergisi / Sayı: 2019 / Sayı: 7 / bkz: 23
(1-Mü’minun 1-3) (2-Tirmizi, Zühd, 11) (3-Buhari, Rikak, 1) (4-Mü’minun 1-3)