Kadir Süresi: Gerçek, biz onu Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin (o müstesna şerefini) sana bildiren nedir? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Onda melekler ve ruh, Rablarının izniyle, her bir iş için iner de iner. O (gece) tan yeri ağarıncaya kadar bir selamdır
İslam aleminde gecelerin en feyizlisi kadir gecesidir. Zaman ve mekanlar, kendilerinde vukua gelen büyük ve önemli hadiselerle değer kazanırlar. Kadir gecesi hayırla dolu hadiselerin vukua geldiği bir gece olduğu için, Cenab-ı Hak (c.c) ona müstesna bir şeref vermiştir.
Bu mübarek geceye kadir gecesi denilmesinde rivayet edilen muhtelif sebepler şunlardır:
1 — Bu gecede kadri yüce bir kitap olan Kur’an-ı Kerim, son Peygamber Muhammed Mustafa (s.a.v) vasıtasıyla en hayırlı ümmete indirilmiştir. Kur’an-ı Kerim gibi insanlık için bir hidayet rehberi olan kitabın, böyle bir gecede indirilmesi, elbette ki kainatta cereyan eden hadiselerin en büyüğü ve en faziletlisidir
2 — İbn-i Abbas (r.a) ve Katade Ebu’l-Hattab el-Basri’ye göre; bu gecede, gelecek seneye kadar cereyan edecek her türlü önemli hadiseler hakkındaki Hak Teala’nın ezeli kaza ve takdiri ilgili meleklere tebliğ olunur
3 — Sehl b. Abdullah; “Allah-u Teala bu gece mümin kullarına rahmet ve mağfiretini takdir eder” demiştir.
4 — Halil b. Ahmed ise; “Bu gecede yeryüzüne o kadar çok melek iner ki, adeta yeryüzü meleklere daralır” demiştir. İşte kadir gecesi, böyle müstesna bir kıymet ve fazileti haiz olduğu içindir ki, müstakil bir süre-i şerîfe ile şanı yükseltilmiştir.
Nitekim imam Malik “Muvatta” adlı eserinde şöyle diyor:
✓ Peygamber Efendimiz’e (s.a.v), kendisinden evvelki ümmetlerin ömürleri gösterilmişti. Rasul-i Ekrem, kendi ümmeti ferdlerinin ömürlerini kısa görmüş, geçmiş ümmetlerin uzun ömürleri içinde işledikleri amellere ümmetinin yetişemeyeceğinden endişe etmişti. Bunun üzerine Allah-u Teala kendisine, bin aydan (içinde kadir gecesi bulunmayan bin ay ibadetten) daha hayırlı olan kadir gecesini lütfetti.
Rafıziler, kadir gecesinin kaldırıldığını söylerler. Diğer bazıları da kadir gecesinin, Peygamber (s.a.v) zamanında bir seneye mahsus olarak vaki’ olduğunu, sonra kaldırıldığını iddia ederler. Fakat bu görüşlerin esaslı hiçbir delili ve mesnedi yoktur. En doğru olan, bu gecenin kaldırılmayıp baki olduğudur.
Hulasa, kadir gecesinin aranmasını tavsiye eden sahih hadis-i şerifler, gecenin kaldırılmayıp baki olduğunu göstermektedir.
Kitabu Şerhi’s-Sadr fi Zikri Leyleti’l-Kadr adlı risalede, kadir gecesinin mevcut olduğunu, Allah-u Teala’nın dilediği kullarına onu gösterdiğini ve salihlerin bu geceyi gördükleri hakkındaki haberlerin pek çok olduğunu kaydediliyor
Kadir gecesinin zamanı kesin olarak tasrih edilmemiş olduğundan dolayı, kadir gecesinin tayininde ihtilaf edilmiştir. İmam-ı A’zam Ebu Hanife’den meşhur olan rivayete göre, kadir gecesi bütün sene içinde devreder. Bazen ramazan ayına ve bazen de diğer aylara tesadüf eder.
İmam-ı A’zam’dan başka bir rivayette ise, kadir gecesi ramazan ayındadır. Fakat sabit değil; kah takaddüm, kah teahhur eder. Kadir gecesinin ramazan ayında olduğu hakkındaki rivayetler daha çoktur.
Nitekim Zirrubnu Hubeyş Ubeyy b. Kab (r.a) a; — Kardeşin İbn-i Mes’ud;
Peygamberimize kadir gecesi ne zamandır diye sorulunca;
Bu hususta da ihtilâf edilmiş ve ramazanın 1, 17, 18, 19, 21, 23, 25, 27, 29 ve 30 uncu gecelerden her birini iltizam edenler olmuştur. Ashab-ı Kiramdan Ebu Rezin el-Ukayli ramazanın ilk gecesini , Abdullah İbn-i Zubeyr ve Enes (r.a) da 17. gecesini ihtiyar etmişlerdir.
Hz. işe (r.anha) Validemiz, Resul-i Ekrem (s.a.v) Efendimizin ramazan ayında diğer aylardaki çalışmasından fazla çalıştığını, ramazanın son on gününde de ramazanın diğer günlerine nazaran daha çok ibadet ettiğini nakleder.
Hadis-i şeriflerin bir kısmı son on günün tek gecelerinde, bir kısmı da çift gecelerinde aranmasını emretmektedir. Bununla beraber tekinde aranması hakkındaki rivayetler daha çoktur.
Nitekim Hz. Aişe Validemiz (r.anha) den rivayete göre, Resul-i Ekrem (s.a.v); Kadir Gecesini ramazanın son on gününün tek gecelerinde arayınız” buyurmuşlardır.
Resul-i Ekrem Efendimizden, kadir gecesi hakkındaki rivayetlerin ekserisi; “Kadir gecesini son on günün her tek gecesinde arayınız” şeklindedir.
Diğer bazı rivayetlerde, kadir gecesinin ramazanın son yedi gününde aranması emredilmektedir. Nitekim İbn-i Ömer (r.a) şöyle anlatıyor:
Ashab-ı Kiram’dan bir cemaat rüyalarında kadir gecesini ramazan-ı şerifin son yedi günlerinde gördüler. Bunun üzerine Resul-i Ekrem (s.a.v);
“Rüyalarınızın ramazan-ı şerîfin son yedi gecesine tevafuk ettiğini (uygun geldiğini) görüyorum. Binaenaleyh kadir gecesine kavuşmak isteyen onu ramazanın son yedi günlerinde arasın” buyurmuşlardır
Resulüllah (s.a.v) ramazanın orta on gününde îtikafa girerdi. Yine bir sene ramazanın orta on gününde itikafa girmişti. Ramazanın 21. gecesi olunca —ki bu gecenin sabahında îtikaftan çıkarlardı— şöyle buyurdu:
“Benimle itikafa giren, ramazanın son on gününde itikafa girsin. Kadir gecesi bana gösterildi, sonra unutturuldu. Ben kadir gecesinin sabahında kendimi su ve balçık içinde secde eder gördüm. Onu (kadir gecesini) ramazanın son on gününde ve tek sayılı gecelerde arayınız” buyurdular.
Bütün bu sahih rivayetler, bu mübarek gecenin ramazanın son yedi günlerinde ve tek gecelerde aranmasını gerekli kılıyor. Şimdi bu husustaki rivayetleri özetleyelim:
Yukarıda da işaret ettiğimiz gibi ramazanın 21, 23, 25, 27, 29 ve 30. gecelerinden her birini iltizam edenler vardır. Fakat kadir gecesinin, ramazanın 27. gecesi olduğuna dair rivayetler çoktur. Muaviye b. Ebi Süfyan, Şu’be, Übeyy b. Ka’b ve Ashab-ı Kiram’dan diğer birçokları 27. geceyi ihtiyar etmişlerdir.
Hatta Übeyy b. Ka’b, kadir gecesinin ramazanın 27. gecesi olduğuna yemin ederdi. Kendisine, bunu neye dayanarak söylüyorsun, diyenlere de şu cevabı verirdi:
Muaviye İbn-i Ebi Süfyan’ın rivayetine göre, Resul-i Ekrem (s.a.v) kadir gecesi hakkında;
Burada akla gelen bir .soruyu da cevaplandırmak icabeder.
Kadir gecesiyle ilgili bu sahih rivayetler nasıl telif edilir? Bir hadis-i şerifte ramazanın son on gününde, diğerinde son yedi gününde, bir başka hadiste de tek gecelerde, çift gecelerde aranması, bir diğer rivayette ise ramazanın 24, 25, 27. gecenin kadir gecesi olduğu bildiriliyor.
İmam Şafi bunu şöyle izah ediyor:
Azamet ve şeref gecesi olan kadir gecesinde yapılan ibadet, içinde kadir gecesi bulunmayan bin ayda yapılan ibadetten daha hayırlıdır. Bu husus, Kadr Süresinde sarahaten ifade buyurulmuştur. Kadir gecesini imanlı ve şuurlu olarak ihyaya muvaffak olan müminin günahları bağışlanır.
Nitekim Ebu Hureyre (r.a) in rivayetine göre, Resul-i Ekrem (s.a.v);
Peygamber (s.a.v) Efendimiz, ramazan gecelerini böyle ihya ederlerdi. Namaz borcu olan kimsenin kaza namazı kılması, nafile kılmasından daha efdaldir.
Hz. işe (r.anha) Validemiz Resul-i Ekrem (s.a.v) e;
Tabii’nin büyüklerinden olan Saîd b. el-Müseyyeb (13-91) şöyle diyor:
Cenab-ı Hak hepimizi bu mübarek geceyi idrake ve onu ibadetle ihyaya muvaffak kılsın.
Amin
Bihürmet-i seyyidi’l-murselin, ve’l-hamdü lillahi Rabbi’l-alemin
Kaynak: Lütfi Şentürk (Ankara Merkez Vaizi) / Diyanet İlmi Dergisi / Eylül 1970 / bkz: 333-337