Hakikat gözüyle bakıldığında kadın, dünyada denge için yaratılmıştır. Yüce Allah kadınla hayata, cemiyete, yuvaya ve özellikle erkeğe denge vermiştir.. Ayrıca yüce Allah her şeyi çift yaratarak ancak kendisinin tek olduğunu ve hiç kimseye muhtaç olmadığını fiilen de ispat etmiştir. Tek başına yaşamak, insan fıtratına aykırıdır ve hikmete terstir.
Kadınlar erkekler için erkekler de kadınlar için birer tamamlayıcı parça yapılmıştır. Her ikisi de diğerine muhtaçtır. Birbirlerinin kusurlarını örterler, noksanlarını tamamlarlar, ihtiyaçlarını ve yalnızlığını giderirler, sonu ebediyete çıkan yolda birbirlerine destek verirler, şenlik olurlar.
Kadın önce ilahi görevlerle sorumlu bir varlıktır. Bu asıl görev yüce Allah’a kulluk ve dostluktur. Bu görev için kadının bekar veya evli olması fark etmez. Akıllı olup buluğa eren bir kadın için farz olan ameller, onun yaratılış gayesidir.
Bu farzların başında yüce yaratıcısının varlığına, birliğine ve ibadete layık tek ilah olduğuna iman edip O’na teslim olmak gelir. İmandan sonra kadın için en temel farz, namazını ve namusunu korumaktır.
Kadının ikinci temel görevi: Yuva kurup anne sıfatıyla nesil yetiştirmektir.
Üçüncü görevi erkeğin yalnızlığını gidermek, onu gücü nispetinde desteklemek ve kalp huzurunu temin etmektir.
Kadın erkeğin dinini ve dünyasını tamamlamak için yaratılmıştır.
Kadın ve erkek fıtratlarını tanır, yüce Allah’ın hükmüne teslim olur ve birbirlerinin haklarını güzel korurlarsa yuva cennet gibi olur. Çünkü ilahi aşk ve edep nerede bulunursa, orayı cennet gibi huzurlu yapar. Bu huzur, güzel ahlaklı müminlere cennet hediyesidir, cennetten gelmiştir, cennete götürür.
Yüce Allah kadını ne için yarattığını şöyle belirtir: ”Kendisiyle huzur bulsun diye Adem için eşi Havva’yı yaratan O’dur.'(1)’
Şu ayet de kadınların yaratılış hikmetini açıklıyor: ”Kendileriyle kaynaşıp huzur bulmanız için size kendi cinsinizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet koyması Allah’ın varlığının delillerindendir. Gerçekten bunda iyi düşünen kimseler için çok büyük ayetler vardır.'(2)’
Sevgi, insanın hamuruna katılmış bir iksirdir. Bu sevgi en güzel şekliyle aile yuvasında, baba ocağında ve anne kucağında bulunur, yaşanır ve tadılır.
Yüce Allah’ın sevgi ayeti sadece insanda değil, hayvanlarda da tecelli etmiştir. Hayvanlar aleminde de anneler, yuvanın baş tacı ve temel taşıdır.
Anne sevgi ve rahmet yüklü bir bulut gibidir. Onunla bu aleme hayat ve tat akıtılır. Anne, kocaya ayrı, çocuklarına ayrı bir tat verir. Kadın, insan yuvasının ve insanlık binasının harcıdır, o olmadan yuva kurulmaz, cemiyet oluşmaz, birlik sağlanmaz, düzen olmaz.
Kadın böyle şerefli bir görev için yaratılmışken, onu bir oyun ve eğlence aracı yapmak, sevgi ve insanlık adına işlenmiş en büyük suçtur.
Yine bu kadını ve anneyi sadece evde yemek yapan ve çamaşır yıkayan bir robot gibi görmek de tam bir cehalettir.
Kadını doğru tanımalıdır. Kadın ya annedir ya da anne adayıdır. Annesiz yuva ıssız, çocuk öksüz, koca garip, hayat tatsız, gönül bahtsız, dünya düzensizdir.
Elbette tek başına kadın, bu görevlerini tam manasıyla yerine getiremez. Erkek olmadan kadın anne olamaz, yuva kuramaz. Evlenerek helali ile bütünleşmeyen kadın yarım kalır; kabiliyetlerinin çoğu çalışmaz, yok olur.Bu dünyada yaratılan hiçbir varlık boşuna değildir. Herkes, özel bir görev için varlık sahnesine çıkarılmıştır.
Not: Bu belirtilen fıtratın dışına çıkan kadın için diyecek sözüm yok. Günümüz kadınları -istisnaları tenzih ederim- için sanırım bu belirtilen maddeler pekte dikkate alınmıyor acıda olsa
Kaynak: Turan Yazılım – Mürşit 5 – İlmihal – Kadın Ve Aile İlmihali
1-A’raf 7/189 2-Rum 30/21.