Euzü veya istiaze diye bilinen bu cümle, bu şekliyle bir ayet olmadığı için mushafa yazılmamıştır. “Kur’an okuyacağın vakit o kovulmuş şeytandan Allah’a sığın (Nahl 98)” şeklinde buyrulduğu için Kur’an okumaya başlayanlar, besmeleden önce “euzü” ifadesini okumak suretiyle bu emri yerine getirmektedirler.
Asıl adı İblis olan şeytan, Allah’ın “Adem’e secde et!” emrine uymadığı, kendisinin daha üstün olduğunu ileri sürerek emre karşı geldiği için meleklerin vatanından yani meleküt aleminden kovulup sürgün edilmiş; o da imtihan dünyasında Allah’ın kullarını, O’nun yolundan ve rızasından ayırmak için uğraşmayı kendine vazife edinmiştir (A‘raf 11-17)
Şeytan, kendine uyan diğer cinleri ve insanları da kullanarak vazifesini yapmaya çalışmaktadır (En‘am 112).
Ancak Allah’a iman eden, O’na dayanan ve güvenen müminlere şeytanın zarar veremeyeceği ve onlara hükmünün geçmeyeceği ilgili ayetler de açıklanmıştır (Nahl 98-100)
Yukarıda meali zikredilen ayet sebebiyle Kur’an okumaya başlayanlar “euzü” çekerler. Ancak bunun hükmü konusunda farklı görüş ve yorumlar vardır. Bazı müctehitlere göre emir kipi kullanıldığı için Euzü Çekmek farzdır. Müctehidlerin çoğunluğuna göre ise bu bir tavsiye emridir, Euzü çekmek farz değil menduptur, teşvik edilmiştir ve güzel bulunmuş bir davranıştır.
Şeytanın insandan en uzakta olması gereken zaman olan Kur’an okuma halinde bile –okumaya başlarken– Euzü çekmek tavsiye edildiğine göre diğer işlere başlarken bunu yapmanın daha da gerekli olacağı anlaşılmaktadır.
Kötülüğe karşı bile iyilik yaparak insanlardan gelecek belayı defetmek, Euzü çekerek de şeytandan gelecek olan vesvese ve kışkırtmayı kendilerinden uzaklaştırmak Kur’an’ın, müminlere tavsiyeleri arasında yer almıştır. Euzü, bir yandan böyle maddi ve manevi şerleri, kötülükleri defetmeye ilaç olurken diğer yandan kulun imtihan şuurunu tazelemekte, insanın ulvi yönü ile sufli yönü arasında ömür boyu sürüp giden ve onu geliştirmeyi, olgunlaştırmayı sağlayan mücadelede uyanık ve tedbirli olmayı telkin etmektedir.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı / Kur’an Yolu Tefsiri / C:1 / bkz: 56-57