Dinimiz, toplumsal iyilik, sosyal adalet ve dengeyi tesis etmeyi hedefler. Bu nedenle de vahyin iniş süreci içerisinde çokça infak vurgusu yapılmış, bazen bir soru cevap şeklinde mesaj ortaya konulurken bazen de infaka dair misaller verilmiştir.
“Sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: Hayır olarak ne harcarsanız o, ana baba, akraba, yetimler, fakirler ve yolcular içindir. Hayır olarak ne yaparsanız, gerçekten Allah onu hakkıyla bilir (Bakara Süresi 215)“
Aslında var olanı harcamak, tüketmek oldukça kolaydır ve çoğu zaman da hesap edilmeden elden çıktığına şahit oluruz. Ayette soruya verilen cevap, harcamada önceliklerimizi belirlemektedir.
İnfak, imkanların fırsatlara dönüşmesidir. Mali bir yükümlülük olarak değerlendirdiğimiz gibi ilim, hikmet, yetenek, sevgi ve merhamet paylaşımları da manevi infak listesi içinde yer almaktadır. Ancak bilinmesi gereken ve Kur’an’ın ısrarla üzerinde durduğu bir infak çeşidi olarak;
Zekatın müminlerin kazançlarında yoksul ve yoksunların/fakirlerin hakkı olarak korunduğudur. Akrabaya, yoksula ve yolcuya hakkının verilmesi (Rum Süresi 38), mallarında isteyen ve iffetinden dolayı isteyemeyen için bir hak var edilmesi (Mearic Süresi 24 25), zekatın verene ait mülkiyet olmaktan çıktığına dair kesin ifadelerdir.
Yarattığı bütün varlıkların rızkını tayin eden Allah (c.c), şefkat ve merhametinin bir eseri olarak kullarına sunduğu imkanlardan ihtiyaç sahiplerine verilen payın karşılığını kat kat arttırarak vereceğini müjdeler.
Zekat, İslam toplumunda yardımlaşma ve dayanışma ile başka toplumlarda oluşturulamayan sosyal organizasyon sayesinde adalet ve dengeyi sağlayacaktır. İslam mütefekkirlerine göre zekatın hak sahiplerine verilmesinin bir hikmeti onların, bir müddet sonra zekat veren durumuna yükseltilmesidir.
Namaz nasıl beşeri ilişkilerdeki temizlikle kulları kötülükten alıkoyacaksa zekat da mali temizlikle nefisleri rahmet şefkat ve ihsan ile arındıracaktır. İnsanlar bu kazanımlarla cenneti arzulamaktadır
Hz Peygamber (s.a.v) Medine’ye hicreti sırasında Kuba’da verdiği ilk cuma hutbesinde
buyurarak cehennemden sakınmayı öğretirken;
hadisiyle de cennetin yollarını ümmetine göstermektedir.
Ebu Hureyre’den nakledilen bir rivayete göre, bir adam Peygamber’e (s.a.v) gelerek;
Bu durum, vermenin zirvesi diyebileceğimiz kardeşini kendine tercih etmek demek olan “İsar‘ dan başka bir şey değildi.
Bugün mantığımızın alamadığı tam da burası değil miydi? Bende olanı vermek bende olmayanı vermek benim ihtiyacım olduğu halde başkasına verebilmek
“Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, yedi başak bitiren ve her başakta yüz tane bulunan bir tohum gibidir. Allah dilediğine kat kat verir. Allah lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir (Bakara Süresi 261)“
Kaynak: Sedide Akbulut / Diyanet Aile Dergisi / Mayıs 2019 / bkz: 6-7
Anahtar Kelimeler: infak etmek ne demek, yardımlaşma ve dayanışma örnekleri, zekat kuranda kaç kere geçer, kuranda zekat ve namaz ayeti, isar ne demek