Vermiş olduğu sınırsız nimetler için Yüce Allah’a hamd olsun. Kalpte kibir ve nefret barındırmayacak şekilde en samimim duygularımızla O’nu anarız. Verdiği nimetler için şükrettiğimiz ve her şeye hakim olduğuna inandığımız, gece ve gündüzü birbiri ardınca yaratan Yüce Allah’a şükürler olsun.
Salat ve selam iman edenlere müjde veren, iman etmeyenleri ise korkutan hak peygambere, onun seçkin ve kerem sahibi olan ashabına olsun. Onlar sabah-akşam, gece-gündüz, İbadete devam ederek dinde önder olmuş, her biri birer yıldız, karanlığı aydınlatan birer meşale durumuna gelmişlerdir.
Yüce Allah yeryüzünü insanların gezip tozmasına ve seyahat etmesine uygun bir şekilde yaratmış olması, onların bir köşeye saplanıp kalmaları için değil, yeryüzünü dolaşmaları, üzerinde konaklamaları, tuzak ve tehlikelerden sakınmaları, her taraftaki çeşitli nimetlerden faydalanmaları için yaratmıştır.
Böylece insan asıl vatanları olan cennete ulaşmak için burada azık hazırlayacak, ilim öğrenip üstün sıfata sahip olacak ve yolcu taşıyan gemi gibi, ömürlerinin de kendileri ile beraber süre kat ettiğini düşünerek ona göre tedbir alacaklardır.
İnsanlar bu alemde sürekli olarak yolculuk halindedirler. İlk uğrakları beşik, son durakları ise mezardır. Sürekli oturacakları yer cennet veya (Allah korusun) cehennemdir. Yolculuk süresi dünyada yaşanan ömürdür.
Allah’a giden yol, virdlere devam etmekten geçer. Basiret nuru ve kalp gözü ile bakanlar, gerçek kurtuluşun Allah’a ulaşmakta olduğunu, bunun da Allah’ı bilip sevmeye bağlı bulunduğunu bilirler
İnsan nefsi yaratılışı itibariyle dünyaya eğilimli bulunduğundan onu yenebilmek için insanoğlu zamanının tamamını zikir ve düşünme ile geçirmelidir.
Eğer insan vakitlerini ikiye böler, bir kısmını zikir ve fikir ile, diğer kısmını da nefsinin arzularına uyarak dünya peşinde geçirirse, dünyayı tercih etmiş sayılır
Zira vakitler eşit oldukları için birbirlerine galip gelemezler. Oysa insan, yaratılış itibariyle dünyayı tercih eder. Bunun için vaktinin çoğunu zikir ve tefekkür ile geçirmek zorundadır.
Ömrün yarısını ibadetle, diğer yarısını ise isyan ile geçirenlerin durumları tehlikededir. Bununla beraber Allah’tan ümit kesilmez.
Yüce Allah, kendisine en yakın ve kendi katında en üstün dereceye sahip olan elçisine Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır;
Gündüzün seni uzun uzadıya alıkoyacak işler vardır. Rabbinin adını an ve her şeyi bırakıp yalnız O’na yönel (Müzemmil Süresi’7-8)
Güneşin ve ayın böyle muazzam bir şekilde dolaşıp hareket etmeleri, karanlık, aydınlık ve yıldızların yaratılması, sadece dünya işlerini ayarlayıp düzenlemek için değildir. Asıl amaç, bunları vakitleri tezhir ederek, ahiret için kazan sağlamaya çalışmaktır.
Nitekim; Nitekim Yüce Allah buyuruyor ki; İbret almak veya şükretmek isteyen kimseler için gece ile gündüzü birbiri ardınca gönderen O’dur (Furkan Süresi’62)
Kaynak: İmam Gazali / İhyau Ulumi’d-Din