ref: refs/heads/v3.0

Hümeze Süresi Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri

Hümeze Süresi Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri
9 Temmuz 2021 15:00
633

Hümeze Süresi Meali

  • Hümeze Süresi 1. Ayet: Arkadan çekiştiren, gözü ile kaşı ile eğlenen her bir kimsenin vay haline!
  • Hümeze Süresi 2. Ayet: Öyle kimse ki: Bir malı toplamış ve onu tekrar tekrar saymakta bulunmuştur…
  • Hümeze Süresi 3. Ayet: Sanır ki, onu malı, daima yaşatacaktır.
  • Hümeze Süresi 4. Ayet: Yok yok öyle değil, elbette ki: O hutameye atılacaktır.
  • Hümeze Süresi 5. Ayet: Hutamenin ne olduğunu sana ne şey bildirdi?
  • Hümeze Süresi 6. Ayet: Allah’ın tutuşturulmuş bir ateşidir.
  • Hümeze Süresi 7. Ayet: Öyle ki: Yüreklerin üzerine yükselecektir.
  • Hümeze Süresi 8. Ayet: Şüphe yok ki: Bu, onların üzerlerine kapatılmıştır.
  • Hümeze Süresi 9. Ayet: Uzatılmış sütunlarda bağlı bulunacaklardır.

Hümeze Süresi Tefsiri

Bu mübarek süre, “El-Kıyame” süresinden sonra Mekke-i Mükerreme’de nazil olmuştur. Dokuz ayet-i kerimeyi ihtiva etmektedir. Bundan evvelki “Asr” süresinde mümin, salih kullardan başka insanların sapıklıkta bulundukları bildirilmişti. Bu süre de o sapıkların bazı vasıflarını bildirdiği için bu iki süre arasında büyük bir irtibat vardır.

1- Bu mübarek süre, onunla bununla alay eden ve kendi servetine güvenerek dünyada ebedi bir surette yaşayacağını zanneden bir takım kimselerin ne kadar müthiş azaplara maruz kalacaklarını ihtar buyurmaktadır. Şöyle ki: (Arkadan çekiştiren) Onun bunun gıyabında kınayan (gözü ile kaşı ile eğlenen) ona buna gizlice işaret yaparak alay edip maskaralıkta bulunan (her kimsenin vay haline.) o ne kadar zilleti, azabı hak etmiştir.

“Veyl” lafzı, horluk, zelillik ve azap demektir. Kınama ve yerme hususunda kullanılmaktadır. “Hümeze” de onun bunun kusurlarını ardınca söyleyen, haysiyetini kırmak isteyen kimse demektir. “Lümeze” de ayb arayan kınama ve kötülemede bulunan ve göz ile kaş ile işaretler yapan kimsedir.

2- (Öyle kimse ki) Kendi varlığına güvenmekte bulunmuş ve (bir malı toplamış) cimrilik ederek biriktirmiş (ve onu) o malı haz duymak için (tekrar tekrar saymakta bulunmuştur.) Yahut o malı akar, (gelir getiren mal) meta (satılık mal) ve nakit gibi nevilere ayırmıştır. İşte böyle bir servete gururlanacak başkalarının değerini düşürmeye çalışmak süratini göstermiştir, kendisinin o fani serveti sayesinde büyük bir mevki sahibi olduğunu zannetmiştir.

3- O gafil, servetine aldanan şahıs (Sanır ki: Onu) kendisini o elde etmiş olduğu (malı, daima yaşatacaktır.) o serveti sayesinde ölümden kurtulacak, dünyada ebediyen yaşayacaktır. Ölüp de başka bir aleme gitmeyecektir. Ne büyük bir cehalet!.

4- (Yok yok öyle değil…) O şahıs, pek yanlış düşünüyor, onun elindeki malı kendisini dünyada ebedi bir şekilde yaşatacak değildir. (Elbette ki:) o şahıs, bir gün ölecek, sonra da (hutameye atılacaktır.) pek büyük bir cezaya uğramış olacaktır.

5- (Hutemenin) O pek muazzam, müthiş felâketin (ne olduğunu sana ne şey bildirdi?.) elbette ki: Onu insan daha hayatta iken tamamen bilip takdir edemez, onu insanlar, ancak Cenab-ı Hak’kın bildirmesiyle bilirler.

6- Evet.. İşte Hak Teâlâ Hazretleri haber veriyor. Hutame denilen şey: (Allah’ın tutuşturulmuş bir ateşidir.) O cehennem ehli için Allah’ın kudretiyle yaratılmış olan ve ebediyen sönmeyecek bulunan gâyet müthiş bir azap ateşidir.

7“Hutame” kelimesi, cehennemin isimlerinden biridir. Lûgatte çok yiyen şefkatsiz bulunan kimse demektir. Kırmak mânâsına olan “Hatm” kelimesinden alınmıştır, “Hatm” kelimesinden alınmıştır. “Mukade” kelimesi de yakılmış, tutuşturulmuş mânâsınadır.

O hutame (Öyle) bir ateştir, (ki: Yüreklerin üzerine yükselecektir.) Yâni: Kalplerin üzerini kaplayarak onları kesip atacak, kahredecektir. Kalpler, cesetlerdeki organların en hassas, en fazla müteessir olanıdır. Artık o kalpler, öyle bir istilâya, bir azaba mâruz kalınca, o kalplerin sâhipleri ne kadar fazla bir azaba, bir cezaya uğramış olacaklardır!. Bu pek korkunç hâl, bir kere düşünülsün!.

8- (Şüphe yok ki: Bu) Azap ateşi (onların) o azaba uğrayanların (üzerlerine kapatılmıştır.) hepsini de kuşatma alanına almıştır. Artık o ateşten kendilerini kurtarmaya aslâ güç yetiremezler.

9- Artık o cehennem ateşine atılmış olanlar, orada (uzatılmış sütunlarda..) bağlı bulunacaklardır. Yâni: Cehennem kapısı, üzerlerine kapatılmış, ayaklarına kelepçeler vurulmuş gibi bir hâlde kalacaklardır. Oradan çıkmaya aslâ kadir olamayacaklardır.

“Amed” Amudun çoğuludur ki: Direkler demektir. “Memdud” de uzatılmış, yâni: Cehennemin kapısının önünden sonuna kadar çekilmiştir.

Hümeze Süresinin İniş Sebebi

Müfessir mükatile göre “Elvelid Binilmugayre” hakkında nâzil olmuştur. Bu Kureyş’in büyüklerinden olup Peygamber Efendimizin gıyabında kınama ve kötülemeye cür’et etmek alçaklığında bulunurdu. Maamafih bu sûrenin hükmü, umumîdir. O gibi inkârcıların hepsi de böyle pek korkunç bir azaba mâruz kalacakladır.

Hak Teâlâ Hazretleri, o cehennem azabının şiddetini böyle tasvir ve beyan ile insanlığı uyanmaya dâvet buyuruyor. Öyle bir âkıbete uğramamak için güzel itikat ile, sâlih ameller ile vasıflanmasını emr ve tavsiye buyurmuş oluyor. Bu da bütün insanlık hakkında ilâhî bir merhametin tecellisi demektir. O Kerem Sâhibi Yaratıcı cümlemize uyanıklıklar nâsip buyursun, âmin..

Kaynak: Turan Yazılım / Mürşit 5 / Kur’an / Tefsir / Bilmen

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.