‘Yalnız sana ibadet eder, yalnız senden yardım dileriz’in bir mertebesi de ‘tevekkül‘ mertebesidir. Allah Teala ‘Artık ancak Allah’a güvenip dayanın,(gerçekten) iman etmiş kimselerseniz (1),
Onun için müminler yalnız Allah’a güvenip dayanmalıdır (2). Kim Allah’a güvenip dayanırsa O, kendisine yetişir (3)’ buyuruyor. Yine ‘Ey Rabbimiz! Ancak sana güvenip dayandık ve yalnız sana yöneldik. Son dönüş de ancak sanadır (4)’ buyuruyor.
Resulü’ne (s.a.v): ‘De ki: O, rahmeti bütün yarattıklarına şamil olan (Allah)’dır ki, biz O’na iman ettik ve ancak O’na güvenip dayandık (5). O halde sen Allah’a güvenip dayan. Çünkü sen apaçık bir hak üzerindesin (6). şeklinde hitap eder.
Yine o (s.a.v)’na: ‘Allah’a güvenip dayan. Allah bir vekil olarak yeter (7). Ölmek şanından olmayan O Baki (Teala)’ye güvenip dayan. O’nu hamd ile tesbih (ve O’nu tenzih) et (8). Bir kere de azmettin mi, artık Allah’a güvenip dayan. Çünkü Allah kendisine güvenip dayananları sever (9) buyuruyor. Yine resulleri ve peygamberlerinden bahisle ‘Hem biz ne diye Allah’a güvenip dayanmayalım? Bize dosdoğru yolları O göstermiştir (10) ve peygamberlerinin sahabelerinden bahisle de ‘Onlar öyle kimselerdir ki,hak kendilerine ‘Düşmanlarınız olan insanlar size karşı ordu hazırladılar, o halde onlardan korkun’ dedi de bu (söz) onların imanını artırdı ve Allah bize yeter, O ne güzel vekildir dediler (11) buyurmuştur.
Müminlerden bahisle de aynı şekil de Allah (c.c) ‘Müminler ancak onlardır ki Allah anıldığı zaman yürekleri titrer, karşılarında ayetleri okununca (bu) onların imanını arttırır, onlar ancak Rablerine dayanıp güvenirler (12) buyuruyor. Kuran bunlardan örneklerle doludur. Bir hadis-i şeriflerinde Resulüllah (s.a.v): ‘Allah’a hakkıyla tevekkül etseydiniz, kuşlukta aç karnına giden, akşamleyin dolu karınla dönen kuşlar gibi sizi de rızıklandırırdı’ şeklinde beyan buyurmuştur.
Evet Tevekkül etmek dinin yarısıdır. Diğer ikinci yarısı ise ‘inabe‘ (tevbe etmek, Allah’a dönmek)’tir. Çünkü din, yardım istemek ve ibadet etmektir. Tevekkül, yardım dilemek; inabe de ibadet etmektir.
Kaynak: İbn Kayyım el-Cevziyye / Medaricu’s Salikin / bkz: 581-584
(1-Maide 23) (2-Tevbe 51) (3-Talak 3) (4-Mümtehine 4) (5-Mülk 29) (6-Neml 79) (7-Nisa 81) (8-Furkan 58) (9-Al-i İmran159) (10-İbrahim 12) (11-Al-i İmran 173) (12-Enfal 2)