ref: refs/heads/v3.0
DOLAR
28,8857
EURO
31,2098
ALTIN
1.874,78
BIST
8.057,42
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
13°C
İstanbul
13°C
Hafif Yağmurlu
Çarşamba Hafif Yağmurlu
14°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
10°C
Cuma Hafif Yağmurlu
7°C
Cumartesi Çok Bulutlu
9°C

Hayatımızı Kolaylaştıran Uygulamalar

Hayatımızı Kolaylaştıran Uygulamalar
1 Ekim 2023 21:00
3

Hayatı kolaylaştırmak, nerede ne yapılacağını, nasıl davranılacağını bilmektir. Modernlik adına evler, günlük hayatı kolaylaştırmak için kullanılmayan birtakım pahalı, şatafatlı eşyaların teşhir mekanı haline getirilmiştir. Selam verilmesi gereken yerde selam vermek, hal hatır sorulması gereken yerde hal hatır sormak, susulması gereken yerde konuşmamak gibi.

Hayatın yazılı ve yazısız kuralları vardır. Yazılı kurallar kitapta / kitaplarda belirtilir, yazısız kurallar ise kişinin fehmetmesiyle yani ferasetiyle alakalıdır. Bilgiçlik, üstünlük, kibir taslamadan olanı olduğu gibi kabul ederek hareket etmek insanı başkalarından ayırmakta ve onu kendisiyle rahat iletişim kurulur birey konumuna yükseltmektedir. Bu konuda en güzel örnek hiç kuşkusuz Rasul-i Ekrem’dir.

O, insanlara konumlarına göre davranmış, kime ne söylenecekse / söylenmesi gerekiyorsa -ne bir eksik ne bir fazla- onu söylemiştir.

Hayatı yaşanılır kılmak için kolaylaştırmak gerekir.

“Kolaylaştırmak basitleştirmek değildir. Kolaylaştırmak, anlaşılması zor olan bir şeyi anlaşılır hale getirmektir. Bir şeyden zor diye vazgeçmek değildir. Zor olanı her türlü yönteme başvurarak aşmaktır.

Kur’an-ı Kerim’in ifadeleri (lafzi) ve üslubu dikkate alındığında her insana hitap edildiği görülür. Onu okuyan herkes kendine göre bir tat alır. Kur’an’ın lafızları anlaşıldığında insanın zihninde açılımlar gerçekleşirken, okuduğunda da gönül dünyasında duyduğu hazlar ona insan olduğunun şuurunu yaşatır.

Soz gelimi Kur’an da evrende her canlının su dan yaratıldığı ifade edilir. Su ifadesi herkesin anlayabileceği bir ifade olurken, alimin su dan anladığı çok daha farklı şeyler vardır.

Biyolojik anlamda insanın oluşumu da sudur. Kimyada H2O şeklinde ifade edilen ve bütün canlılara hayat veren de sudur.

Kur’an’da insanın topraktan yaratıldığı ifade edilir. Bir insanın toprak dendigi zaman onu anlamaması mümkün değildir. Fakat bilimsel yaklaşımda toprağın ve toprakta bulunan nesnelerin özellikleri daha başka terimlerle ifade edilir.

Bunları herhangi bir insana anlatmaya kalkarsak, anlatılanlardan onun bir şey anlamaması normaldir. Hatta anlatılsa bile lüzumsuz yere anlatılmış olur. Olanı zorlaştırarak değil de, olanı en anlaşılır bir tarzda ifade etmek hayatı kolaylaştırmaktır.

Kur’an, üslubuyla herkese rehber olmakta ve insanın yolunu aydınlatmaktadır.

Allah insanı, anladığı kadarından sorumlu tutmaktadir. Herkes sahip olduğu maddi ve manevi varlığından mesuldur.

İnsan hayatı doğumdan ölüme kadar süren bir süreçtir. Bu süreçte yol alabilmek için danışmak gerekir. Bilinmeyen bir yolda giderken danışmak yolu ve yolculuğu kolaylaştırır.

Hayat da insanın bilmediği, anlamadığı şeylerle maluldur. Boyle bir durumda danışan kimse dağları aşarken, danışmayan düz yolda şaşırmaktadır.

Bir öğretmenin, ders anlatırken konusunu karşısında bulunan öğrencilerin seviyesini gözeterek anlatması, maksada uygun bir eğitim biçimidir. Öğrencinin seviyesinin üstüne çıkması, konunun anlaşılmasını sağlamadığı gibi, öğrencinin öğrenme iştiyakını da söndürür.

Öğretmen sadece ders süresini öldürmekle kalmaz, birçok olumsuz etkeni bünyesinde barındıran olumsuzluklara sebep olur. Bulunulan ortamın seviyesini düşünmeden oldukça üst perdeden konuşmak zorlaştırmanın ötesinde, işin içine gösterişe düşkünlük / riya girmektedir. Bu da tasvip edilecek bir tavır değildir.

İnsanlarda gösteriş düşkünlüğü evlerin dizaynında da kendini göstermektedir.

Modernlik adına evler, günlük hayatı kolaylaştırmak için kullanılmayan birtakım pahalı, şatafatlı eşyaların teşhir mekanı haline getirilmiştir. Oysa evlerimiz en rahat ettiğimiz mekanlar olması gerekir.

Evler “insana hizmet eden ve insanın sükun bulduğu mekanlardır. Meskenlerde sadeliğin, kullanışlılığın, kolaylığın, ferahlığın olması gerekir. Elbette her zaman her şeyin daha iyisi, daha gösterişlisi vardır. Önemli olan kanaatkarlıkla, sahip olunanları en güzel şekilde değerlendirebilmektir.

Günümüzde beşeriyet neredeyse insanlık özelliklerini yitirme noktasına geldi. İmkan yakalayanlar yemekte içmekte sınır tanımazken: savaş, yoksulluk sömürü, adaletsiz gelir dağılımı gibi çeşitli sebeplerle imkansızlıklar içinde yaşayan insanlar açlıkla, sefaletler, hastalıklarla karşı karşıyadır.

Yeme ve içmede sınır tanımayan, nefsine söz geçiremeyen insanlar türlü hastalıkların pençesinde can çekişmektedirler. Çok yemekten dolayı türeyen hastalıkları şöyle bir düşününüz.

İnsan hep başkalarına zulmedecek değil ya sınırsız yemek suretiyle asıl kendine zulmetmektedir. İnsan ilişkileri ne kadar sadelik üzerine kurulursa hayat o kadar kolaylaşır ve yaşanılır hale gelir.

Viran olmadan önce, imar edilir olmak insanca bir tavırdır. Zaten kendimize geldiğimiz zaman sadeliği tercih ediyoruz. Fakat bazen iş işten geçmiş olabiliyor. Hayat çok güzel, yaşamaya ve yaşanmaya değer. Hayatı daha da güzelleştirmek için insan kendini düşündüğü kadar çevresini de düşünmek zorundadır.

Eskiden farklı olarak, günümüzde insanlar birbirine daha yakın bir şekilde yaşamaktadır. Eskiden bağırmasına rağmen sesini bir başkasına duyuramazken, şimdi elini uzattığı an bir başkasına dokunabilmektedir.

Mekanların kullanımı da aynı şekildedir. Dar mekanlarda birçok insan bir arada yaşamak zorundadır. Bu mekanlarda tek başına yaşadığınız gibi yaşayamazsınız. Başkalarının varlığı, diğer insanların sınırını belirlemektedir.

Bu ve benzeri hususlar insandaki hırsın önüne geçecek nitelikteki özelliklerdir. Çevremizdeki insanlar ve hatta nesneler insanın yaşama alanını belirlemektedir.

Modernlik adına hareket ederek, anne sütü yerine birçok mama türü piyasayı kasıp kavururken, günümüzde çocuğun sağlıklı yetiştirilebilmesi için anne sütunun önemi anlaşılmış bulunmaktadır. Bunun gibi hayatı doğallığı ve sadeliği içinde yaşamak, hayatı daha yaşanılır kılmaktadır.

Kaynak: Dr: İsa Kayaalp (İSAM) / Diyanet Aylık Dergisi Eki / Eylül 2009 / bkz: 30-32

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.