Bunlar yoldan çıkmaktır. Bugün kafirler, sizin dininizden (onu yok etmekten) ümit kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı beğendim. Kim, gönülden günaha yönelmiş olmamak üzere açlık halinde dara düşerse (haram etlerden yiyebilir). Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir (Maide Süresi’3)”
Mealini arz ettiğimiz ayet-i kerimede ise, etleri yenmesi haram olan hayvanlar sayılmaktadır ki, bunları şöyle sıralayabiliriz ;
Munhanika: Gerek takıldığı iple, gerek elle, gerek ağaç veya taş arasına sıkışarak herhangi bir sebeple nefesi sıkışarak boğulup ölen hayvan.
Mevkuze: Ağaç parçası ve taş gibi öldürücü şeylerle yakından veya uzaktan vurulup öldürülen hayvan
Müteraddiye: Yüksekten aşağı yuvarlanarak veya atlayarak yahut bir kuyuya, bir suya düşerek ölen hayvan.
Natiha: Bir başka hayvan tarafından boynuzlanarak öldürülmüş hayvan. Yırtıcı hayvanlar tarafından yakalanıp parçalanarak ölen hayvan.
Yırtıcı hayvanlardan” maksat, parçalayıcı sivri dişleri bulunan aslan, kaplan, kurt, köpek ve benzeri gibi saldıran, kapan, yırtan ve öldüren hayvanlardır. Pençesi bulunan yırtıcı kuşlar da buna dahildir.
Bu beş maddede sayılan hayvanlara eğer henüz ölmeden kavuşulur, şartlarına uygun olarak kesilir ve kanları akıtılırsa etleri helal olur
Dikili taşlar üzerinde kesilen hayvan. cahiliye döneminde Kabe’nin etrafında dikilmiş taşlar vardı. Bunlara nusub (çoğulu: ensab) denilirdi. Putlar için kurbanlar bunların üzerinde kesilir ve Kabe’ye saygı niyetiyle kanları bu taşların Beytullah’a bakan yönlerine sürülürdü. İslam bu maksatla kesilen hayvanların etini de haram kılmıştır.
Fal oklarını atmak suretiyle taksim edilen etin hükmüne gelince; Ayet-i kerimede taksimat yaparken fal oklarının kullanılmasının haram kılındığı bildirilmiş olmakla birlikte maksat bu oklarla paylaşılan etin haram kılınmış olmasıdır. Çünkü sözün gelişi, yenilmesi haram olan etlerle alakalıdır.
Cahiliye döneminde putlar için kesilen hayvanın parasını kimin vereceğine ve etinin nasıl dağıtılacağına fal oku çekilerek karar verilirdi. Böyle bir taksimat bir tür kumar sayılacağı için ayet-i kerime bu eti de haram kılmış ve bunları yemenin doğru yoldan sapma olduğunu haber vermiştir.
Fakat ölmekten korkacak derecede aç ve zor durumda kalan kimse, zaruret miktarını geçmemek veya kendisi gibi çaresiz durumda olan birinin elinden almamak şartıyla haram kılınan bu etlerden yiyebilir. Çünkü zaruretler haramları mubah kılar. Sonsuz mağfiret ve merhamet sahibi olan Allah, bu tür zaruri durumlar sebebiyle kullarına merhamet eder ve onlar cezalandırmaz.
Kaynak: Cafer Durmuş / Ey İman Edenler / blz: 375-376