ref: refs/heads/v3.0
DOLAR
32,3627
EURO
34,9648
ALTIN
2.326,20
BIST
9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
22°C
İstanbul
22°C
Parçalı Bulutlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
21°C
Pazar Az Bulutlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
24°C
Salı Az Bulutlu
18°C

Hakka Süresi Muhammed Gazali Tefsiri

Hakka Süresi Muhammed Gazali Tefsiri
10 Temmuz 2021 19:00
426

Hakka (gerçekleşmesi muhakkak olan).Nedir o Hakka? Ve o Hakka’nın ne olduğunu sana ne bildirdi? (Hakka Süresi 1-3)

Biz dünya diyarının şüphe olmayan bir realite olduğunu sanıyoruz. Bu sanımız öldükten sonra da devam edecek ve biz gerçek bir aleme mi taşınacağız acaba?

Soruyoruz: Bu dünyayı onaranlardan yeryüzünde hiç kalan oldu mu? Yoksa ölüm herkesi biçti mi?

Dünyaya her gelen gitmiştir. Ölüm, bu dünyaya gelenlerin genelini daha sonraki hayata hazırlık yapmadan yakalamıştır. Herkesin önünde öncekilerin ve sonrakilerin buluşacağı, insanların öne sürüp işledikleri ve işlemeyi geri bıraktıkları gerçeği bileceği bir gün vardır.

Şüphesiz değişik milletler, peygamberlerini yalanladılar. Onlardan azapını erteleyen kim vardır? Herkesin durumu kesin olarak açıklığa kavuşacaktır.Artık Sur’a tek bir üfürüş üfürüldüğünde, Yer ve dağlar kaldırılıp birbirlerine bir defa çarpılarak toz olduklarında. İşte o günde olan olmuştur (Hakka Süresi 13-15)”

İyi ile kötünün ayrışacağı, geneli kuşatan ceza ve herkesi kapsayan hesap vakti gelip çatmıştır. Kitabı sağından verilen:

“Kitabı sağından verilmiş olana gelince der ki: ‘İşte alın okuyun kitabımı. Ben zaten hesabıma gerçekten kavuşacağımı biliyordum (Hakka 19-20)”

Kitabı sol tarafından verilen ise der ki:

Kitabı sol tarafından verilen kimseye gelince, o da der ki:Keşke kitabım verilmeseydi. Ve keşke hesabımın ne olduğunu bilmeseydim (Hakk 25-26)

Sadece duyularla algılanan şeylere inanmak, günümüz dünyasını karartmıştır. Bir tarafta mal elde etmek için çırpınan ve zevk peşinde koşan deliler vardır. Öte yanda ise namaz, fedakarlık ve sadece Allah’tan söz etme ile yetinen genel bir zühd vardır. Kendilerine miras kalan milletlerdeki vahiy kalıntıları, net bir imana ve salih bir amele dönüşmemiştir.

O milletler, hak hamlesini, bireysel bir şekilcilik ve zahidlik haline getirmişlerdir. Ulü’lazm peygamberlerin, insanların ellerinde yarı görme engeline karşı sıhhat dağıtma haline gelmesi gerçekten üzücü bir durumdur. Kim bilir insanlardan kimileri bundan yığın yığın kazanç elde etmektedirler. Buna karşı fakirlerin ihtiyaçları karşısında pinti kesilmektedirler. İşte o kimseler hakkında şöyle denmektedir:

“(Yüce Allah Cehennemin muhafızlarına emreder) Yakalayın onu, ellerini de boynuna bağlayın onun. Sonra cehenneme ulaştırın onu. Sonra onu yetmiş arşın uzunluğunda bir zincire vurun. Çünkü o azametli Allah’a iman etmezdi. Yoksulu yedirmeye de teşvik etmezdi (Hakka 30-34)”

Hem sonra, Muhammed’in (haşa) iddiada bulunduğu ve risaletinin sahte olduğu mirasına konan, bir yığın insan ve bir nice fakir ülkeler vardır.

Ben onlara diyorum ki:

Muhammed risaletinden ne elde etmiştir? Allah’ın tek olduğu ve O’nunla karşılaşmanın kesin olacağı konusunda ısrardan öte! Kurtuluş yolunda salt takvaya zorlamadan gayri? Kendisi için ne bir yarar ne de bir zarar vermeye malik olmayana kul olmada ısrardan başka? Uzun boylü rüku, secde ve taşkınlığı yenmek için silah taşımadan öte?

Bu yüzden Muhammed Allah’tan söz etmeye insanların en layık olanıdır. Biz O’nun kadar kutsal kabul edilen ve tenzih olunan hiç kimseyi bilmiyoruz.

Şu ayetlerdeki yeminin sırrı şudur:

“Hayır, yemin ederim ki gördüğünüz şeylere, Görmediğiniz şeylere de Muhakkak ki o şerefli bir elçinin okuduğu sözdür. O bir şair sözü de değildir, ne kadar az inanırsınız. Bir kahin sözü de değildir, ne kadar az düşünüp, ibret alırsınız? O alemlerin Rabbi tarafından indirilmedir (Hakka 38-43)”

Şayet Muhammed, bu vahyi kendi başına uydursaydı şüphesiz azabı yaman olurdu.

“Eğer bazı sözleri uydurup, bize isnad etseydi. Biz onu elbette kudretimizle alıverirdik. Sonra da kalbinin damarını elbette koparırdık. O zaman da sizden hiçbir kimse bunu ona yapmamıza engel olamazdı (Hakka 44-47)”

Şüphesiz bu Kur’an, dünya var oldukça hak olan imanı desteklemeye, arınmış nefisleri inşa etmeye ve sahibinin doğruluğuna delil olmaya devam edecektir.

Kaynak: Muhammed Gazali / Kur’an’ın Konulu Tefsiri / bkz: 775-777

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.