DOLAR
27,2199
EURO
28,8471
ALTIN
1.677,52
BIST
8.304,83
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
26°C
İstanbul
26°C
Az Bulutlu
Salı Az Bulutlu
26°C
Çarşamba Az Bulutlu
25°C
Perşembe Az Bulutlu
24°C
Cuma Az Bulutlu
24°C

Haccın Vacipleri, Sünnetleri, Sa’y ve Müzdelife Vakfesi

11 Eylül 2023 18:15
6
Haccın Vacipleri, Sünnetleri, Sa’y ve Müzdelife Vakfesi

Haccın rükün ve şartlarının yanında bir de vacipleri vardır. Bunların terk edilmesiyle hac geçersiz olmaz ise de mazeretsiz terk edilmesi tahrimen mekruhtur. Ayrıca meşru bir mazeret olmaksızın terk edilen veya zamanında yapılmayan her vacip için ceza gerekir.

Haccın vacipleri, kendi başlarına müstakil olan asli vacipler, farz, vacip veya sünnet olan diğer menasike bağlı olan fer’i vacipler olmak üzere ikiye ayrılır.

Haccın Vacipleri

Aslî vacipler sa’y, Müzdelife’de vakfe, şeytan taşlama, saçın tıraş edilmesi veya kısaltılması, veda tavafı olmak üzere beş tanedir.

  • Say Yapmak
  • Müzdelife Vakfesi
  • Şeytan Taşlama
  • Saçları Traş Etmek ve Kısaltmak
  • Veda Tavafı

1-) Sa’y Yapmak: Sa’y, sözlükte; koşmak, çaba göstermek gibi anlamlara gelir. Istılahta ise, Kabe’nin doğu tarafında bulunan Safa ve Merve denilen iki tepe arasında, Safa tepesinden başlayıp, Merve’de tamamlanmak üzere dördü gidiş, üçü geliş olmak üzere yedi defa gidip gelmekten ibarettir.

Safa’dan Merve’ye gidiş bir şavt, Merve’den Safa’ya dönüş bir şavt olur. Safa ile Merve arasındaki mesafeye sa’y yeri anlamına “mes’a” denir.

Sa’yin Sahih Olmasının Şartları

1-) Sa’yın, hac veya umre için ihrama girildikten sonra yapılması. İhrama girmeden önce yapılan sa’y sahih değildir. Ancak hac sa’yının, ihramlı halde yapılması şart değildir.

Hac için ihrama giren kimse, hac sa’yini Arafat vakfesinden önce yaparsa ihramlı olarak yapması gerekir. Arafat dönüşü ziyaret tavafından sonra yaparsa, ihramsız olarak yapabilir. Sünnete uygun olan da budur.

Umre sa’yının ise, umre tavafından sonra, henüz tıraş olmadan, ihramlı olarak yapılması vaciptir. Umre için tavaf yapıldıktan sonra umre sa’yi yapmadan tıraş olan kimse ihramdan çıkmış olur. Tıraş olduktan sonra ihramsız olarak yapılan sa’y sahihtir. Fakat vacip terk edildiği (sa’ydan önce tıraş olunduğu) için ceza gerekir.

2-) Hac sa’yinin hac ayları başladıktan sonra yapılması.

3-) Sa’yin muteber bir tavaftan sonra yapılması.
Muteber tavaftan kasıt, cünüp, hayz ve nifas hallerinden temiz olarak yapılan tavaftır.

4-) Şavtların çoğunun (en az dördünün) yapılmış olması. Dört şavttan az olursa sa’y geçerli olmaz. Dört şavttan sonrası eksik kalan her şavt için ceza (sadaka) gerekir.

Sa’yın Vacipleri

1-) Sa’yi yürüyerek yapmak.(Şafiilere göre sünnettir.) Ancak hastalık, sakatlık ve yaşlılık gibi nedenlerle yürüyerek sa’y yapamayacak kimse, arabaya binerek sa’yini yapabilir. Bundan dolayı bir ceza gerekmez.

2-) Sa’yi yedi şavta tamamlamak. (ilk dört şavt rükündür.)(Şafiilere göre sa’yin yedi şavtı da rükündür. Bir şavtın bir adımı bile eksik olsa, tamamlanmadıkça sa’y geçerli olmaz.)

Sa’yın Sünnetleri

1-) Sa’yi tavaftan sonra ara vermeden yapmak

2-) Hadesten taharet: Yani sa’yı abdestli olarak yapmak. Tavafı temiz olarak yaptıktan sonra adet görmeye başlayan kadınların sa’y yapmaları kerahetsiz olarak caizdir.

3-) Sa’ya başlamadan önce Haceru’l-Esvedi istilâm etmek.

4-) Necasetten taharet: Bedende ve elbisede namaza mani pislik bulunmamak.

5-) Her şavtta Safa ve Merve tepelerinin Kâbe’nin görülebileceği yerlerine kadar çıkmak.

6-) Her şavtta Safa ve Merve’de yüzünü Kâbe’ye dönüp tekbir, tehlil ve dua da bulunmak.

7-) Sa’yin şavtlarını ara vermeden yapmak.

😎 Erkekler için Safa ile Merve tepeleri arasında yeşil ışıkla aydınlatılmış sütunlar arasından kısa adımlarla koşarak, süratli ve çalımlı yürümek. Buna “hervele” denir. Hervele sa’yin her şavtından yapılır. Kadınlar ise hervele yapmazlar.

9-) Sa’y esnasında, “Tekbir, tehlil ve dua” ile meşgul olmak.

Sa’yın Yapılışı

Tavaftan sonra iki rekât namaz kılınınca Haceru’l-Esved istilâm edilerek Safa tepesine çıkılır. “Allah’ım, senin rızan için Safa ile Merve arasında 7 şavt hac(veya umre) sa’yini yapmak istiyorum. Bana bunu kolay kıl ve kabul et.” diye niyet edilir.

Kâbe’ye dönülerek Tekbir, tehlil ve Salavat-ı şerife okunur. Eller kaldırılarak dua edilir ve Merve’ye doğru yürünür. Yeşil ışıklı sütunlar arasında hervele yapılır. Sa’yin bütün şavtlarında hervele esnasında :

رَبِّ اﻏْﻔِﺮْ وَارْﺣَﻢْ وَاﻋْﻒُ وَﺗَﻜَﺮَّمْ وَﺗَﺡَﺎوَزْ ﻋَﻤَّﺎ ﺗَﻌْﻠَﻢُ اِﻧَّﻚَ ﺗَﻌْﻠَﻢُ ﻣَﺎﻟَﺎ ﻧَﻌْﻠَﻢُ اِﻧَّﻚَ اَﻧْﺖَ اﻟﻠّٰﻪُ اْﻟﺎَﻋَﺰُّ اْﻟﺎَﻛْﺮَمُ

“Rabbi’ğfir ve’r-ham va’fu ve tekerrem ve tecâvez amma ta’lem, inneke ta’lemü mâlâ na’lem, inneke ente’llâhül-eazzü’l-ekrem”

(Anlamı: Rabbim, günahlarımızı yarlığa, bize acı, kusurlarımızı affet, bize ikram et, bildiğim bütün günahlarımı bağışla. Çünkü sen bizim bilmediklerimizi de biliyorsun: şüpe yok ki, sen en aziz ve en keremsin Allah’ım) diye dua edilir. Merve’de de Kâbe’ye dönülerek tekbir, tehlil ve salavat-ı şerife okunur. Eller kaldırılıp dua edilir. Böylece sa’yın bir şavtı tamamlanmış olur.

Aynı şekilde Safa’dan Merve’ye dört gidiş, Merve’den Safa’ya üç dönüş olmak üzere, yedi şavt yapılınca sa’y tamamlanmış olur. İster hac ister umre için sa’y birer defa yapılır. Sa’yın nafilesi yoktur. Bu itibarla her tavaftan sonra sa’y yapılmaz.

Umre sa’yının umre tavafından sonra fakat ihramdan çıkmadan yapılması vaciptir. İhramdan çıkıldıktan sonra yapılırsa ceza gerekir.

Hac sa’yinin ziyaret tavafından sonra yapılması efdaldir. Fakat, ziyaret tavafından sonra izdiham olacağından, daha önce kudum tavafından veya herhangi bir nafile tavaftan sonra yapılması caizdir.

Temettu haccı yapmak isteyen kimse de ziyaret tavafından önce hac sa’yını yapmak isterse “Terviye (zilhiccenin sekizinci)” günü veya daha önce hac için ihrama girdikten sonra bir nafile tavaf yapar, sonra da haccın sa’yını yapabilir.

2-) Müzdelife Vakfesi: Müzdelife Arafat bölgesi ile Mina arasında, Harem sınırları içinde bir bölgenin adıdır. Hacda arefe gününü bayramın birinci gününe bağlayan geceyi burada geçirmek sünnet; vakfe yapmak ise vaciptir.

Müzdelife Vakfesinin Geçerli Olmasının Şartları

1-) Hac için ihramlı olmak.

2-) Arafat vakfesini yapmış olmak.

3-) Belirli yerde yapmak. Vakfenin yeri Müzdelife bölgesidir. Müzdelife’nin her yerinde vakfe yapılabilir. Meşar-i Haram (Kuzeh Dağı) civarında yapılması sünnettir. Müzdelife ile Mina’yı ayıran Muhassir Vadisi Müzdelife’den sayılmadığı için burada vakfe yapmak caiz değildir.

4-) Belirli zaman içinde yapmak. Müzdelife vafesi-nin zamanı kurban bayramının birinci günü tan yerinin ağarmaya başlamasından güneşin doğmasına kadar olan süredir.

Müzdelife Vakfesinin Vacibi

Hacda arefe günü Müzdelife’de akşam ve yatsı namazlarını ister yalnız olarak ister cemaatle olsun yatsı vakti içinde cem-i tehir olarak kılmak vaciptir.

Cem-i tehir birincinin vakti çıktıktan sonra iki vakit namazı birlikte kılmaktır. Bu namazlar, yatsı vaktinin çıkmasından endişe edilmedikçe Arafat’ta veya yolda kılınmaz. Kılındığı taktirde henüz yatsı vakti çıkmadan Müzdelife’ye ulaşılırsa, İmam-ı Azam ile İmam Muhammed’e göre yeniden kılınır. İmam Ebu Yusuf’a göre Müzdelife’ye ulaşmadan kılınması mekruh ise de kılındığı takdirde iadesi gerekmez.

Müzdelife’de akşam ve yatsı namazlarını cem-i tehir ile kılabilmek için hac için ihramlı olmak, arefe gününü bayram gününe bağlayan gece Müzdelife’de bulunmak ve yatsı vakti girmiş olmak şarttır.

Cem-i tehirde de iki farz arasında başka namaz kılınması mekruhtur. Bu yüzden akşamın sünneti ile yatsının ilk sünneti kılınmaz. Yatsının son sünnetiyle vitir kılınır. İki vaktin namazı bir tek ezan ve bir tek kametle kılınır. Yatsı namazı için ayrıca kamet gerekmez. İsteyenler, yatsının farzından sonra akşam namazının sünnetini de kılarlar.

Müzdelife Vakfesinin Sünnetleri

1-) Müzdelife’de gecelemek

2-) Çokça telbiye, tekbir, tehlil ve istiğfarda bulunmak.

3-) Vakit girer girmez sabah namazını kılmak.

4-) Mümkün olursa vakfeyi Meşar-i Haram yakınında yapmak.

5-) Ortalık iyice aydınlandıktan sonra güneş doğmadan Mina’ya hareket etmek.

Bayramın birinci günü şeytan taşlamak için taşların Müzdelife’de toplanması müstehaptır.

3-) Şeytan Taşlama: Dilimizde şeytan taşlama denilen remy-i cimar, hac edenlerin bayram günleri Mina’da Küçük Cemre, Orta Cemre ve Akabe Cemresi adı verilen yerlere ufacık taşlar atması demektir. Halk dilinde küçük şeytan, orta şeytan ve büyük şeytan denilen bu taş kümelerine taş atmak haccın vaciplerindendir.

Mina, Müzdelife ile Mekke arasında Harem sınırları içinde bir bölgenin adıdır. Şeytan taşlama günlerinde Mina’da gecelemek sünnettir.

Şeytan Taşlamanın Geçerli Olmasının Şartları

1-) Taşları Cemrelere el ile fırlatarak atmak; Taşları bir aletle atmak caiz olmadığı gibi, el ile götürüp, Cemreye koymak da caiz değildir.

2-) Atılan şeylerin yeryüzü cinsinden olmak.
Örneğin; taş, kurumuş çamur vb. yeryüzünün cinsinden olmayan demir ve ağaç gibi şeylerin atılması caiz değildir.

3-) Taşların her birini ayrı ayrı atmak. Hepsi birden atılırsa tek taş atılmış sayılır.

4-) Taşları kümelerin üzerine veya yakınına düşürmek. Uzağa düşerse sayılmaz. Üç zira (yaklaşık 1,5m) uzak sayılır.

5-) Taşların, atılan yere atanın hareketi ile ulaşması.
Atılan taş bir yere düştükten sonra, bu yerin etkisi olmadan kendiliğinden atılan yere ulaşması durumunda geçerli olur. Fakat, örneğin birinin omzuna düşüp durduktan sonra bu kişinin hareketiyle cemreye düşerse geçerli olmaz.

6-) Gücü yetenin taşlarını bizzat atması. Ayakta namaz kılamayacak kadar hasta olanlar, vekâlet vererek taşlarını başkasına attırırlar.

7-) Taşları belirli zaman içinde atmak.

Şeytan Taşlamanın Zamanı

Taşlama kurban bayramının dört gününde yapılır.
Bayramın birinci gününde yalnız Akabe Cemresine taş atılır.

Bayramın birinci günü taşlama zamanı tan yerinin ağarmasından başlar ertesi gün aynı zamana kadar devam etmekle beraber bu süre içinde güneşin doğuşundan öğle vaktine kadar sünnet, güneşin doğmasından önce ve güneşin batmasından sonra taş atmak mekruhtur.

Bayramın ikici ve üçüncü günlerinde taşlamanın zamanı zeval vaktinden başlar, ertesi gün tan yerinin ağarmasına kadar sürer. Mazeret olmaksızın güneş battıktan sonraya bırakılması mekruhtur.

Bu vakitlerde taşlamanın mekruh sayılması ortalığın karanlık olması nedeniyledir. Çünkü karanlıkta taşların yerine varıp varmadığını izlemek zor olduğu gibi, başkasına eziyet etme ihtimali de söz konusudur.

Ancak günümüzde bu yerler aydınlatıldığı için kerahet nedeni olan bu sakıncalar da ortadan kalkmıştır. Bu yüzden özellikle yaşlıların ve kadınların taşlamayı bu vakitlerde yapmaları daha uygundur.

Bayramın dördüncü gününde İmam-ı Azam’a göre, taş atma zamanı tan yerinin ağarmasıyla başlar. Ancak taşların henüz güneş doğmadan atılması mekruh güneşin doğuşundan zevale kadar süre caiz, zevalden sonra atılması ise sünnettir.

İmam Ebu Yusuf ile İmam Muhammed’e göre bayramın dördüncü gününde de taş atma vakti ikinci ve üçüncü günlerde olduğu gibi zevalden itibaren başlar.

Atılacak Taş Sayısı

Bayramın birinci günü yalnız Akabe Cemresine yedi taş atılır. Diğer iki cemreye taş atılmaz. Bayramın ikinci üçüncü ve dördüncü günlerinde her cemreye yedişerden yirmi bir taş atılır.

Böylece atılan taşların toplam sayısı yetmiş olur. Ancak bayramın dördüncü günü tan yeri ağarmadan önce Mina’yı terk etmiş olanlara dördüncü günün taşları atmak vacip olmaz.

Bu durumda atılan taşların sayısı kırk dokuz olur. Mina’nın Mekke tarafından sınırı Akabe Cemresidir. Akâbe Cemresini geçen Mina sınırını geçmiş sayılır.

Şeytan Taşlamanın Sünnetleri

1-) Nohuttan büyük, fındıktan küçük taşları atmak.

2-) Taşları yaklaşık 3,5 metre mesafeden atmak.

3-) Yedi taşı peş peşe atmak.

4-) Taşların her birini atarken “Bismillah, Allahu Ekber ” demek.

5-) Bayramın ikinci ve üçüncü günlerinde önce küçük sonra orta sonra da Akâbe Cemrelerine sırayla taş atmak.

6-) Küçük ve Orta Cemrelere taş attıktan sonra dua etmek. Akâbe Cemresi taşlandıktan sonra beklenmez.

7-) Akâbe Cemresine taşlar Mekke’yi sola Mina’yı sağa alarak atmak. Diğer iki cemreye taşlar istenilen her yönden atılabilir.

Şeytan Taşlamanın Mekruhları

1-) Bir büyük taşı olduğu gibi veya kırıp birkaç parça yaparak atmak.

2-) Bir cemreye aynı gün yediden çok taş atmak.

3-) yerine ulaşmayan taşı alıp, yeniden atmak.

4-) Cemre yerinde başkasının attığı taşı alıp atmak.

5-) Temiz olmayan taşı atmak.

6-) Cemreler arasındaki sıraya uymamak.

Şeytan Taşlamada Vekalet

Meşru mazereti olmayan bir kimsenin taşları Cemrelere bizzat atması vaciptir. Yaşlılık, hastalık ve sakatlık gibi meşru mazereti nedeniyle taşlarını bizzat atamayacak olanlar uygun kişileri vekil tayin ederek taşlarını attırırlar.

İzdiham nedeniyle gündüz taş atmayanlar gece atarlar. Gece taşlarını atabilecek durumda olanların vekil tutmaları caiz olmaz. Çünkü vekâlet acizlikle kayıtlıdır. Vekilin önce kendi taşlarını atması sonra da vekil olduğu kimsenin taşlarını atması uygundur.

Çocuğun taşlarını velisi, bayılmış olan kimsenin taşlarını da arkadaşları atabilirler. Bunlar için taş atılmasa da bir ceza gerekmez.

Vaktinde atılamayan taşların taşlama süresi içinde kaza edilmesi vaciptir. Bayramın dördüncü günü güneşin batmasıyla taşlama süresi sona erer. Bundan sonra ne eda ne de kaza olarak taşlama yapılır.

İmam-ı Azam’a göre süresi içinde atılmayan taşlar nedeniyle gereken ceza bunların daha sonra kaza edilmesiyle düşmez.

İmam Ebu Yusuf ile İmam Muhammed’e göre bayramın dördüncü günü güneş batıncaya kadar olan süre içinde kaza edilirse ceza düşer.

Artan taşlar ihtiyacı olanlara verilir veya uygun bir yere bırakılır, gömülmesi gerekmez. Atılması gereken sayıdan fazlasının cemrelere atılması mekruhtur.

Nefir: Nefir, Mina’dan ayrılmaya denir. İlk üç günün taşlamasından sonra Mina’dan ayrılmaya birinci nefir dördüncü günün taşlamasından sonra ayrılmaya da ikinci nefir denir.

4-) Saçları Tıraş Etmek veya Kısaltmak: İlmihal dilinde saçların tıraş edilmesi “halk”, kısaltılması ise “taksir” olarak anılır.

  • Halk: Ustura veya tıraş makinesiyle saçın dipten tıraş edilmesidir.
  • Taksir: Makas veya benzeri bir aletle saçın uçlarından bir miktar kısaltılmasıdır. Saçın tıraş edilmesi veya kısaltılması da haccın vaciplerindendir.

İmam-ı Azam’a göre kurban kesme günlerinde tıraş olmak vaciptir. Daha sonraya bırakılırsa ceza gerekir. İmam Ebu Yusuf ile İmam Muhammed’e göre kurban kesme günlerinde tıraş olmak vacip değil, sünnettir. Geciktirilmesi mekruh ise de ceza gerekmez. Ancak kişi tıraş olmadıkça ihramdan çıkmış sayılmaz.

İmam-ı Azam ile İmam Muhammed’e göre ise ister hac, ister umre olsun saçı tıraş etmenin veya kısaltmanın yeri Harem bölgesidir. Harem bölgesi dışında yapılması sahih ise de vacip terk edildiği için ceza gerekir. İmam Ebu Yusuf’a göre ise saçı Harem bölgesinde kısaltmak veya tıraş etmek vacip değil sünnettir.

Saçların tıraş edilmesi veya kısaltılmasında vacip olan miktar, en az dörtte birindeki saçlardır. Başın sadece dörtte birinde veya daha az kısmında saç varsa hepsinin tıraş edilmesi veya kısaltılması gerekir. Ne kadar kısmında olursa olsun, saçın tamamının tıraş edilmesi veya kısaltılması sünnettir.

Erkeklerin saçlarını tıraş etmeleri kısaltmalarından efdaldir. Kadınlar ise saçlarının en az dörtte birinin uçlarından bir miktar keserler. Onların saçlarını dipten tıraş etmeleri mekruhtur. Saçların kısaltılması halinde kesilen miktar, parmak ucu uzunluğundan daha az olmamalıdır.

Başında tıraş olabilecek kadar başında saç bulunmayan kimse ustura veya tıraş makinesini başından geçirmekle bu vecibeyi yerine getirmiş olur.

Bayramın ilk günü Müzdelife’den Mina’ya gelindiğinde sıra ile Akâbe Cemresine taş atılır. Temettü ve kırana niyet etmiş olanlar kurban keserler ve tıraş olup ihramdan çıkarlar. İmam-ı Azam’a göre bu sıraya uymak vaciptir. Bu sıraya uyulmadığı takdirde ceza gerekir.

İmam Ebu Yusuf ile İmam Muhammed’e göre ise bu sıraya uymak vacip değil, sünnettir. Uyulmadığı takdirde ceza gerekmez. Bu üç menasik ile ziyaret tavafı arasındaki sıraya uymak ise sünnettir.

Saçların tıraş edilmesi veya kısaltılması ile ihramdan çıkılmış olur. İhramdan çıkma, elbise giyme, koku sürünme, saç, sakal, bıyık ve tırnak kesme, avlanma ve cinsî ilişki gibi ihram yasaklarının kalkması demektir. Buna tehallül denir. Tehallül ikiye ayrılır.

1-) İlk Tehallül : Cinsel ilişki dışındaki ihram yasaklarının kalkmasını sağlayan ilk tehallül ancak saçın tıraş edilmesi veya kısaltılmasıyla olur. İlk tehallülün gerçekleşmesi için tertibe uymak gerekmediği gibi daha önce taş atma ve kurban kesme nüsükleri yapmış olmak da gerekmez. Bayramın ilk günü tan yerinin ağarmasından sonra tıraş olmakla ilk tehallül gerçekleşir ve cinsel ilişki dışındaki bütün ihram yasakları kalkar. Ancak Akâbe cemresine taş atmak kurban kesmek hatta ziyaret tavafı yapmakla (tıraş olmadıkça) ne ilk ne de ikinci tehallül gerçekleşir.(Şafiilere göre ilk tehallül taş atma, tıraş olma veya ziyaret tavafından herhangi ikisini yapmakla gerçekleşir.)

2-) İkinci Tehallül : Cinsel ilişki dahil bütün ihram yasaklarının kalkması demektir. İlk tehallülden sonra ziyaret tavafının da yapılmasıyla olur. Şayet henüz tıraş olmadan ziyaret tavafı yapılmışsa, tıraş olmakla ilk ve ikinci tehallül her ikisi birden gerçekleşir.

5-) Veda Tavafı: Veda tavafı hacda yapılan en son tavaftır. Dışardan gelen ve hac görevlerini tamamlayarak memleketlerine dönen hacıların veda tavafı yapmaları vaciptir.

Vacip Olmanın Şartları

1-) Haccetmiş olmak.

2-) Hacceden kişinin afakî olması. Mikat sınırları içinde Mekke ve Harem bölgesinde ikamet edenlere veda tavafı yapmak vacip değildir.

3-) Kadınların Mekke’den ayrıldıkları esnada hayız ve nifas hallerinden temiz olmaları. Henüz veda tavafını yapmadan aybaşı veya lohusa olan ve temizlenmeden Mekke’den ayrılan kadınlardan veda tavafı düşer. Bundan dolayı ceza da gerekmez. Ancak Mekke’den ayrılmadan temizlendikleri takdirde, yola çıkmak için hazırlanmış bile olsalar veda tavafı yapmaları vacip olur.

Vakti ve Sıhhat Şartı

Veda tavafı ziyaret tavafından sonra yapılır. Mekke’den ayrılıp mikat dışına çıkılmadıkça vakti sona ermiş olmaz. Veda tavafı yapmadan mikattan ayrılan bir kimse henüz mikat sınırı dışına çıkmamışsa ihramsız olarak Mekke’ye dönüp veda tavafı yapması vacip olur. Mikat sınırı dışına çıkmışsa dönmesi gerekmez fakat ceza lâzım gelir.

Şayet ihramlı olarak dönüp eda ederse yani yeni bir umre yapmak üzere ihrama girip umreden sonra veda tavafını yaparsa ceza düşer.

Ziyaret tavafı yapılmadan veda tavafı yapılmaz şayet yapılırsa bu tavaf ziyaret tavafı sayılır. Çünkü Arafat vakfesinden sonra yapılan ilk tavaf hangi niyetle yapılırsa yapılsın ziyaret tavafı olur.

Ziyaret tavafından sonra yapılan her tavaf da veda tavafı sayılır. Veda tavafının Mekke’den ayrılırken yapılması daha faziletli ise de önce yapmak da caizdir. Veda tavafını yaptıktan sonra Harem-i şerife girip namaz kılmakta ve tavaf yapmakta bir sakınca yoktur. Bu durumda en sonra yapılan tavaf veda tavafı sayılır.

Haccın Sünnetleri

Hacda farz ve vaciplerin dışında kalan diğer menasik haccın sünnetleridir. Sünnetlerin yerine getirilmesi haccın sevabını arttırır. Mazeretsiz terki mekruhtur. Fakat sünnetin terkinden herhangi bir ceza gerekmez.

Haccın sünnetleri de vacipleri gibi kendi başına müstakil olan asli sünnetler, diğer menasiklere bağlı olan feri sünnetler olmak üzere ikiye ayrılır.

Haccın asli sünnetleri

1-) Kudum Tavafı: Mekke’ye geliş tavafı demektir. İfrad ve kıran haccı yapan afakilere sünnet olup Arafat vakfesine kadar süre içinde eda edilir. Fakat Mekke’ye varınca geciktirilmeden yapılması müstehaptır. Kudum tavafı da ziyaret tavafı gibi yapılır. Ancak haccın sa’yı bu tavaftan sonra yapılmayacaksa izdiba ve remel yapılmaz. İfrad haccı yaptıkları halde Mekke’ye uğramadan doğrudan Arafat’a çıkanlar ile özel halleri sebebiyle kudum tavafını eda edemeden Arafat’a çıkan kadınların kudum tavafı yapmaları söz konusu değildir.

2-) Hac Hutbeleri: Hacda üç yerde hutbe okunması sünnettir. Birinci hutbe, Zilhiccenin 7. Günü Mekke’de, Harem-i şerifte öğle namazından önce okunur. İkinci hutbe, arefe günü Arafat’ta Nemire Mescidinde zevalden sonra cem-i takdim ile kılınan öğle ve ikindi namazlarından önce, Cuma hutbesinde olduğu gibi, arada oturularak iki hutbe halinde okunur. Üçüncü hutbe ise, bayramın 2. Günü öğle namazından önce Mina’da irad edilir.

3-) Arefe Gecesini Mina’da Geçirmek: Terviye (zilhiccenin 8.) günü güneş doğduktan sonra Mekke’den Mina’ya gitmek ve o günkü öğle namazından ertesi günkü sabah namazı dahil beş vakit namazı kılıp geceyi de burada geçirmek sünnettir. Bu durumda Arafat’a buradan çıkılır. Fakat günümüzde hac edenlerin sayısı hayli kalabalık olduğundan genellikle Arafat’a Mekke’den gidilmekte ve bu sünnet istenmeyerek terk edilmektedir.

4-) Bayram Gecesini Müzdelife’de Geçirmek:
Arefe günü güneş battıktan sonra Arafat’tan Müzdelife’ye gelindiğinde bayram gecesini burada geçirmek sünnettir.

5-) Bayram Günlerinde Mina’da Kalmak: Eyyam-ı nahr denilen kurban kesme (zilhiccenin 10, 11 ve 12.) günlerinde Mina’da kalmak ve orada gecelemek sünnettir.

6-) Tahsib: Hac sonunda Mina’dan Mekke’ye dönüşte Muhassab denilen vadide bir süre dinlenmek (tahsib) sünnet-i kifayedir. İzdiham nedeniyle bu sünnet de genellikle işlenmemektedir.

Haccın farz, vacip ve sünnetleri olduğu gibi haccın bir takım adapları da vardır. Bu adapları şöyle özetlemek mümkündür:

1-) Haccı helâl kazançla yapmak. Haram mal ile yapılan hac sahih ise de sevabı olmaz.

2-) Üzerinde kul hakkı varsa onu ödeyerek sahibi ile helalleşmek.

3-) Bir daha işlememek azim ve kararı ile günahlardan tevbe etmek ve istiğfarda bulunmak.

4-) Kazaya kalmış namaz ve oruç gibi ibadetleri varsa mümkün mertebe onları kaza etmek.

5-) Hac yolculuğu hakkında bilgi ve tecrübesi olan kimselerle istişare etmek.

6-) Yola çıkmadan önce dost ve yakınlarıyla helâlleşip vedalaşmak.

7-) Haline uygun, anlaşabileceği yol arkadaşlarını seçmek.

😎 Riya, gösteriş ve böbürlenmekten sakınmak.

9-) Gerek yolculukta ve gerekse hac esnasında başkalarıyla tartışmaktan ve kırıcı davranışlardan sakınmak.

10-) Yolculuğa çıkarken ve eve dönüşte iki rekât namaz kılmak.

11-) Gerek yolculukta, gerekse hac esnasında vaktini ibadet, zikir, salavat, dua ve istiğfar ile geçirmek.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.