Allah (c.c) ile kulları arasında herhangi bir akrabalık bağı vs olmadığı için, Allah (c.c) adaletiyle hükmedecektir. Eğer Allah hilmiyle günahları kuşatırsa o kişiyi isterse affeder, isterse az bir günahtan dolayı kulunu hesaba çeker.
Lüks bir hayat yaşayarak zulüm içinde zahiri ve batıni olan günahlara dalmış kişilere baktım ve gördüm ki onlar hiç de ummadıkları noktada yoruldular. Onların zürriyetleri için yaptıkları binalar yıprandı ve temelinden çöktü.
Onların bu hale düşmelerinin sebebi hak tarafını ihmal etmeleri ve yaptıkları bazı hayırların işledikleri şerlere kalkan olacaklarını sanmalarıydı. Böylece onlar heva ve heves gemisine binerek boğulacakları denize açılmış oldular.
Bir taraftan da ilim peşinden giden kişileri gördüm ki onlar da Hakkın kendilerini halvette müşahade ettiğini ihmal ettiler. Bu durum da zikrettikleri güzel şeyleri yok etmiş oldu. Böylece onların varlıkları yoklukları gibi oldu ve insanlar onları görmek istemedi, kalpler onlarla buluşmaya iştiyak duymadı
Allah’ın insanı gördüğü gerçeğini ihmal etmemek gerekir. Çünkü Allah’ın adalet terazisi bir zerreyi bile ihmal etmez. Günah işleyenlere işlediklerinin karşılığı uzun zaman sonra bile olsa mutlaka verilecektir.
Halvetlerde batıni hallerinde ve niyetlerinizde Allah’tan sakının! Muhakkak ki Allah tarafından gözetleniyorsunuz.
Allah’ın hilmi ve lütfu da sizi aldatmasın. Nice kişiler vardı ki bu şekilde aldanıp gitmişlerdi. Hatalarınızı murakabe edin ve silmek için gayretli olun. Hatalardan kaçarak tazarruda bulunmak gibi faydalı bir ilaç da yoktur. Kim böyle düşünürse bu düşüncesi ona fayda verir. Allah’ın murakabesini düşünen insanlardan bazıları şöyle demişlerdir;
Nice lezzetlere muktedir oldum ancak o lezzetler çok da büyütülecek şeyler değilmiş
Nefsim bana günahların küçük olduğunu, Allah’ın fazlının ise büyük olduğunu telkin etmişti. Ben de nefsime dedim ki: Sen eğer bu günahlara galip gelirsen sen yine sensin; şayet günahları işlersen o zaman sen kim olacaksın? Bu hususu, geniş davranarak müsamaha göreceklerini zanneden bazı kişilerin yanında zikrettiğim de onlar bu düşüncelerinden vazgeçtiler.
Kaynak: İbn Kayyım el-Cevziyye / Tehlikeli Tuzaklar / bkz:99-100