Habeşliler, Kabe’ye savaş açmak, O’nu yıkmak ve O’nun etrafındaki ibadeti iptal etmek için ordu hazırladılar ve Allah’ın: “Çalım satarak insanlara gösteriş yaparak (çıkarı) ve Allah yolundan men edenler (Enfal Süresi 47)” ifadesinde anlatıldığı üzere yurtlarından çıktılar. Ordularına Arap Yarımadası’nda ilk kez savaşa katılan fil gruhunu da kattılar.
Mekke halkı bu saldırıya direnmede kendini aciz hissetti. Allah’ın evini ve kendi evlerini kaderin hükmüne terk ederek dağların tepelerine kaçtılar. Habeşli Hristiyanlar, Beytu’l Haram’a (Kabe’ye) bu saldırıyı yapmalarında hatalıydılar. Tıpkı kendi ritüellerini San’a kiliselerinde yaptıkları gibi Araplara da kendi ritüellerini yapmaları için orayı onlara bıraksalardı ne olurdu?
Habeşliler, bu alanda özür kabul etmezler. Ancak bu saldırıda feci bir sonuçla karşılaştım. Bu saldırıda insanlara taş atan kuş sürüleri akın etmektedir. Kur’an’dan anlaşıldığına göre bu, Lut kavmine atılan, şehri yerle bir eden ve enkaz haline çeviren taş çeşidinin aynısıdır. Tarihçilerin aktardığına göre, bu sürüler, bulaşıcı çiçek hastalığını yaymışlardır. Bu yüzden saldırganlar yok olmuşlardır.
Saldırı komutanı “Ebrehe” ise bu telef eden yenilgisinden sonra San’a’ya dönünce ölmüştür. Bu hususu Allah şöyle belirtmektedir:
Ayette geçen ebabil; topluluklar/gruplar demektir. Ravilere göre, peygamberlerin sonuncusu, fil yılı doğmuş, adeta Allah O’nun bereketine Mekke’yi korumuştur. Kureyş’in bekası, Mekke’de tam bir güven ve yaşam garantörlüğü içinde işte bu yüzden devam etmiştir.
Bu, Ümmü’l Kura (Mekke)’den İslam’ın doğup bütün dünyaya yayılışının İlahi bir hazırlığı olmuştur. Buna bir sonraki süre işaret etmektedir.
Kaynak: Muhammed Gazali / Kur’an’ın Konulu Tefsiri / 893-894