Fecr Süresi 21-26. Ayet: “Ama yer, çarpılıp parçalandığı zaman; Melekler sıra sıra dizilip, Rabbinin buyruğu gelince, O gün, cehennem ortaya konur. O gün insan öğüt almaya çalışır ama artık öğütten ona ne?. Keşke bu hayatım için önceden bir şey yapsaymışım” der. O gün, hiç kimse, Allah’ın azap ettiği gibi azap edemez. Hiç kimse O’nun vurduğu bağ gibisini bağlayama
Fecr Süresi 21-26. Arası Ayet Tefsiri: Hayır hayır, olmaz bu gidiş, yanlış bu anlayış. Arz bir kere sarsıldı mı, yer bir kere çalkalandı mı, içindekileri atacak, sinesindekileri kusacak, karnında ne varsa hepsini dışarı atacak biçimde yeryüzü sallanacak!
Hani bazı şeyleri gömüyoruz ya yerin altına. Emeklerimizi, yiyeceklerimizi, alın terlerimizi, birilerine anlatmayarak kafalarınızda toprağın altına gömdüklerimizi açığa çıkarmak üzere yeryüzü içindekileri kustuğu zaman… Sizleri hesap, kitap dönemi dışarıya attığı, kıyamet gelip çattığı zaman.
Hayatınızın, yaptıklarınızın hesabını vermek üzere kendi huzurunda toplanmanız için meleklerin sıra sıra dizilip Rabbinin emri geldiği zaman. İşte o zaman
İşte insan o gün bilir, o gün anlar, o gün hatırlar. Neyi? Rabbine karşı sorumluluklarını bilir, Rabbinin kendisinden istediklerini anlar, Rabbine karşı takınması gereken tavrını hatırlar.
Dünyada kulluğu gereği yapması gerekirken yapmadıklarını, yapmaması gerekirken yaptıklarını, vermesi gerekirken vermeyip tuttuklarını, harcaması gerekirken cimrilik edip harcamadıklarını, harcamaması gerekirken harcadıklarını, sevmesi gerekirken sevmediklerini, sevmemesi gerekirken sevdiklerini;
Küsmesi gerekirken küsmediklerini, küsmemesi gerekirken küstüklerini, okuması gerekirken okumadıklarını, okumaması gerekirken okuduklarını, kulluk yapması gerekirken, emirlerini dinlemesi gerekirken Rabbine kulluk yapmadığını, kulluk yapılmaya değmezken kulluk yaptıklarını, hasılı yaşamaması gereken bir hayatı yaşadığını, yaşaması gereken hayatı yaşamadığını, hata ettiğini, yanlışa düştüğünü anlar.
Gerçeği anlayacak, ama ne fayda? Ne olacak ki o hatırlamadan? Ne manâsı var ki bu hatırlamanın? Anlamaz olsunlar. İsterse unutsunlar. Ne kıymeti var bu hatırlamanın? Bunu dünyada bilecek ve hatırlayacaktı. Dünyada düşünecek ve ona göre bir kulluk hayatı yaşayacaktı. Geçmiş olsun!
Allah size böyle imtihan için bir şeyler veriyor ama siz bunu unutuyorsunuz. Halbuki bu dünya boştur, bomboştur.
Eğer elektronla çekirdeği birleştirirseniz tüm kainatı şu yüzüğün kaşına sığdırabilirsiniz. Her şey bir noktadan ibarettir. Noktayı hareket ettirirseniz çizgi, çizgiyi de hareket ettirirseniz işte insan ve dünya. O da bir hiçtir.
“Yahu az evvel selamlaşmıştık!
Gitti be! Az evvel yanımızdaydı adam, ölmüş be!” diyoruz ya, işte Rabbimiz burada diyor ki, arz sallanacak, içindekileri dışarıya kusacak, melekler ve Allah’ın hükmü gelecek, yani konum değişecek. Yeryüzündeki imtihan konumu bitecek ve hesap konumu başlayacak.
Şu anda dünya imtihan konumundadır. Bizim imtihanımız için varlıklara, arza şekil almalarını emretmiş Rabbimiz, onlar da şu anda imtihan konumu almışlar Yarın Rabbimizin başka bir komutuyla tüm varlıklar, sema, arz, güneş, ay, yıldızlar, tüm kâinat hesap konumuna geçecek. İmtihan salonunun kapanması ve imtihan sonuçlarının okunması, ilân edilmesi dönemi ya da imtihan sorularına göre insanların yerleştirilme dönemine geçilecek.
Hani burası yemek masası, şurası hesap masası diyorlar ya. Burada yemek yenir, şurada da hesap ödenir diyorlar ya, işte yemek masasından, amel masasından hesap masasına geçiş dönemi. İşte o gün insan gerçeği anlayacak da:.
Eyvah! Keşke beni bugün kurtaracak amelleri önceden takdim etseydim! Keşke geleceğim için önceden salih ameller gönderseydim! Keşke Rabbimi razı edecek salih ameller işleseydim! Keşke hayatımı Allah için yaşayarak önceden kendim için takdimde bulunsaydım!
Keşke malımı Allah yolunda takdim etseydim! Keşke zamanlarımı Allah’ın istediği gibi değerlendirip geleceğim için takdim etseydim! Keşke malımı Allah’ın istediği yerlerde harcayıp yarınım için hazırlıkta bulunsaydım. Keşke çocuklarımı, karımı, kızımı, kendimi Allah’a kulluğa yatırım yaparak kendim için önceden takdimde bulunsaydım!
Keşke tüm varlığımı Rabbimin yoluna adayıp bugünümü garanti etseydim! Keşke namaz, zekat, cihad gibi Rabbime güzel ameller sunup bugün cennete girebilmek ve cehennemden kurtulabilmek için onlara en çok muhtaç olduğum dönemimde Rabbimden geri alsaydım!
Çünkü:
O gün Allah gibi kimse azap edemez. O gün Allah’ın yakalaması gibi kimse yakalayamaz. Bir yakaladı mı tam yakalar Allah’tan kurtulmaya çalışmak. Polisten kurtulmaya benzemez bu. Hakimden, maliyeciden, düşmandan, yılandan, çıyandan, akrepten, ölümden, veremden kurtulmaya benzemez bu ve Yine hiç kimse O’nun vurduğu bağ gibisini vuramaz. Hiç kimse O’nun yakaladığı gibi yakalayamaz. Hiç kimse O’nun azap ettiği gibi azap edemez.